ülkemizin içler acısı durumunu meşrulaştırmaya çalışan insan söylemidir. sayın başbakanımızın istediği nesildir, ne de olsa politikacılar genç nesiller okumasın, eğitim görmesin ve bize karşı çıkmasın düşüncesi içindedirler. avrupa'da insanlar toplu taşıma aracına bindiklerinde ya hemen aracın girişinden bedavaya alınan gazeteyi okurlar ya da kendi çantalarından bir kitap çıkarırlar.
ayrıca senin gibi insanlar şunu da düşünebilir:
klasik müzik dinleyenlerin salaklaşması
caz dinleyenlerin salaklaşması
blues dinleyenlerin salaklaşması
opera ve bale denen gereksiz aktiviteler
sinema sanatını recep ivedik'ten ibaret zanneden sizler yeter artık bıktık sizin şu kafasızlığınızdan, iki kitap okuyun da ülke ne halde öğrenin, ne yapmaya çalışılıyor öğrenin de değiştirmek için uğraşın.
öğrenmek için, ufkunu geliştirmek için, bilgili olmak için, kısacası sadece kendisi için okuyanlar adına geçerli olmayan iddiadır.
fakat sırf karıya kıza gösteriş yapayım diye, ya da takıldığım yerlerde diğer insanlara kültürel olarak üstünlük sağlayayım, onları ezik hissettireyim diye kafasının basmadığı bir ton saçma sapan kitabı okumaya çalışan kişi için doğrudur.
salaklaşmazlar. seviye atlarlar. ama bazıları bunu anlayamadığı içim salaklaştıklarını sanmaktadır. niye anlayamazlar? çünkü seviye farkeder. hakkıyla okuyanlar için seviye çok üsttedir.
"anlayana çok gelirim, anlamayana az" kitap okumamış ve sorgulamaktan aciz insanların düşünebileceği saçma bir fikirden öteye gidemez zira bu şahıslar hiç bir zaman bir kitabın insana vereceği hazları tatmamışlardır, birikimden yoksun ve de kanımca cahillerdir. edinebildikleri tüm bilgileri arama motorlarından almış zavallılardır.
öyle çok yerin dibine sokulacak vurun da ölsün denilecek bir tespit değil. bazı kitapları çok okuyanların salaklaşması demeyelim de hafiften deliliğe yürümesi görülmüş şey.
senelerdir kendi salaklığını yaşamaya alıştığından dolayı kendini normal gören yazar tespitidir, başkalarının kültürü fazla gelmiştir efendim, yüklenmeyiniz yazıktır.
bir de bu tanımı yumuşatıp şöyle demeyelim de böyle diyelim diyenler var ya biterim. ulan kitap okumanın bir adama vereceği en büyük zarar gözlerini ağrıtması hatta bozabilmesidir.
neyin kafasında bu insanlar. sorsan yazarların kitap sayısı başlığında saydırıyordur amına koyim yüzlerce kitabım var diye. kolpalık parayla değil ki...
Kitap okuma alışkanlığı olan insanlardaki derinliği anlayamamış kişi önermesidir." insanlar kırıcıydı kitaplara sığındım" diyen cemil meriç kitaplarda birşeyler bulmuş olmalı..
--spoiler--
+ ayşe naber ya?
- ayşe ogün iyi değildi, ama kimseye bunu belli etmemek için zoraki bir gülümsemeyle iyiyim kanka sen? dedi
+ ayşe iyi misin lan?
- bu soru ayşe'yi yıkmıştı, hayır değilim demek isterken, nasıl evet diyecekti durdu ve düşündü...
+ ayşeeeee? neyse, iyi değilsin galiba ben derse gidiyom, geliyon mu?.
- ayşe yine yalnız kalmanın, umutsuzluğuyla..
+ kaç sayfa okudun lan doğruyu söyle?
- bilmiyordu ayşe, bilmekte istemiyordu zaten.
+ tövbe yarabbbi, gel yüzüne su mu çalıyım mal olmuşun kanka ya :S