altyapısından granit xhaka, shaqiri gibi futbolcuları çıkarıp avrupa devlerine satan takım.
scout ekibi de fena degil. mohammed salahı mısır liginden alıp avrupaya getiren takım da baseldir.
bir zamanlar delgadoyu da arjantinden bulup getirmişlerdi sonra beşiktaşa 6.5milyon dolara satmıştılar.
2002den 2013e kadarfazla seviyye atlamışdılar. dev takımlara karşı iyi sonuçlar alıyordular bir ara . tottenhamı eleyip, manu, bayern munich, juventus, roma ve chelseayi yenmiştiler. liverpoola şl'de 2maçta da yenilmemiştiler.
marka olma yolunda ilerliyorlardı birden düşüşe geçtiler. umarım toparlarlar eskiye dönerler yine.
avrupa'da 2018 yılının en kötü grafiğine sahip olma yolunda ilerleyen futbol kulübü.
öyle ki 2018 yılında çıktıkları sekiz resmi maçta altı mağlubiyet, bir beraberlik ve bir galibiyet aldılar. ki aldıkları tek galibiyet de 4-0 kaybedilen manchester city maçının rövanşıydı. diğer yandan bu 8 maçlık süreçte isviçre kupasından da elenmeyi başardılar.
dün gece erteleme maçında (bkz: lausanne sports) deplasmanında 90. dakikada yedikleri golle üç puandan oldular ve lider young boys ile aradaki puan farkı 16 oldu.
2017 yılının sonuna kadar olan süreçte yani lig devre arasına girmeden önce takım muhteşem bir çıkış yakalamış, hatta bu süreçte benfica'ya st. jakob-park'ta beş atıp, manchester united'ı da aynı şekilde 1-0 devirmişlerdi.
ancak ligin devre arasında her ne olduysa takım lige bok gibi bir başlangıç yaptı ve young boys'un iki puan gerisindeyken fark birden 16'ya kadar çıktı.
bunun en temel nedenlerinden biri teknik direktör raphael wicky gibi gözükse de, esas kahramanımız başkan bernhard burgener ve sportif direktör marco streller. kaldı ki basel medyasının deyim yerindeyse itin götüne soktuğu ikili de onlar oldu.
yaz transfer döneminde daha önce güzel paralara elden çıkarttıkları oyuncuları, "kelepir" şekilde takıma katınca, "transfer başarısı" gibi gözüktü bu hamleler. ancak (bkz: valentin stocker), (bkz: fabian frei) ve (bkz: samuele campo) üçlüsünün tamamı bitik bir grafik sergiledi, sergilemeye de devam ediyor. böyle çöp transferler takımın kimyasını bozunca dibe vurmak da çok zor olmadı sözün özü.
yeni yönetim keşke e-spor organizasyonlarının ekmeğini yemeye çalışmakla meşgul olmayı bırakıp sağlam birkaç transfer ve iyi bir hoca hamlesi yapsaydı da takım bu hale gelmeseydi.
netice itibariyle sekiz yıl aradan sonra ligde şampiyonluk koltuğu el değiştirmiş olacak. basel'de ise ciddi değişimlerin yaşanması kesin gibi gözüküyor bu yaz.
kış transfer döneminde (bkz: manuel akanji)'yi yaklaşık 22 milyon euro karşılığında borussia dortmund'a, (bkz: renato steffen)'i ise 1.5 milyon euro karşılığında wolfsburg'a satan isviçre ekibi.
bunlara ek olarak eski oyuncularından (bkz: valentin stocker)'ı hertha berlin'den, (bkz: fabian frei)'ı mainz'dan (bkz: samuele campo)'yu da lozan'dan kadrosuna dahil etmiştir. bu iki transferin toplam bonservis maliyetleri ise 800.000 euro civarında.
her transfer döneminde olduğu gibi oyuncu satışlarından ciddi kar elde etme geleneğini sürdürmüştür basel yönetimi. bakalım bu hamlelerin takıma etkisi nasıl olacak...
2017-2018 sezonuna (bkz: raphael wicky) yönetiminde kötü bir başlangıç yapmış takımım. 7 haftası geride kalan ligde, 11 puanla üçüncü sırada yer almaktadır.
raphael wicky bu takımda farklı şeyler deniyor (üçlü savunma oynatmak gibi) ancak bu değişiklikler konusunda şimdiye dek pek başarılı olduğu da söylenemez maalesef. her şeyden önce takımın en belirgin sorunlarından biri hücumda üretken olamaması. bu nedendir ki ligde atılan son üç golden ikisi penaltı noktasından geldi.
bu "bir şeyleri değiştirme" ısrarı ne kadar sürer bilinmez ama ucundan kıyısından takıma zarar vermeye başladığı bir gerçek. yarın şampiyonlar ligi'nde manchester united sınavı wicky için oldukça kritik önem taşımakta. takıma oynatacağı futbol, geleceğe dair belirleyici olacaktır kanaatimce.
