faşizm bütün halkların düşmanıdır

entry1 galeri0
    1.
  1. yılmaz güney'in bir makalesidir;

    ''De­ğer­li ar­ka­daş­lar,

    Ko­nuş­ma­ma, bu top­lan­tı­da ül­kem Tür­ki­ye’de­ki fa­şist bas­kı­la­rı Fran­sız hal­kı­na du­yur­ma im­ka­nı sağ­la­dı­ğı için, Ko­mü­nist Par­ti­si’ne, böl­ge so­rum­lu­la­rı­na ve siz­le­re te­şek­kür ede­rek baş­la­mak is­ti­yo­rum.

    Ar­ka­daş­lar,

    Fa­şizm han­gi ül­ke­de olur­sa ol­sun, sa­de­ce o ül­ke­nin iş­çi­le­ri­ne, ay­dın­la­rı­na ve hal­kı­na de­ğil, bü­tün dün­ya işçi­le­ri­ne, ay­dın­la­rı­na ve hal­kları­na kar­şı­dır.

    On­la­rın baş düş­ma­nı, her za­man ko­mü­nist­ler, sos­ya­list­ler, de­mok­rat­lar ol­muş­tur. Bu ne­den­le, bi­zim için fa­şiz­me kar­şı mü­ca­de­le Tür­ki­ye’ye öz­gü, mil­li ka­rak­ter­li bir mü­ca­de­le de­ğil, bü­tün dün­ya iş­çi­le­ri­ni, emek­çi­le­ri­ni ya­ki­nen il­gi­len­di­ren en­ter­nas­yo­nali­st bir mü­ca­de­le­dir.

    Bil­di­ği­niz gi­bi, Av­ru­pa Kon­se­yi ge­çen Ma­yıs’ta, fa­şist Türk dev­le­ti­ni Kon­sey’e ye­ni­den ka­bul et­ti. Bu, de­mok­ra­si adı­na bü­yük bir ha­ta­dır.

    Bi­ze gö­re, fa­şist Türk dev­le­ti­nin Kon­sey’e ye­ni­den ka­bu­lü, fa­şiz­me ce­sa­ret ver­mek de­mek­tir; iş­ken­ce­le­re, bas­kı­la­ra or­tak ol­mak de­mek­tir; de­mok­ra­tik hak­la­rın çiğ­nen­me­si­ne göz yum­mak de­mek­tir; bas­kı al­tın­da­ki Kürt hal­kı­nın ulu­sal ve de­mok­ra­tik hak­la­rı­nın hi­çe sa­yıl­ma­sı de­mek­tir; ve acil ola­rak, çok ya­kın­da gün­de­me ge­le­cek top­lu idam­lar kar­şı­sın­da göz­le­ri ka­pa­mak de­mek­tir.

    Bu mu­dur de­mok­ra­si an­la­yı­şı?

    Ama ay­nı in­san­lar, Sov­yet­ler’de, Po­lon­ya’da bir olay ol­du mu, bü­tün dün­ya­yı aya­ğa kal­dı­rı­yor­lar. Eğer so­run in­san hak­la­rı ve de­mok­ra­si ise, fark­lı bu iki ta­vır ne an­la­ma ge­li­yor?

    Tür­ki­ye’de­ki ge­liş­me­le­ri kı­sa­ca özet­le­mek is­ti­yo­rum:

    6 Ka­sım 1983’te, gös­ter­me­lik bir se­çim­le gös­ter­me­lik bir par­la­men­to ku­rul­du. Bu par­la­men­to­da iş­çi, köy­lü ve emek­çi hal­kın tem­sil­ci­le­ri yok­tur. Çün­kü iş­çi­le­rin, köy­lü­le­rin si­ya­si par­ti­ler kur­ma­la­rı ya­sak­tır. De­mok­ra­tik bir prog­ram­la or­ta­ya çık­mak ya­sak­tır. Bu par­la­men­to, em­per­ya­list uşa­ğı ge­ri­ci Türk bur­ju­va­zi­si­nin, top­rak ağa­la­rı­nın par­la­men­to­su­dur. Fa­şist ge­ne­ral­le­rin ha­zır­lat­tı­ğı fa­şist bir ana­ya­sa te­me­li üze­ri­ne ku­rul­muş­tur.

    Baş­ba­kan Özal, ye­min­li Ame­ri­kan uşa­ğı­dır. Kur­du­ğu kuk­la hü­kü­met, işe zam­lar­la baş­la­dı. 6 ay için­de, bü­tün te­mel mal­la­ra 6 de­fa zam gel­di. Fi­at ar­tış ora­nı %25… Türk pa­ra­sı­nın ya­ban­cı pa­ra­lar kar­şı­sın­da or­ta­la­ma de­ğer kay­bı, %27. Bu­na kar­şı­lık iş­çi üc­ret­le­rin­de ya­pı­lan ar­tış %23… iş­çi­le­re ve­ri­len bu faz­la­lık, da­ha ilk üç ay için­de ge­ri alın­dı. Fi­at­lar­da ar­tış de­vam ede­cek, fa­kat üc­ret­ler sa­bit ka­la­cak…

    Bir iş­çi­nin as­ga­ri üc­re­ti, Fran­sız pa­ra­sı­na gö­re 400 Frank. Ke­mik­li et 30 Frank. Bir ki­lo bit­ki­sel yağ 10 Frank.

    iş­çi­ler hak­la­rı­nı ara­ya­bi­le­cek sen­di­kal, si­ya­sal ör­güt­le­re sa­hip de­ğil. Baş­la­rın­da fa­şiz­min si­lah­la­rı var. Fa­şist ya­sa­lar var. Ce­za­ev­le­ri ve iş­ken­ce­ler var… iş­te Tür­ki­ye’de­ki sı­nıf kar­deş­le­ri­ni­zin du­ru­mu bu.

    Ce­za­ev­le­rin­de iş­ken­ce, bas­kı ve kö­tü ha­yat şart­la­rı bü­tün hı­zıy­la de­vam edi­yor. Ay­nı za­man­da, si­ya­si tu­tuk­lu­la­rın bu­lun­du­ğu bü­yük ce­za­ev­le­rin­de aç­lık grev­le­ri, di­re­niş­ler sü­rü­yor. Mah­ke­me­ler son gün­ler­de yü­zün üze­rin­de idam ce­za­sı ver­di. 30’a ya­kın in­san ida­mı­nı bek­li­yor. Eko­no­mik-si­ya­si-sos­yal bas­kı­lar hal­kın ta­ham­mül ede­ce­ği bo­yut­la­rı çok­tan aş­tı. Ye­ni bir hü­kü­met­ten ve er­ken se­çim­le­re gi­dil­me­sin­den söz edi­li­yor.

    1256 Türkiyeli ay­dın ve sa­nat­çı, an­ti de­mok­ra­tik uy­gu­la­ma­la­rı, ce­za­evi ko­şul­la­rı­nı pro­tes­to eden bir bil­di­ri ya­yın­la­dı­lar. Fa­şiz­min po­li­si ve sav­cı­la­rı, ay­dın­la­rı sor­gu­ya çe­ki­yor şim­di.

    Fa­şiz­min ba­şı Cum­hur­baş­ka­nı Ge­ne­ral Ev­ren di­yor ki:

    “Ken­di­le­ri­ne ay­dın di­yen­ler 12 Ey­lül’den ön­ce ol­du­ğu gi­bi, der­nek­le­rin, sen­di­ka­la­rın, mes­lek oda­la­rı­nın po­li­ti­ka­ya so­kul­ma­sı­nı is­ti­yor­lar. Böy­le ay­dın­la­rı da­ha ön­ce de gör­dük, yurt dı­şı­na kaç­tı­lar. Bun­lar va­tan ha­in­le­ri­dir­ler.”

    Ya­ni, Ev­ren’e gö­re de­mok­ra­si is­te­yen her­kes va­tan ha­ini­dir.

    Ev­ren, üze­ri­ne ba­sa ba­sa di­yor ki: “Tür­ki­ye’de fi­kir suç­lu­su yok­tur.” Ona gö­re, bir fi­kir söy­len­me­di­ği müd­det­çe dü­şü­nü­le­bi­lir bir suç de­ğil­dir. Ama ne za­man bu fik­ri sö­ze ve ya­zı­ya dö­ker­sen bu suç olur. Bu ne­den­le, ce­za­ev­le­rin­de bu­lu­nan­lar fi­kir suç­lu­la­rı de­ğil, yı­kı­cı, bö­lü­cü fi­kir­le­ri yay­mak is­te­yen­ler­dir. On­lar için af is­te­yen­ler de on­lar gi­bi Tür­ki­ye’nin düş­man­la­rı­dır­lar.

    Ev­ren, ana­ya­sa­nın si­ya­si af­fa kar­şı ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. Ba­tı ka­mu­oyu­nu kas­te­de­rek, “Af is­ti­yor­lar­sa ön­ce Hit­ler’in sağ ko­lu Al­man fa­şis­ti Hess’i af­fet­sin­ler” di­yor… idam­la­rın sü­re­ce­ği­ni çe­kin­me­den söy­lü­yor ve bil­dik­le­ri yol­da iler­le­ye­cek­le­ri­ni be­lir­ti­yor.

    Ev­ren ve fa­şist dev­let, hal­ka kar­şı, hak ve öz­gür­lük­le­re kar­şı, de­mok­ra­si­ye kar­şı yü­rü­me­ye ka­rar­lı­dır.

    Biz de fa­şiz­mi yık­ma­ya, si­ya­si hak ve öz­gür­lük­le­ri ka­zan­ma­ya, de­mok­ra­tik bir Tür­ki­ye kur­ma­ya ka­rar­lı­yız.

    Bu kav­ga mut­la­ka de­mok­ra­si­nin za­fe­riy­le so­nuç­la­na­cak­tır.

    Hit­ler, Mus­so­li­ni, Fran­ko, Sa­la­zar, So­mo­za, iran Şa­hı ve da­ha birçok fa­şist dik­ta­tör ve fa­şist dik­ta­tör­lük na­sıl yı­kıl­dıy­sa, bun­lar da yı­kı­la­cak­lar­dır.

    Ya­şa­sın de­mok­ra­si…

    Kah­rol­sun fa­şizm…''

    1984
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük