tehlikeli bir durum olup insanların bencilliğinden kaynaklıdır. en büyük benim şiarıyla yola çıkan kişilerin yaptıklarına duyulan sempati ise, genellikle kendini ifade edemeyen aşağılık duygusu hakim insanların kaba kuvvetle otorite kuran insanları bir bok zannetmesiyle çoğunlukla ortaya çıkar. bir yerde cehaletin hazin sonudur. milliyetçilikle çok fazla karıştırılan bir kavram olan faşist, kendi düşünceleri ve emelleri doğrultusunda yaptığı ve yapacağı her şeyi mübah olarak gören kişidir. sadece millet boyutuna indirgenemez; çünkü hitler de yahudiler i soykırıma uğratmıştır; ama alman kökenli yahudiler i soykırıma uğratmıştır, üstün ırk yaratmak şeklinde bir düşünceye saplanıp kalmaktan dolayı... dünya üzerinde avrupa ülkeleri olsun amerika olsun onlardan daha faşistini bulamayız ki amerika nın kızılderiler e (kızılderililer orta amerikada yaşayan aztekler ve mayalara ve güney amerika da yaşayan inkalar a latin amerika ülkelerinden göç edenlerin anglo saksonların taktığı isim.) yaptıkları fransızların cezayire yaptıkları.... ve daha neler. milletini sevmek ve milletinin bekasına gölge düşürecek insanlarla savaşmak ve onların hayatın hiçe saymak faşizm değil milli borçtur, milliyetçiliktir.
faşizmi dillerine pelesenk etmiş hümanist uzay davarlarının, üzerinden milliyetçiliğe çemkirdikleri durumdur... Türkiye'de italyan milliyetçiliği olmadığı için bizi alakadar etmez...
Hele bir bakın bir...
Faşizm nedir? Birisi bana bunun cevabını versin azıcık taşşak geçeyim kendisiyle.
Milliyetçilik faşizm midir? Aşırı milliyetçilik faşizm midir? Irkçılık faşizm midir?
Hiç birisi faşizm değildir entel dostlarım.
Yıl 1918 ...
Sovyetler kurulmuş. Ortada henüz Nazizm ya da Evangelizm yok.
Kızıl Gomanistler başta orta asya Türk milletleri, ortada balkan avrupası, içte de diğer ruslara mezalim üstüne mezalim yapıyor. katliamlardan ölenleri bini bir para...
Yıl 1920 ...
ideolojik olarak Karşılarında sadece Giovanni Gentile isimli bir italyan filozofunun ortaya attığı, uygulaması benito mussolini tarafından kurulmuş, daha sonra nazizm ya da evangelizm gibi diğer ideolojilerin de atası olacak olan faşizm bulunmakta. Bunların iki uygulayıcısı da köpekler gibi birbirleriyle didişiyorlar. ikisi de baş düşman olarak birbirini görüyor.
Sovyetler'in elindeki üstün edebiyat desteği sayesinde bir kez daha kalemin kılıçtan keskin olduğu anlaşılıyor. Çünkü sovyetler, millet ve milliyet kavramını yok etmek için öyle bir kavram kargaşası yaratıyor ki, her önüne gelene faşist diye çemkirmeye başlıyorlar. Zaten çemkirmese, milleti millet ve milliyet kavramlarından soğutmasa, bünyesinde bulunan türklerin etkisi, 40 kilo tnt taşıyan bir intihar bombacısı için patlama ne demekse o demek olacak.
yıl 2009 ...
Hala bizim embesil gerizekalı dübür gomanistler, kendilerinden olmayan herkesi ırkçı, herkesi faşist yapıyor... Bunun için başka bir şey demeyeceğim ama...
insan toplumsal bir canavardır. evet canavar, çünkü kendi istek ve ihtiyaçlarının karşılanması için toplumla kaynaşır. yani, insanoğlu çıkarları için toplumsallaşır.
bunun psikoloji ile de alakası vardır. az biraz psikoloji okuyanları, insanın her davranışa eğiliminin toplumsal etkisinin olduğunu bilir. buraya kadar kabule dilebilir bir durum olduğu doğru. işler ait olmaya çalıştığın topluluğun özellikleri ile şekil alır.
topluluklar, bir olma güdüsüyle birleşse de, bir başka gruba karşı üstün olma hissiyatını bastıramaz. yani topluluğu oluşturan her birey, birleştikten sonra tek birey gibi hareket eder. oluşan her topluluk da bir bireyi temsil eder.
bundan sonra işler karışır. her topluluk, kendi istekleri olsun ister ve diğer gruba bu konuda baskıcı davranır. yaptığı bu baskı ile faşizan davranışlar sergilemesi de başta anlattığım psikolojik etmenlerle ilgilidir.
bunun yanında, sürü psikolojisine etkenliğindeki duygusallık önem arz eder. tamam, bir toplulukta ne kadar birlik varsa bunun oluşmnası için duygusal bağ olması gerekir ki insanları en çok bu bağlamda bir arada tutabilirsiniz.
duygusal bağ ile inanan insana her şeyi yaptırmanız mümkün. ülkemiz bu konudaki çok sayıda örneklerle dolu. örnek verelim;
-müslümanların din konusunda müslüman olmayanlara yaptığı baskı: islam her ne kadar sevgi, saygı, anlayış dini dense de yaptırımları ve toplumsal yansıması islamdan çok uzakta şekillenmekte. sadece kapalı olanların yaptığı bir basklı değil bu. nasıl islam dini kurallarının yaşanmasını isteyenler varsa, islam karşıtlarının da islamı yaşamak isteyenlere baskısı var. tek taraflı bakarsanız görmek hiçbir zaman mümkün olmayacak ve ben de iyi olan kazansın düşüncesine küfretmeye devam edeceğim.
-ırk konusundaki basklı: ülkemizde en bariz faşizanlık türü. bunun sebebinin aslında kanla falan alakalı olmadığı ben biliyorum da faşistliği yapanlara anlatamıyorum. düşünün bir, doğarken tercihiniz olmayan buir özelliğinizden dolayı faşizan tepkilere maruz kalıyorsunuz. çünkü bunu yapan kanın üstünlük olduğunu belirtiyor. hadi o insan olmanın ne demek olduğunu bilmiyor, böyle bir cahilliğe neden aynı tepkide bulunuyorsun diye soruyorum ben de diğer cahil kesime. bu konuda faşizanlık yapan herkes ne eğitim alırsa alsın cahildir.
bunların destekleyicisi atasözlerinin artık bu ülkenin kayıtlarından silinmesi lazım.
sürüden ayrılanı kurt kapar-mış. sürüyü oluşturursanızi, birileri mutlaka kurt olacaktır. ayrılın artık. sürüye dahil koyun olmayın.
vatan sevmek faşistlik midir? biz kürdüz eşitlik istiyoruz, ayrılmak istiyoruz diyip kurşun sıkana dur demek hangi ara ne zaman faşizm olmuştur? sorularını bir bir sıralatan ve cevap alınamayan bir konudur. ya faşistliğin ya da terörün tanımı değişmiştir. türk halkına faşist dendiğinde. efendiler biz faşist değiliz ama bu ülkeye kurşun sıkan her şerefsiz terörist.
faşizmin zararlarına karşı durmaya konusunda başarı sağlanmıştı ülkemizde. lakin özellike son dönemdeki terör saldırıları, bu saldırılarda şehit sayısının çok olması, terör örgütlerinin sade vatandaşları bile hedef görecek kadar aşağılık davranış ve söylemleri insanımızın duyarlı yanını yok etmeye sebep olmakta. imralı'daki şerefsiz bir vatan hainini koruyan, onun haklarını savunan ve özgürlüğünü dahi isteyecek kadar şuurunu yitiren ve tüm bunlara rağmen kendisine "demokratik" diyip demokrasiden bahsedebilen, ülke içinde bir topluluğa ayrıcalıklı haklar isteyen pkk terör örgütünün sözde siyasi kolu dtp nin, bu konuda etkisi büyüktür.
insanımız artık ölümleri kabullenemiyor. siyasetle ve mevcut orduyla terörün bitmesi sağlanamayacağı anlaşıldığından, faşizm ve faşizmin yaptırımları ile ülkenin zarar görmesi engellenmek isteniyor. sempatinin sebebi budur.
faşizm, tıpkı devrim gibidir. devrimcilerin bir sözü vardır "kan dökmeden devrim olmaz". artık faşizm ülkeyi sarmaya başladı ve ülkeyi bölmek isteyen her terörist faaliyete karşı bunu kullanabilirler. bunun oluşması için illa "ocak" denilen yerlere dahil olmaya gerek yok. ülkesinin bu bölücüler tarafından bölünmesine karşı çıkan her türkiye cumhuriyeti vatandaşı, faşizmi içinde barındırır. öyle ya da böyle.
