Bize medeniyet dersi vermiş alman takımı. Taraftarları arasında yığınla türk olmasına rağmen hiçbir arbede yaşanmamıştır. Maç sonu galatasaray ı yuhlamamış , tribünden yabancı madde atmamışlardır. Ayrıca başkanı josef schnusenberg rakibin türk ve müslüman bir rakip olması dolayısıyla ücretsiz ikram yapılan alanlarda domuz etinden yapılmış ürünleri kaldırmış. Üstelik bu adam almanya nın en büyük domuz eti üreticisiymiş.
gönül ister ki finale kadar yürüsün ve finalde real madrid ile karşılaşsın. ha normal şartlarda fc barcelona yarı finalde real madrid'i tokat delisi yapıp eler ama ben sırf benim adamım raul gonzalez'in şu asıl sahibi olduğu 7 numaralı beyaz formayı geride kalan 15 seneye ve sayısız rekora bakmadan gidip yeni yetme portekizli reklam topçusuna veren real madrid'den hayatının intikamını almasını istemekteyim. evet, futbol tarihinin gelmiş geçmiş malesef en başarılı ve en iğrenç kulüplerinden birisine karşı bunu yapmasını istiyorum. yürü be tilkim...
raul romantizmini bir yana bırakırsak;
uzun yıllardır kaybedenler kulübünün en kadim üyesi olan, ligde juventus'un itinayla öğütülmesiyle kendi kendine kolpadan bir krallık kurmuş, avrupa'da moratti beyefendinin mourinho gibi bir adamı getirebilmesiyle bir şeyler yapabilmiş olan inter'e gerçek yerlerini göstermeleri beni pek bir mutlu etti. evet yılların eziği inter'in şampiyonlar ligi şampiyonu olduğunu bile gördüm ne yazık ki, ama bu ruhr delikanlıları ne mutlu ki onlara hakettikleri yerleri gösterdi.
moratti'nin o kuru kafası, yıllardır boşa harcanan neredeyse milyar dolar seviyesindeki paralar, 1995'ten beri transfer edilen 120'den fazla futbolcu ve birkaç sezonu saymazsak son 20 yılın müzmin eziği inter...
1997'de son kez* çift maç üzerinden oynanan uefa kupası finali sonucunda penaltılarla tokatlamışlardı bu inter'i, wilmots'un paigluca'ya attığı nefis bir gol vardı ilk maçta, ivan zamorano ise rövanşta son dakikalarda attığı golle maçı penaltılara götürüp, daha sonra penaltı kaçırmasıyla eğlendirmişti. evet, ama ertesi sezon inter milan yine uefa kupası'nda bu sefer çeyrek finalde eledi rakibini, tokatlama sırası şimdi tabi ki schalke'deydi.
1985'te bir başka alman ekibi borussia monchengladbach'ın real madrid'e tarihi elenişini hatırlatan türden bir saçmalığa imza atmazlarsa yarı finaldeler kendileri. ve bir diğer paralı ezik olan real madrid'e ki düşük bir ihtimal barça'yı eleyip finale çıkarlarsa o finali raul'un hat-trick'iyle falan kazanmalarını istiyorum. evet yazının başına döndük, yine romantizm...
galatasaray'la oynayacakları maçın bilet fiyatlarını 593 tl olarak belirlemişler. ayrıca misafir tribün haricinde hiçbir galatasaraylı taraftarların başka bir tribüne alınmayacağını açıklamışlar.
schalke 04 alman liginde inisli cikisli grafikler cizse de, özellikle sampiyonlar liginde cok basarili sonuclar elde eden kulüp. bundan iki sene önce yari final oynamis, lyon, valencia o dönemin interi gibi son derece güclü rakipleri elemislerdir. bu sezon da sampiyonlar liginde maglubiyeti bulunmayip, arsenal'in özellikle londra'da anasini aglatmislardir.
kisacasi kimse schlake 04'de "kebap" "mebap" demesin, adamlar her ne kadar diger rakipler arasinda kolay gözükse de, kanaatimce galatasaray'dan daha tecrübeli, daha iyi oynayan ve daha disiplinli takimdir.
kendileri rakiplerinin galatasaray olmasina sevinmis, kaptanlari: "cok rahat bir kura cektik, ama rakibimizi asla kücümsemeyecegiz!" demistir.