mümkün değildir. adam müzikte aşmış, başka yerlerdedir. problemi, kendini müziği kadar sözleri ile ifade edemeyişi olduğunu düşünüyorum. adam konuşamıyor lan. aklından geçenleri düzgün ifade edemiyor, daraldığı yerde yanlış kelimeler kullanıyor, kırıyor geçiriyor.
adam, cin ali ile mona lisa arasındaki farkı anlatmaya başlıyor. anlatamıyor ki kitlendiği anda basıyor küfürü. halbuki diyeceği şey sadece şu: cin ali basit olduğu için seviliyor, saygı duyarım. demiyor kardeşim, kibir başka bir şey.
evet anlamıyor ama sizin anladığınız o müzikten anlamıyor.
May 20 // Ankara, Turkey
May 25 // Detmold, Germany
May 27 // Paris, France
May 31 // Salem, Germany
June 8 // St. Denis, France
June 10 // Dortmund, Germany
June 25 // Stuttgart, Germany
June 30 // Ludwigsburg, Germany
bu da yakın zaman programı. bunu dinleyen adamlarda anlamıyor zaten. her boku siz biliyorsunuz.
fazıl say adam gibi adamdır. bazı fakir beyinli müslümanlar tarafından sevilmez. çünkü onlar gibi köle değildir. türkiyenin müziği modern müzisyenidir ve dünyaca ünlüdür.
Gereksiz elitizm peşinde koşan yurdum dingillerinin müzikten anlamadıklarını ortaya koyan durum. Batılı müzik denince kanları donan bu dingiller batılı müzikten çok daha sağlam ve eski arabeskten anlamadıklarını da kanıtlamış oldular.
Hadi gidin çaykovskinizi dinleyin, satılmış dingiller!
sadece "kara toprak"ı dinleyin ondan ya da hayatınızda hiç fırat ve dicle nehirlerini görmediyseniz, ki gördüyseniz de, "mezopotamya"sını dinleyin. müzikten, gerçekten hiç anlamadığını anlayacaksınız. zaten müzikten anlayan bir insan size piyanosuyla fırat ve dicle'nin dinginliği ve asiliğini anlatamaz. yapamaz yani. bunu yapabilmek için müzikten anlamaman gerekiyor. kazara olur bu besteler, gerçeklikle uyuşması da şans artık.
katılmamak mümkün değil. çünkü piyanoda şöyle birşey oluyormuş; tuşlara basıyosun basıyosun ve kendiliğinden beste oluşuyormuş. ilginç ama gerçekmiş. deneyin hatta sizde, şimdiye kadar denemediğinizden dolayı büyük bir piyanist olamamış olabilirsiniz.
canım ülkemin güzel insanı, her boktan anlayan güzel insanı. büyük bir piyanistin de müzikten anlamadığını ya da anladığını anlıyosun ya, seni tutana aşk olmalı.
mükemmel kadans nedir, perde kaldırarak ferahfeza dan hicaz-ı humayun peşrevine nasıl geçilir, hangi enstrümanla 8 komanın hepsi birden duyurulur şeklindeki -müzikten anlama- sorularını biraz sonra intirnetten araştırıp sonra da buraya copy-paste yapacak yalancı puştların, sanatı gereksiz elitizm sandığı, halk avcılığını da -yani 3 notayla milleti zırlatıp ağlatıp sonra da 2014 tuareg jiple gezen amcaların yaptığı işi- halkçılık sanan 2023 türkiyesi için için abd sempatizanı, sözde israil düşmanı takiyeddin efendilerin diline düşmüş piyanistimizdir.
gerekli gereksiz açıklamaları, siyasi bir kişilik almaya çalışması nefretimi çeken fazıl sayın politikadan anlamadığı doğrudur. ama bu başlığın zorla -ben çaykovski de dinliyorum ıtri de puştoğlu, sana ne benim ne dinlediğimden, beni nasıl kendi küçük göt kafanla yargılayacan dedirtmesi ayrı bir konudur.
müzikten gram anlamayan popüler kültür kurbanlarının söylemidir.
bi okuyun bakalım fazıl say'ın biyografisini, mezun olduğu okulları, verdiği konserleri.
dinleyin harika bestelerini öyle konuşun.
piyanoda 2 tuşa basmakla beste olmaz. beste dediğin aylar yıllar sürer.
müzik kolay bir iş mi lan? boşuna mı okuyoruz?