adı sanı duyulmamış brezilyalıları ve mehmet topuz - gökhan ünal gibi dünya çapında (!) transferleri varken, fifa'nın sayfasında bile en fazla görüntülenen haberler olan galatasaray transferine laf söyleme gafletinde bulunan ufak camianın minik kanalı. satın alma opsiyonlu alınca transfer yapılınca o önemli olmuyormuş, ilkokul zeka seviyesindeki taraftarlarından da bunu duyduk iyi oldu. ortaya kaç sene önceki ortega'lar falan çıktı, birazdan "tanju'yu nassı almıştık ehi ehi" diyen zerzevatlar çıkarsa şaşırmayız eminim...
roberto carlos gibi bir efsaneyi, alex de souza gibi bir yıldızı, edu dracena gibi brezilya milli takımına kadar yükselmiş defans oyuncusunu, hali hazırda ki milli takımın sol beki andre santos ve corinthians takımının orta saha oyunucusu cristian'ı tanımayanların, adı sanı duyulmamış diyenlerin, yıllarca kendi takımlarının peşinde koştuğu mehmet topuz ve gökhan ünal'ı kadrolarında göremeyince sinirlenenlerin ve hala futbolu takip ettiğini sananların bok attığı güzide spor kanalı...
galatasaraylıların umrunda olmayan televizyon kanalı.
normal olarak gazete ve spor bölümünü okuyan insanların, çeşitli gazetelerde bahsedilen iddiaları okuması sonucu; bir iki eleştiri yapması normaldir. yahu adam, sen yaptığın veya yap(a)madığın transferlerle ilgilensene, sana ne galatasaray'ın ne kadar harcadığından. cebinden mi çıkıyor? çok ilgini çekiyorsa, galatasaray'ın uefa kupasını almasının belgeselini falan yap, çünkü; örnek alınası bir destandır.
giovani dos santos ve caner erkin'in satın alma opsiyonlarının galatasaray'da olduğunu bilmeyen futbol cahillerinin savunduğu, hatta program yaptığı kanalmış okuduğum kadarıyla. opsiyon ne demektir açıklayalım. en açık ve yalın haliyle açıklayalım ki anlaşılsın. yani galatasaray bu futbolculardan memnun kalırsa, daha önceden anlaşılan fiyattan satın alma hakkına sahiptir. caner için 3.5, dos santos için 5.5 milyon avrodur bu fiyatlar.* . jo'da gökhan ünal gibi müttüş(!) bir transfer yapamayan galatasaray'ın günü kurtarma sevdasından başka bir şey değildir.
avrupa'yı fb'ye gelirken uçaktan görmüş alex de souza, andre dos santos ve cristian'ı yüzü kızarmadan "yıldız" ilan eden zerzevatın, tribünden "topuz" diye bağırırak savunduğu tv kanalı. ne mal olduğunu anasının avradının fantazilerini başlık altında resimlerle ifşa edenleri gördük de, corinthians'ın sol bekini adam edenin bu kanal olması en ilginci oldu... *
topa vurduktan sonra fırlayan ayakkabısına bakan çöp adam'ların, yarın gel başla diye çağrıldığı brezilya milli takımının futbolcularına sahip takımın, tanım entrysi girmeden çemkirdikleri kanaldır...
Hakkaten brezilya milli takımına sizin sokaktan çocukları çağırıyilar deemi? Bak işte ben buna gülerim.
galatasaray tv digitürk'e geçmeden önce seyrediyordum da buna benzer eleştiriler galatasaray tv'de de yapılıyordu. bunun içeriği transfer değil de fenerbahçe'nin oynadığı futbol üzerineydi. burda sadece fb tv'yi suçlamak yanlışlık olur. şunu belirteyim açıkçası iki klüp televizyonlarının da birbirlerinin iç işleri hakkında yorum yapmasını anlamıyorun. galatasaray'ın o kadar borcu nereden buluyor bu kadar parayı sorusunu sorma hakkını sana kim veriyor? ya da fenerbahçe bu sene çok kötü futbol oynuyor demek senin üstüne vazife mi. sen adı üstünde klüp televizyonuysan klübün hakkında yayın yap. diğer takımlardan sana ne?
bütün süper lig takımlarının değerlendirildiği programmış. bütün süper lig takımları da galatasaray gibi mi değerlendiriliyor merak ettim.
tamam eyvallah galatasaray'la ilgili olumlu veya övücü bir yorum beklemiyoruz. hatta açık bulduktan sonra o taraftan vurunuz sıçıp sıvayınız. sonuç olarak iki ezeli rakibin karşılıklı yaptığı işler bunlar. tek taraflı bir durum değil.
ancak durumun komikleşmesinden dem vuruyoruz biz. ''bu kadar borcu olan kulüp nasıl bu transferleri yapıyor, bu değirmenin suyu nerden geliyor, günü kurtarmaktır'' bu demek hasetlikten başka bir şey değildir, kusra bakmayın. bunu fb tv söylemiş veya bjk tv söylemiş veyahut malatyaspor tv söylemiş benim için farketmez.
yapılan transferlerin şekli ortada. devre arasındayız, mevcut şartlarda alınabilecek en mantıklı oyuncuları almışız. ve hiçbiri gereksiz transfer değil. sakatlıklardan dolayı yapılan nokta transferler. yani ortada muazzam bir yönetici başarısı var. biz gidip mehmet topuza o kadar para dökmüyoruz, onun yerine gerçekten klas topçuları kiralama yoluna gidip 6 ay denedikten sonra satın almayı düşünüyoruz diye mi bu yaygara? hayır 3-4 sene öncesine kadar, ne kadar gereksiz odun topçu varsa getiren bizim eski basiretsiz yönetimin mi transfer politikası daha doğrudur?
''günü kurtarmak''tan bahsedilmişki bunu dile getirecek en son takımın fenerbahçe olması lazım. kovduğu hocayı 2 yıl sonra sırf türkiye ligini iyi tanıyor, bizi şampiyon yapsın yeter ki gerisi önemli değil diye getirmek günü kurtarmak değil de nedir? pek sayın fenerbahçe taraftarları sanıyorlarmıdır ki, o müthiş başkanınız avrupayı zerre önemsiyor? lille'e elenmenizin zerre sikinde olduğunu düşünüyormusunuz bu başkanın? aha işte günü kurtarmak budur. sene sonunda türkiye şampiyonu olduktan sonra, daum'un sözleşmesinin 5 yıl daha uzatılmasıdır, önümüzdeki sezon ise devre arasında şutlanmasıdır.
türk futbolunun önünün tıkandığı ifade ise herşeyden daha komik. türkiyenin en iyi altyapısına sahip kulüp, milli takıma en çok oyuncu veren kulüp, ama devre arasında iki klas topçu getirince tıkadık türk futbolunu, tamam 6 ay sonra tekrar açarız, heyecan yapmayın.
galatasaray bu kadar parayı nerden buluyor diye içine dert olanların kanalıdır. peki gülüm fenerbahçe yıllardır bu kadar parayı nerden buluyor? ürün satışı mı? stad mı? güzel, diğer kulüpler ürün satmıyor mu satıyor? hadi diyelim fenerbahçe biraz daha fazla satıyor. fenerbahçe'nin daha fazla ürün satması, staddan daha fazla gelir elde etmesi diğer kulüpler parasızlıktan kıvranırken fenerbahçe'nin biri eli yağda bir eli balda olmasının tek nedeni midir? aziz yıldırım cebimden 30 milyon dolar verdim demişti. al sana bir su kaynağı. tartışalım ama eşşeğin münasip yerine su kaçırmadan...
türkiyeye avrupa görmeden başarı sağlabilen çok az sayıda futbolcu olmasına rağmen, hala avrupa görmeden gelen futbolcularını yıldız diye tanıtan taraftarın televizyonudur. kendi yapmadıklarını başkaları yapınca da deliye dönen nereye saldıracağını bilemeyen taraftarın televizyonudur. artık nasıl koyduysa sözlüğü antuya çeviren taraftarın televizyonudur.
kuşlar yine atıp durmuşlar, sallamaktan bi hal olmuşlar, hele bi durun bakalım, ne jo nun ünsüzlüğü kalmış, ne dos santos un yeteneksizliği, bu ne !
kendinize gelin, bu futbolcular febe ye gelse g.tlerinde yalamadık nokta bırakmazsınız!
size ne lan galatasaray ın parasından, değirmenin suyundan, siz gidin aziz patronun sözünden çıkmayın ne derse yapın!
febetivi den de başka bi yorum beklenmezdi zaten, kıskançlığın, çekememezliğin son noktası! bsg!
bir galatasaraylının digiturkunde 75' ten 77. kanala geçmesine sebep olan platformdaki 76 numaralı kanaldır. adı üzerinde fenerbahçe' nin kanalı olduğundan, bu kanalda fenerbahçe' nin haklarının savunulması ve galatasaray' a çamur atılması da doğaldır.
on numara yayınları olan kanal. biraz önce internette canlı yayın basın toplantısı fb tv'de yazıyordu. açayım da bi bakiyim dedim ama cidden ilk defa açtım kanalı. iyi ki de açmışım. bundan sonra ne zaman moralim bozulsa bu kanalı açacağım. kanalı açtığımda basın toplantısı yoktu. hakem hataları isimli bir program vardı. arkadan gelen inanılmaz güzellikteki müzik ve hakem hataları. bir ara ben bile inandım. ya bu adamlara yapılan nedir arkadaş diye bağırmaya başlayacaktım ki ev arkadaşım geldi. kendisi fanatik galatasaraylıdır ama o da yapılan bu hatalara daha fazla kayıtsız kalamadı ve bir anda evde ağzına geleni söylemeye başladı. ama ben yanılmışım adam bütün maçları izlediği için aynı maçlarda fenerbahçe lehine yapılanları sayarak bağırıyormuş. onlar erdi muradına biz çıkalım taksim'e.