türkçe' de ne demeye bayern münih olarak adlandırdığımızı anlamadığım takımdır. almanca söyleyeceksek ki manası yok, o zaman '' bayern münchen '' dememiz gerekir. yok türkçe söyleyeceksek ki normali budur, o takdirde '' bavyera münih '' demeliyiz. ne öyle melez kırma, yarı almanca, yarı türkçe bayern münih? hoş bu hıyarlığı yapan sadece bizler değiliz, ingilizce' de de '' bavaria munich'' denmiyor bu takıma, onlar da bizim gibi bayern munich diyorlar.
ek: bazı mallar bunu kötülüyorlar. ne çüküme eksiliyorsun, bir soru sorduk,anlamadığımızı söyledik. ne mal heriflersiniz be.
son 15 günde yakaladıkları seri galatasaray'ın 1996-1997 ve fenerbahçe'nin 2002-2003 sezonunda yakaladığı "gol ishali" serilere benzetilebilir. sıralamak gerekirse;
galatasaray 1996-1997 türkiye 1. futbol ligi sezonunda önce ali sami yen'de gaziantepspor'u 6-1, sonra deplasmanda altay'ı 8-1 ve akabinde gene içeride istanbulspor'u 6-1 yenerek 3 haftada 20 gol atma başarısı göstermiştir.
başlıktaki gavur takımı ise benzer şekilde önce 25 şubat'ta sporting lizbon'u deplasmanda 5-0 yendiler, aynı haftanın sonu werder bremen'e gol atamasalar da sonraki hafta içeride hannover 96'yı 5-1 yendiler ve 4 gün sonrasında sporting lizbon'a rövanşta 7 tane sallayarak 3 maçta* 17 gol atma başarısı gösterdiler.
böyle bir anlık gaza gelip de leblebi gibi gol sıçan takımların, galatasaray haricinde*, sonu duvara toslamak olduğundan bavyeralıların da sezon sonunda ellerine alacağından şüpheleri olmasın.
almanya'nın göztepe'si olma yolunda emin adımlarla ilerleyen takımdır. beş yıl sonra ikinci ligde kümede kalma mücadelesi veren bir bayern düşünmek istemiyorum.
bugünkü anlamda gerçek ligin kurulduğu 1963'ten bu yana, 2. ligde oynadığı ilk 2 sezon hariç bütün sezonlarda oynamış ve 2007-2008 bundesliga şampiyonu olmuş kulüp. çarşamba günü zenit'ten müthiş bir ayar yiyerek annesinin ligine dönmüşlerdir.
26 mayıs 1999 gecesi, manchester united'dan 1.5 dakikada 2 gol yiyip de ellerindeki kupayı ingilizlere verdikleri gece seramonide ağlayan, çimleri yumruklayan futbolcularını gördüğümüz zaman içimizde derin bir sempati oluşmuştu. amma velakin o günden bugüne kadar hızla nedense nefret edilesi bir takım haline geldiler ve 10 nisan 2008 getafe bayern munich maci'nin sonucu ile beraber takım otobüsünü/uçağını rpg-7 ile vurup havaya uçurma isteğini doruklara çıkartmışlardır. canınınız cehenneme lan luca toni'nin de, ribery'nin de... adamı getafe taraftarı yaptınız gece gece...
ne zaman bu takımın adı geçse aklıma hep ortaokul yıllarında arkadaşımla girdiğim diyalog gelir. bayern munich'in parlak dönemlerinde aldığım formasını ilk kez sırtıma taktım. beden dersinde çift kale yapıcaz. tiptop yapıldı takımlar ayrıldı. bizim takımdan benim arkadaş farketti üstümdeki formayı. forma ayıptır sölemesi orijinal, e armada da tabiatiyle almanca bayern münchen yazıyor. arkadaşım ne dese beğenirsiniz. "aga forma güzelde çakma galiba. niye bunun bayern munih olanından almadın?" o gün bugündür forma eskidi ama bizim arkadaşlar arasındaki bu geyik eskimedi.
şahsı kanımca dünyanın en iyi yönetilen takımı. hiçbir ultra zengin yönetiminde yer almamaktadır. takım tamamen eski efsane futbolculardan kurulu bir teknik ekip, yönetim heyeti ve oyuncu gözlemcilerinden oluşmaktadır. Bu sene beklenen flaş transferleri sonunda yapmışlardır ve alman ligi ile uefa kupasının tartışmasız favorisidir.
iddaa bültenlerinin en lanet takımı olma yolunda hızla ilermekte olan takımcağız. geçen hafta 1,05 lik oranıyla kazanamamıştılar. bu hafta da stuttgart deplasmanında 3 yiyp oturdular aşağı.