fazıl say gerçek bir sanatçı, ileri görüşlü, modern, laik bi insandır. türkiyenin içinde bulunduğu karanlık durumu görerek burada yaşamamayı tercih etmiştir. en güzelini yapmıştır. çünkü ona bu ülkede hakettiği değer verilmemiştir günde 18 saat piyano çalışan mükemmel armoni bilgisi olan sanatçıdır. değeri yurtdışında anlaşılmıştır.
ama demet akalın, arto gibi sanatçıyım diyen ama aslında zaanatkar bile olamayanlar kadar değer görmemiştir.
fazıl say, ismail yk'nın sevildiği bir ülkede sevilmemesi normal olan büyük bir müzisyendir. fazıl say'ı sevmiyoruz demek onun fikirlerini, müziğini bu ülkeye yakıştıramıyoruz demekle aynı anlama gelmektedir.
+ fazıl say ı sevmiyoruz.
- ee.
+ sevmiyoruz işte.
- la bi siktir git manyak mısın?
+ tamam ama sevmiyoruz.
- biz de seni sevmiyoruz.
+ ama iftira, konser, zihniyet. ühü ühüüü.
fazıl say'ı sevmiyoruz. sebeplerine gelince; piyano bizim milli çalgımız değil, hitap ettiği kitle halk kitlesi değil, halk yararına bir kuruşluk desteğini görmedik. siyasi görüşleri nedeniyle halka zorbalık yapıp giderim ha! diye aptalca tehditlerde bulunuyor. sanki onu çok isteyen varmış gibi. sokaktan 10 kişiyi durdur, 9 tanesi tanımaz, 10. kişi de vatanını beğenmeyen burjuva diye niteler.
beyefendi verilen parayı beğenmemiş, bir vatasnsever olarak ülkenin tanıtımı için bedava konser verebilecek bir karakteri olsaydı çoğu insana vatanseverliği ile kendine sevdirebilirdi. ama anladık ki onun için mühim olan ülke değil ülke de kazandığı paraymış.
daha önce bakan günay'ın nazım hikmet ile ilgili bir programı iptal etmesi nedeniyle; bakan günay'ın yüzünü dahi görmek istemiyorum demiş ve ardından, bu gösterinin bir vatan vazifesi olduğunu ve herhangi bir para almadan da yapabileceğini söylemişti. iş işten geçtikten sonra olayı vatan, millet, sakarya meselesine getirmeyi çok iyi beceren bir provokatör... yine aynını yapması beni hiç şaşırtmadı.vatan vazifesi diyerek konuyu ajite ediyor ama daha az para alarak da çıkmam diyor. istediği para fazla gelince, konser sayısı azaltınca hemen şikayet etmeye başlıyor.
olayı akp'nin dindarlığına çekip toplumu kendi cebi için bölmeye çalışan bir insanı sevemem.
bazı insanların sanatı siyasi kimliğinin üstüne çıkar, bazılarının ise siyasi kimliği sanatının önüne geçer. ahmet kaya ile fazıl say arasında ki fark bu olsa gerek. ahmet kaya birçok insana siyasal kimliğine aykırı olsa bile kendini sevdirmiş bir sanatçı, fazıl say ise siyasi kimliği ile kendinden nefret edilmesini sağlamış bir provokatör. polemiklere girmese herkesce en azından saygı görebilirdi... biz sanatçıları böyle bilmeyiz. sanat toplumu bölmek için değil birleştirmek ve farklı kesimleri yaklaştırmak için bir aracıdır...
edit: bu arada biri milli çalgımız değil dememi polemik konusu yapmış. milli demek bir milletin benimsediği manasındadır. yoksa icat ettiği manasında kullanılmaz. mücadeleyi de biz icat etmedik ama bir milli mücadelemiz var. demek ki bir toplumun benimsediği şeyler millileşiyor. bir azınlık tarafından dinlenen, çalınan bir müzik aletini milli kabul etmek istiyorsanız ben sizi tutmayayım. ne mallar var yarabbim.
bu ülkenin sanatına verilen değeri gösteren ifade biçimidir. (orhan pamuk'a yapılan gibi). buda ülkenin karanlığa değil onunda ötesine gittiğinin göstergesidir. cemaatleşme, faşistleşme ve onun yol açtığı yozlaşmanın etkisinin ne derece büyük olduğunun göstergesidir.