Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiçbir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını örer. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler:
“ Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir."
Lakabı "Türk şiirinin" büyük şairidir.
Hasret
Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri,
Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye:
Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri,
Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır
diye.
Hayır göklere çıkmadık ana
Kaldı dağlarda kanlı gövdemiz.
Mutluysa ulus köy köy
Özgürse bayrak
Soluk alıyoruz demektir işte biz.
Gökyüzü müdür nedir
Sırtımızda masmavi bir yük,
Yaprakları allıca yalaz
Savaş günü ölüm ormanları arasından
Yürüdük.
Sakınmadık kendimizi neymiş ki
Yurt uğruna el ayak göz
Ağzımızda kaldı gencecik donuverdi
Bir kurşunla
Yaşamak dedikleri söz.
30 Ağustos geldi mi parlarız işte
Top sesleri süngü sesleri sarar ovayı düzü.
Dağ başları duyar mı bilmem
Düşümüzde analar gelinler dedeler çocuklar
Bizi kanar yeryüzü.
Türk şairi. istanbul'da doğdu. Yüksek öğrenimini Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra bir süre subay olarak yurdun çeşitli yerlerinde görev aldı. On beş yıllık hizmet süresi sonunda ordudan ayrıldı. Bir süre Fransa'da kaldı. Yurda dönüşte Çalışma Bakanlığı'nda görev aldı. Daha sonra memuriyetten ayrılarak istanbul'da açtığı kitabevinde çalışmaya başladı.
ilk yazısı 1927 yılında bir hikaye yarışmasında ödül kazanarak yayımlandı. O tarihten bu yana bir çok sanat dergisinde şiirlerini yayımladı, kitap halinde topladı. Yurt içinde çeşitli ödüller aldı. Bunların yanı sıra 1967 yılında Amerika'daki Uluslararası Şiir Forumu tarafından en iyi Türk şairi olarak ilan edildi. 1956 yılında Asu kitabıyla Yeditepe, 1957'de Delice Böcek kitabıyla Türk Dil Kurumu Ödülleri'ni kazandı.
Şiirimize, tanzimattan bu yana hiçbir şairin getiremediği geniş olanaklar getirdi. ilkel insandan günümüzün insanına değin, pek çok tip ve karakterde insanı, özellikle bu insanların iç dünyalarını geniş imgeler ve parlak simgelerle anlattı. Zaman zaman Türk dilinin olanaklarını da zorlama yoluyla şiirimize yepyeni bir hava getirmiş çok verimli bir şairimizdir.
ESERLERi :
Çocuk ve Allah, Havaya Çizilen Dünya, Daha, Sivaslı Karınca, Taş Devri, Üç Şehitler Destanı, Çanakkale Destanı, Çankırın Destanı, Aç Yazı, Türk Olmak, Uzaklara Giyinmek, Dildeki Bilgisayar
Cumhuriyet gazetesinin: "Siz de eski komünistlerden misiniz?" şeklindeki sorusuna; "Bana eski kelimesi fazla. Bunu söyledim, ben komünizmi seviyorum. Biz yapamadık, onlar da yapamadı Zaten büyük şeyler bu kadar kolay yapılmaz. inşallah toplum öyle bir noktaya gelecek, şimdi olmasa da daha sonra benzer bir rejim gelecek." şeklinde cevap veren Atatürkçü kimliği ve Komünistliğini ilginç bir şekilde bağdaştıran, 10 Kasım'ların değişmez ozanı.