herkesin olmakta zorlanacağı bir şeydir. lakin insandan insana değişebilir bu, kimileri için pek kolay kimileri için çok zordur.
faşizmin dünya siyasetinde komünizm gibi kolpa bir karizması olmadığından. hatta bir türk filminde de söylendiği üzere, ibne gibi puşt gibi bir şey olarak insanlara enjekte edildiğinden, insanların öcü gözüyle baktıkları bir şey olarak kalmış, hiç anlaşılmak istenmemiştir.
illa ki milliyetçi veya ırkçı olmayı gerektirmez. (dur daha bi tanımsal olsun). yani illa ki ırkçı vs olmak durumunda olmadan da olunabilecek bir şeydir. tabii kişiden kişiye göre değişir faşist tanımı ya, o başka. ( genel olarak zorlama ilkesini referans olarak alalım) eğer insanların kendilerine ne kadar da fazla gereksizce değer verdiğini anlayabilirseniz, illa "homunagodumun faşiki" demezsiniz faşizanca düşünceleri olan bir adama. örneğin, bugün zorunlu nüfus kontrolü, öjeni ve derin ekoloji gibi görüşlerin devlet politikası olması gerekliliği, kimse kendine itiraf edemese de gün gibi aşikardır*.
pek bir kolaydır yurdumda "faşist" olabilmeniz... efendim şöyle ki; sıcak bir bahar günü istanbul üniversitesi, edebiyat fakültesi'nin kapısına sevgiliniz ile görüşmek amacı ile dikilirsiniz. tam da sevgilinizin kapıdan çıktığı anda peşinde gereksiz bir tip görürsünüz... "ya benimsin, ya da burayı sana dar ederim" diyen bu tipe gelişine bir aparkat kapatırsınız. okulun kapısındaki güvenlik görevlileri hemen ayırırlar sizi ve bu andaval, laftan anlamaz adam başlar size saydırmaya uzaktan, uzaktan... derken aradan günler geçer ve siz iki arkadaşınızla beraber beyazıt otobüs duraklarından gene edebiyat fakültesine doğru giderken aynı tip yanındaki 7 arkadaşı ile beraber üzerinize atlar ve olaylar tam da bu noktadan sonra gelişir... bahsi geçen öğrenci için şikayet dilekçesi vermeye okuluna gidersiniz. arkadaşımız 7 senedir tarih bölümünde sürten, tkp'nin fakülte sorumlusudur. sorduğunuz adamların anlattığı kadarı ile "belanın tillahı"dır. derken aradan çok kısa bir zaman geçtikten sonra edebiyat fakültesinde bildiri dağıtan bu öğrenci(!) grubu "beyazıt meydanı'nda 8 arkadaşımız 30 kişilik bir faşist grup tarafından hastanelik edildi" "faşizme hayır" nidaları atarlar... oysa olayın iç yüzü o kadar farklıdır ki!.. o anda anlarsınız faşizmin ne demek olduğunu ve saymayı da, tam 16 senelik öğrencilik hayatınıza rağmen o anda öğrenmişsinizdir...
dünyay at gözlüğüyle bakmaktır. değişime kapalı, tek tip insan isteyen, ırkçı, şiddet yanlısı, farklı görüş ve düşüncelere saygısı olmayan ve farklılıkları hazmedemeyen insanlar sürüsüne katılmaktır.
bakmayın siz selöksiyonsuz, gafa dascı dediklerine, faşist olmak aslında farkındalıktır. görecelidir, ara mahallede* büyümüş bir türkmen* ile istanbulun güzide zengin ve sosyetik bir semtinde hayatını yaşayan bir insan çok farklı görüşlere sahiptir. faşizm bir acizlik değil gerçekleri görmektir.