yavşak lafını yedikten sonra kazansak ne olur kazanmasak ne olur fazıl bey? hem gitsen ne olacak ki? dediğin laf ortada duruyor daha. laf ağızdan bir ok gibi çıkar, geri dönüşü yoktur. sen gidersin, sonra dönersin. ama ettiğin laf çıktığı yere dönmeyecek bir daha.
büyük sanatçısın, tamam. türkiye'yi dışarda başarıyla temsil ettin, tamam. türk denilince sadece barbar kelimesini akıllarına getiren batılılara türk'ün ne olduğunu gösterdin. seninle gurur duyuyoruz. ama keşke sen de bizlerle gurur duysaydın. keşke bizleri kaale alıp bizler için bir şeyler yapsaydın. bence sen bir yere gitme, kal. kollarını sıva ve çok sesli müziği insanlara öğret. kolay dinlenen besteler yap. bak o zaman kimse seni eleştiriyor mu? beste yapmak o kadar lafı yemekten daha kolaydır. ilhamla gelen bestelerden bahsetmiyorum tabi. eğitsel besteler de var dünyada.
milletin zevk anlayışına küfür edip ondan sonra ajitasyon yapan bir kişinin serzenişi olan veda.
Bir de şunu anlamıyorum; ben dindar bir insan değilim, herhangibir siyas parti mensubu değilim fakat bende anlamıyorum fazıl say'ın almatmak istediğini.
Fazıl say'ı anladığını iddia edip, "onun verdiği derin mesajı siz bilmem neler anlayamazsınız" diyen şahıslar açıklasınlarda biz cahil kesimide aydınlatsınlar abi. Nedir fazıl say'ın verdiği derin mesaj?
Yavşak kelimesinde ki sır nedir? Sezen Aksu ve orhan gencebay gibi amerika ve avrupa'da üniversitelere konu olmuş sanatçılara bok atmasındaki derin mesaj nedir?
yaptığı bu kadar müzik ve ülkesini temsil etmesinin kendi vatandaşları hariç herkes tarafından saygı görmesi, kabul edilmesi, kendisini çok üzdüğünden ve de kısmen yaraladığından; belki de içinde biriktirdiği sitemini kusmuş, (çok da takdir edilmeyecek bir şekilde olsa da) ve umarsızca eleştirilmiştir.
adamın anlatmak istediği ''müziği sadece içimizde değil evrensel olarak beğenilere sunan ben olduğum halde kendi ülkemde hiç bir değerim yoksa burda kalmanın da manası yok'' şeklindedir.
bunu sadece müziğine saygı duyulmadığı için içerleyip, bu konuda rahatsız olduğunu anlatarak ne biliyim bir şekilde belli ederek aksettirseydi de -benim de hiç benimsemediğim, sevemediğim- arabesk müzik için o cümleleri kurmasaydı, şu an daha farklı şeyler düşünülüyor olurdu fazıl say hakkında. beklemek ve görmek lazım.
adamın gündem yaratmak gibi bi derdi yok .
adam zaten dünya çapında bir sanatçı.
onu anlamamakta direnen ve sanattan zerre anlayamayan, kültür damarları kesilmiş kitlenin izdüşümlerini zaten bu başlık altında da görebilirsiniz. lümpenlikle karışık arabesk halimizim tavan yaptığı bir süreçte fazıl say'ın muhteşem eserlerini dinlemeyi kim ister ki__? anlamak için o kadar zaman ve eğitimden geçmeye, kulağını ve ruhunu eğitmeye kimin zamanı var ki?
onlar kendilerini kabalıkları, imladan bihaberken dünyanın en önemli fikirlerini savunduklarını zannedebilecek kadar cahil cesaretli, küfürlü ve hakaretten başka bir şekilde kendilerini temsil edemedikleri aşağılık kompleksi ile yoğrulmuş sözleri ile zaten belli ediyor, fazla söze ne hacet_?
sanatın ve sanatçının size en uzak, en iyi donanımlı ve en iyi yetişmiş kesim olduğunu biliyorsunuz çünkü bu ülkede. ben de olsam yabancılaşırdım bu halimle onlara, çünkü sanat size sizi gösteren en parlak aynadır. görünüşünüzden rahatsız olursanız, oradan kaçarsınız ya da aynayı parçalamaya girişirsiniz. tıpkı fazıl say örneğinde olduğu gibi.
--spoiler--
adamın anlatmak istediği ''müziği sadece içimizde değil evrensel olarak beğenilere sunan ben olduğum halde kendi ülkemde hiç bir değerim yoksa burda kalmanın da manası yok'' şeklindedir.
--spoiler--
anlatmak istediği fakat bizim anlayamadığımız buymuş fazıl bey'in. Peki adama sormazlar mı sen ne yaptın bu ülkede klasik müziği sevdirmek için?
Başkalarının çalışmalarına bok atıp, bakın medeni müziği ben yapıyorum diye zıplamakla kimsenin değeri anlaşılmaz fazıl bey.
Sen bu ülkede sanatçı kimliğindne çok siyasi kimliğin ve görüşlerinle hatırlanacaksın.
konçerto başka, türkü apayrı bir tat.
kendim de türkü dinlemeyi seven, değişik versiyonlarına kadar her bir söyleyişe ulaşmaya çalışan (bölge bölge türkünün ezgisi aynı olsa da misal sözleri ve ismi değişebilmektedir) hatta öykülerine kadar araştıran bir insan olarak, konçerto ile türkünün aynı kefede tartılıp, analojik hata yapılmasını anlamıyorum. ikisi de ayrı tattır ve sanatın "dayatılanı" olmaz. sen yine klasik müzik dinleme ama görüş bildirirken en azından iki kuruşluk bilgin olsun.
türk ezgileri ile batılı kalıpların sentezini bu ülkede en iyi yapan ya da yapmaya çalışanlardan birinin fazıl say olduğunu, peki türk beşlerinin dünyada bizi temsil ederken türk ezgilerini eserlerinde kullandıklarını, bu eserlerin bütün dünya salonlarında çalınan sayılı eserlerimiz olduğunu biliyor musunuz? ha, "banane elin salonlarında çalmaktan amannn tırt" dersen, avrupa yakası'ndaki burhan altıntop bile senden daha düzeyli bir yerde değerlendirilecektir dünya ölçeğinde. avrupalı olmak için senelerdir kapıda bekleyen ama avrupanın insan birikiminin yarattığı değerlere "küs, oynamıyorum" demek çok taşralı kalmışlığın belirtisi olan bir tepkiselliktir. zira, bütün dünya biliyor ki, sanat toplumların kendilerini en yüksek derecede temsil etmelerine olanak veren bir lütuftur. hadise, tarkan, atiye ile bu iş olmaz arkadaşlar.
bundan sonra birilerinin üzerine bodoslama atlamadan önce en azından söz konusu adamın eserlerini bir gözden geçirin derim. reaktif bir milletiz vesselam, bu bizim en belirgin özelliğimiz ama bize de en çok zarar veren tarafımız bir yandan.
hiç bi şey bilmiyorsanız, erkin'den köçekçe'yi bir dinleyin bugün.
okuduktan sonra "yüreğinin götürdüğü yere git fazılcım. sıkı giyin üşütme bizi de çok merak etme biz sensiz de iyi olabiliriz. öptüm bye " deme isteği uyandıran yazı.
sözlükten ayrılırken veda yazısı yazan veletler gibi olmuş. lan gideceksen git ne tırıvırı yapıyon. bi de bu yazıyı yazdıktan sonra hemen sözlüklere girip yorumlara da bakarsın sen. teheey...
umarım kendisinin yanında olan insanları da en yakın zamanda hisseder.
bi boka yaramayan kişileri kafasına hiç takmamalı bence. sözlükte v.s. bu tip insanlar kimsenin bi tarafında değil o da takmasın.
adam içini dökmüş bence haklı da.. bukadar konçertolar, piyano eserleri ortaya koyan bir müzik dehası başka bir ülkede olsa ne derse desin görüşü ne olursa olsun en başta bir saygıyı hak eder etmeli de bence...
kimi zeka küpü yazarların olur olmaz ayar vermeye çalıştığı veda yazısıdır.
fazıl say'ı bir kez, canlı yayında dinleme şansım oldu. o bile ne kadar müthiş çaldığını anlamama yetti, türk olduğuna inanamadım.
burda gelmiş adama "sen aç kaldın mı" "çocuğuna ilaç alamadığın oldu mu" gibilerinden ayarlar saymanın densizlik ve yersizlik olduğunu halen kavrayamamış insanlar var.
herkesin kaderi eşit işleseydi dünyada sorun diye birşey kalmazdı, kaldı ki ben bile bilemem, ilerde ne gibi zorluklar yaşayacağımı. yine de şanstır bu, şanslıdır o insan ve müzik alanında ülkemizi temsil etmiş, güzide eserler vermiştir.
* 2 büyük oratoryo
* 2 büyük senfonik eser
* 1 keman konçertosu
* 2 piyano konçertosu
* 5 solo piyano eseri
* 1 bale müziği
* 2 bach uyarlaması
* 4 film müziği
* 1 tiyatro müziği
bestelemiş olsam da...
--spoiler--
"sadece şu sözlerinden bile kibir fışkıran bir adamın hala savunulmasına şaşırıyorum." diyen arkadaşa şunu sormak gerek? Oratoryo ne demek bilir misin? Ya da konçerto? Hani Sezen Aksu'ya ülkenin en iyi bestekarı diyorlar ya* peki Fazıl Say'a ne demeli? Adam koskoca orkestradaki tüm üflemeli çalgılardan tut, yaylılara, vurmalılara kadar herşeyi kendi buluyor, kendi yaratıyor. E bu adam son 6 yılda böyle fantastik işler yapınca bırak da övünsün kibirli olsun. Sen son 6 yılda ne yaptın? Şu adamın yaptığı şeyleri yapıp da günümüz dünyasında bununla övünmeyecek tek bir babayiğit de yoktur şu ülkede.
Ulan ben Calculus dersinden 87 aldığımda 1 gün konuştum bunu, boru mu bu diyerekten? Ki arkadaş çevremde de çok mütevazi olarak bilinen bir tipim. Tespit adamı olacağım, ben marjinalim ayağına çok komik duruma düşüyorsunuz. Adam başarılı ve bu sizi rahatsız ediyor bu kadar basit.
hükümete karşı sert tavrından ötürü (yazı gerçek doğru farketmez)tüm basın tarafından (dolayısıyla insanların bilinç altı) dışlanan, sezen aksu gibi mülayim bir tavır sergilemediği için şuan herkez tarafından garipsenen kimse.. düşünün ki ya evet deseydi? emin olun gene gündem de olurdu hatta derdik ki( basın dedirtirdi) dünyaca ünlü piyanist şantör referamdum için evet dedi konuyu özetleyen cümleleri ise şu şekildeydi bla bla bla..
yani anlatabileceğim, konu adamın popüler olma isteği değil, konu üsttekilerin bizim nasıl düşünmemizi istediğidir.. yaptığı işe gelirsek keza bir orotorya da milyonlarca tuşa basmak zannedersem kolay bir iş değildir ki bu adam buyüzden de dünyaca ünlüdür zaten..
eyy Orhan pamugu kucaklayan toplum kaldır elleri.. adamın yaptığı iş bizim gibi klavyedeki tuşlara basmak değil, ister gitsin ister kalsın o kısım bizi ilgilendirmez sadece saygı gösterip, sahip çıkın..!!
en pişkin, en ukala ve belki de en odun tavrımla ya ne olacaadı yarrraaaam diye sayıklamama sebep olan açıklamadır. sen git halkı aptal yerine koyup halkı karşına al, tepkiler yığılınca da siz kazandınız deyip kenara çekil! tüyme yöntemleri sayısız olsa da en çakalını bulmuş olmana şaşırmadım, fazıl!
