türkçü faşizmin nihal atsız, reha oğuz türkkan gibi kafatasçıların belirlediği bakışıdır. bu iki şahsiyet özelinde genel bir değerlendirme yapılacak olursa türkçü faşizmin kadına bakışı ile kökten dinci müslümanların kadına bakışı arasında hiçbir fark yoktur.
* sinemalarda kadınlar erkekler ayrı salonlarda bulunmalı,
* plajlarda kadın erkek alanları ayrılmalı,
* evlenmeden kadınların erkeklere veya erkeklerin kadınlarla duygusal bağ kurmaları engellenmeli,
* kadınlara 3 çocuk yaptırılmalı (burası çok ilginçtir. çünkü tayyip'de bunda ısrar etmektedir),
* kadınlar tenleri gözükmeyecek şekilde giyinmeli
olarak özetlenebilecek bakıştır.
inanmayanlar için kaynak;
bozkurt dergisi,
çınaraltı dergisi,
atsız mecmua,
orhun dergisi
utanmadan birkaç kişinin bok atma amaçlı yaptığı muhabbettir. utanmadan da bu insanlar akıllarıyla "al işte bunlara bakın isterseniz" muhabbeti yapmaktadır.
en büyük utanmazlıklardan birisi, bir konuyu savunamıyorsanız o konu hakkında götten uydurma kaynaklar göstermektir. bu başlık buna baya bi sahip olmuş ve olacağa da benziyor.
nihal atsız ve bahsedilen dergilerde de türk gençlerine, türk kadınına yazılmış sürüsüyle makale vardır. bunları iddia edecek korkak ve kukla zihniyet bu yazıları toplayıp buraya koymazsa namerttir!
atsız, kadın ile erkeği ayırmayan bir insandır. kadının yerinin yönetimde olmasını bile söyleyen kişilerden biridir nihal atsız. ben çoğu yalancı gibi öyle şuraya bakın buraya bakın demiyorum. bozkurtların dirilişi isimli nihal atsız'ın kitabı okunursa çok iyi açığa çıkacaktır. bu kitaptan haberi olmayan, sağda solda komünist abilerinin sadece lafla yetiştirdiği kızıl zekalar okumadan siyaset yaparlar. yazdığı sürüsüyle şiiri bile hiç hesaba katmıyorum. yazık, millet davasını götünden attığı yalanlarla savunmaya başladı.
"türk kızları, çok eski zamanlardaki türk kızları gibi fazilet mümessili olarak yetiştirilmelidirler. soğukkanlı, vakur, sade ve vazifeşinas olmalıdırlar. yalnız süs peşinde koşan bir kız, analık ve yurt duygularından uzaklaşmış müstakbel bir kokettir. bu vatanın iyi danseden, şu kadar elbisesi olan, güzel boyanan, hatta kusursuz pasta yapan kızlara değil; "bu vatana şerefli oğullar ve kızlar yetiştirmek en büyük borcumdur" diyen kızlara ihtiyacı vardır."
kaynak: nihal atsız, "türk kızları nasıl yetiştirilmeli" orhun dergisi,12, 1 şubat 1943.
"gevşek bir öğretmen, kötü bir film, zararlı bir kitap, bir plaj kepazeliği, sinsi bir yazı bazen bazen herhangi bir gencin bu cemiyet içinde kaybolmasına sebebiyet verebilir. türk gençlerinin ata yadigarı olan sebillerde rakı satıldığını, şehvet uyandıran filmler gösterildiğini, sağlık koruma yerleri olan plajlarda türlü kepazelikler yapıldığını görmesi engellenmeli, mefahiri inkar eden, yabancı ülkülerin propagandasını yapan, aileyi baltalayan yazı, roman, makale okumamalıdır"
kaynak: nihal atsız, Gençlik ve ahlak, s 158.-159
ayrıca ömer öztürkmen adlı kafatasçı, "siz falanca erkeğin nikahsız karısı" diye başladığı yazısında makyaj yapan, sevgilisi olan ve kendi aklınca belirlediği çeşitli örf adet şeylerine uymayan kadınlara saydırmaktadır. bu yazıyı okumak isteyenler tanrıdağ adlı kafatasçı derginin 20 aralık 1950'de yayınlanan 4. sayısına bakabilirler.
yine atsız adlı kafatasçıya göre gençlik okulda, hayatta, sinemada, kitapta, plajda, sokakta, tramvayda, daima ahlakın hakim olduğunu görmelidir.(kaynak: Gençlik ve ahlak, s 158.-159)
kemal özdeş adlı bir kafatasçı bozkurt dergisinin 1940 da yayınlanan 8. sayısında yazdığı "ideal türk kadını" adlı yazısında kadınlar için şunları yazmıştır;
"çocuğun, sevildiğinden çok sayılması gereken bir varlık olduğunu bilecektir. çocuğunu yetiştirmek düşüncesinden başka bir düşünceyle yaratılmadığına inanacaktır"
atsız adlı kafatasçı orhun dergisinin 1 şubat 1943'de yayınlanan 12. sayısında yazdığı "türk kızları nasıl yetiştirilmeli adlı yazısında aynen şunları söylemiştir;
"acaba bilhassa gençlerimizin ve bilhassa kadınlarımızın zehirlenmesine engel olmak için bütün memlekette sinemalar kapatılsa, erkek ve kadın plajları ayrılsa, roman ve hikayeler sansürden geçse ne olur?"
şimdi vakit gazetesinde yayınlanan kadınlarla ilgili yazılarla aradaki farkı varın siz belirtin.
şimdilik bu kadar yeter. bu gerekli bir ayar niteliği taşımıyorsa ilgili kfatasçılara daha fazlasını da verebilirim.
-sinemalarda kadınlar erkekler ayrı salonlarda bulunmalı,
-plajlarda kadın erkek alanları ayrılmalı,
-evlenmeden kadınların erkeklere veya erkeklerin kadınlarla duygusal bağ kurmaları engellenmeli,
-kadınlara 3 çocuk yaptırılmalı (burası çok ilginçtir. çünkü tayyip'de bunda ısrar etmektedir),
-kadınlar tenleri gözükmeyecek şekilde giyinmeli
(bkz: faşizmin kadına bakışı/#8006577)
her soruya yanıt verdiğini düşünen keskin kızılcıklar acaba ne iddia edip ne yanıtlamışlar hiç okuyorlar mı? hayır, okumuyorlar. millet hala götünden iftira uydurup "size kafatasçılarını kanıtlayacağım" ayagı çekmekte. be keskin zekam, nedere senin yaptıgın iddiaların geçtiği yerler? yanıt yoki bluescreen.
işte, kızıl zekası tekrardan sözlükte aydınlatıldı. peki denklem neymiş?
götten uydurma iftiralar + konu ile alakasız kaynak araştırması = anne ben bir bok yaptım sanırım susturdum modu
dinciler ile aynı diyenlerin iftirasıdır. faşizm içerisinde cinsel özgürlük gibi kavramlar barındırmaz. faşizm bu yüzden böyle algılanabilir tabi. ama faşizm atalarına saygılıdır ve eski türklerde kadının yeri çok büyüktür. türkçülüğe, faşizme, atsız'a sallamak kolay tabi. ayrıca şuna bakın ve türkçülerin özellikleri neymiş öğrenin. bizi arap çapulcuları ile karıştırmayın. (#7739780)
götünden yalanlar atıp, türkologlara saldıran ermeni ve kürt yalakalarının hesabı bozulduğunda kurduğu cümledir. bu cahiller, türkçülüğü din ile birlikte olan bir kavram sanacak kadar gerizekalıdırlar. dindar kesmin desteğini almış gazetelerle kıyaslayabilecek kadar cahil olan bu insanlar, türkçülüğe ümmetçi süsü vermeye çalışarak bir ilke imza atmıştır. türkçülerin din gibi kavramlara gözü kara bağlı olmadığını bilmeyen bu cahiller atıp tutarlar.
komünistler veya zoraki komünist olmaya aday olan ermeni ve kürt şakşakcıları ısrarla anlamıyorlar. açık örnek verdik, bari okumaya üşendi bazı zavallılar ben anlatayım. bozkurtların dirilişi isimli nihal atsız'ın romanında "9 oğuzlar" isimli türk boyunun başında da "ay hanım" isimli bir türk kadını bulunmaktadır. ama benim kızıllarım, ermeni kürt şakşakcılarım götünden atar durur... bir açsınlar okusunlar, türk kadınının nasıl yönetimi nasıl hakları varmış göktürk zamanında görsünler. ama yalan söylemek iftira atmak varken ne gerek var canıııım...
özetle bu insanlar her ne kadar götünden anlasada, götünden anlatsada çoğu şeyi lekeleyemeyecekler. ve dünyanın en şerefsizce, en namussuzca davranışlardan birisi de olmayan bir şeyi, olmayan kaynaklarla kanıtlamaya çalışmaktır. utanmazların türkçülere faşist demek için yaptığı muhabbetlerin konusu bu insanlar için önemli değildir. yeterki faşist diyecek bir şey bulsunlar.
özetle; okuyun... okuyanı sikmiyorlar... ben ibneyim diyorsanız da orasını ben bilemem. sözüm meclisden dışarı efendim...
faşizm'i kadını hapseden ve ona kadınlıktan ziyade faşizm için asker üretme makinesi muamelesi yapan bir ideoloji yerine sevgi kelebeklerinin ideolojisi zannedenleri dumura uğratan bakış açısıdır.
kaynak okumaktan aciz olmak kişinin kendi problemidir. kaynak'ta bir yanlışlık olur gelir belirtirsin ama kalkıp zeka tartışmasına girersen kendi zeka düzeyini ele vermiş olursun. zira zeka sahibi bir insan okuduğunu anlayabilen insandır.
