fazıl hüsnü dağlarca

entry100 galeri4
    73.
  1. kendisinden beklediğimden de güzel bir şiiri.

    hey göklere!

    varıp eylem köprüsünü geçerler.

    0 ...
  2. 74.
  3. gün ağarırken

    öyle seviştiler ki
    kadın erkekte kaldı
    erkek
    kadında.
    1 ...
  4. 75.
  5. "Türkçem benim ses bayrağım" dizelerinin sahibi.
    0 ...
  6. 76.
  7. bu kadar çok şiir yazmasa iyiydi.,.
    0 ...
  8. 77.
  9. --spoiler--
    Tanrı yeryüzünündür,bir pay düşmez sana..
    Sen yeraltındasın Tanrısızsın , anlasana..
    --spoiler--
    0 ...
  10. 78.
  11. yaşasaydı bugün 100 yaşına basacak olan şair.
    1 ...
  12. 79.
  13. Vedat Günyolun çalakalem adlı eserinde "Onun kadar hiçbir şairimiz, hiçbir sanatçımız, gerek yerle bir gerçeğe; gerek insan denen bilinmezin çekirdeği çocuk'tan başlayarak Tanrıya; Tanrı'yı da, insan aklının yüzyıllardan bu yana vardığı Evren kavramını da aşan, ancak engin bir sezgiyle (aklın durduğu yerde başlayan sezgiyle) alacakaranlık halinde sezebildiğimiz gerçeküstü gerçeğe böylesine şairce kanat açamamıştı." diye anlattığı usta şairimiz.
    0 ...
  14. 80.
  15. Kişi seni severse
    Soyunur aya karşı
    Sever
    Ölüşüne dek.
    2 ...
  16. 80.
  17. ölü

    Hangi mahallede imam yok,
    Ben orada öleceğim.
    Kimse görmesin ne kadar güzel,
    Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.

    Ölüler namına, azade ve temiz,
    Meçhul denizlerde balık;
    Müslüman değil miyim, haşa,
    Fakat istemiyorum, kalabalık.
    Beyaz kefenler giydirmesinler,
    Sızlamasın karanlığım havada.
    Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım,
    Ki bütün azalarım hülyada.

    Hiçbir dua yerine getiremez,
    Benim kainatlardan uzaklığımı.
    Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,
    Çılgınca seviyorum sıcaklığımı...

    Fazıl Hüsnü DAĞLARCA.
    1 ...
  18. 81.
  19. Ne diyor Fazıl hüsnü, keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
    0 ...
  20. 82.
  21. Unutulmaz 20. yüzyıl türk şairlerimizden biridir.

    Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiçbir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını örer. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler:
    “ Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir."

    Lakabı "Türk şiirinin" büyük şairidir.

    Hasret

    Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri,
    Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye:
    Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri,
    Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır
    diye.

    Bugün doğum günü büyük şairin.Toprağı bol olsun.
    12 ...
  22. 84.
  23. han duvarları şiirinin aziz nesin muhteşem yorumlamıştı.
    uyuz eşek anırdı meşin kırbaç şakladı
    tam elli yıl araba yerinde durakladı.

    bir sarsıntı uyandım uzuzn süren uykudan
    nutuk veriririmiş biri meğer havadan sudan diye devam ediyordu. okuyalı kaç yıl oldu unutmadım.
    1 ...
  24. 85.
  25. 86.
  26. Kendisi emekli yüzbaşı ve iş müfettişidir.
    0 ...
  27. 87.
  28. "Ki hâlâ yaşarım bir ayrılıkta o hayreti
    Dalarım 86, 68 diye bazen.
    Yer değiştirince başka şey olmak ne tuhaf
    Ne tuhaf ölümü duymak seksen altıdan! "

    Anımsamalar .
    2 ...
  29. 88.
  30. 30 AĞUSTOS’TA ŞEHiTLER


    Hayır göklere çıkmadık ana
    Kaldı dağlarda kanlı gövdemiz.
    Mutluysa ulus köy köy
    Özgürse bayrak
    Soluk alıyoruz demektir işte biz.

    Gökyüzü müdür nedir
    Sırtımızda masmavi bir yük,
    Yaprakları allıca yalaz
    Savaş günü ölüm ormanları arasından
    Yürüdük.

    Sakınmadık kendimizi neymiş ki
    Yurt uğruna el ayak göz
    Ağzımızda kaldı gencecik donuverdi
    Bir kurşunla
    Yaşamak dedikleri söz.

    30 Ağustos geldi mi parlarız işte
    Top sesleri süngü sesleri sarar ovayı düzü.
    Dağ başları duyar mı bilmem
    Düşümüzde analar gelinler dedeler çocuklar
    Bizi kanar yeryüzü.

    FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
    7 ...
  31. 90.
  32. ölümünden bu yana 9 sene geçtiğine inanmak zor. O kadar oldu mu ha? zaman ne de çabuk geçiyor.
    0 ...
  33. 91.
  34. 92.
  35. Bugüne kadar kendisine birçok ödül verilen şair 1967’de ABD’deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından “En iyi Türk Şairi” seçilmişti. (26 Ağustos 1914, istanbul – 15 Ekim 2008)
    0 ...
  36. 93.
  37. 94.
  38. milli mücadele şairidir. Allah ondan razı olsun.
    2 ...
  39. 95.
  40. Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım,
    Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir.
    Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,
    Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım

    Güneşim aydan sarı, yarınım dün..
    1 ...
  41. 96.
  42. sivaslı karınca

    Koca Kızılırmak köpüre köpüre
    Akıyordu,
    Bir telgraf direği dibinde,
    Zamanlar kadar telaşsız ve köpüksüz,
    Yürüyordu,
    Sivaslı bir karınca.

    Karşı kıyıdan parlak,
    Kişniyordu,
    Atlar doru doru,
    Atların şarkısından ayrılmış,
    Yürüyordu,
    Atların mesafesini anlamaz.

    Sesi, adımlarının sesi, memnun ve bahtiyar,
    Duyuluyordu,
    Kahraman.
    Bir açlığın ayaklarınca aziz,
    Yürüyordu
    Yeryüzünden.

    Rahat gidişinden belli,
    Biliyordu,
    Dağı, suyu, otları, lezzetle.
    Başka karıncalardan kopmuş,
    Yürüyordu,
    Başka karıncalara.

    Gayretle, çalışmakla, yorulmazlıkla,
    Benziyordu,
    Afrika'dakine, Çin'dekine, Paris'tekine,
    Kara toprağın alnı üstünde, kara,
    Yürüyordu,
    Alın yazısından daha hür.

    Yoktu fikirlerden, davalardan haberi,
    Yürümüyordu,
    Rüyası hiç.
    Buğday tanesi üzre,
    Yürüyordu,
    Sivaslı bir karınca.
    0 ...
  43. 97.
  44. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2084395/+

    Fazıl Hüsnü Dağlarca, ortaokulun son sınıfına gelince babası onu Kuleli Askeri Lisesi'ne yazdırmak ister. Oğlunun subay olmasını arzu etmektedir. Oysa Dağlarca üniversiteye gitmek ve eğitimini yurtdışında sürdürmek amacındadır.
    Babası ile bir öğle yemeğinde bu konuyu tartışırlar.

    Sonrasını Dağlarca şöyle anlatacaktır :

    "Peçetemi efendice masaya koydum. Duvarda üst üste konmuş Kuran'lar vardı ; en üsttekini, bir tırnak büyüklüğünde olanı, annemin sınav günleri için cebimize koyduğu küçük Kuran'ı sandalye üstüne çıkarak aldım. Öptum üç kez. 'Ben subay olmayacağım' dedim. Oturdum yerime. Yemeğime başladım.."
    Babası, düzenli aile yaşamlarında karşılaştığı bu tek başkaldırıyı şaşkınlıkla izler. Ayağa kalkarak gider, Kuran'ların en alttaki, en büyüğünü alır, üç kez öptükten sonra "Ben seni subay yapacağım" der saygın bir sesle. Ve babasının dediği olur. Dağlarca 30 Ağustos 1935 tarihinde subay çıkacak ve o gün kendi parasıyla, ilk şiir kitabı "Havaya Çizilen Dünya"yı yayımlayacaktır..

    Refik Durbaş - Şiirin Gizli Tarihi

    https://www.facebook.com/...5/posts/3187044891421222/
    2 ...
  45. 98.
  46. Şiir kitabı çıkmak üzere olan genç şair ( ayhan bozkurt) olay ertesi kadıköy'de fazıl hüsnü dağlarca'yı görür.
    Hocam, merhabalar nasılsınız? Diyerek koluna girer hemen dağlarca'nın.

    Sen kimsin? Der dağlarca'da.

    Şairim, der ayhan bozkurt.

    S.ktir git! Der dağlarca.

    "Ben 100 yaşıma da gelsem şair demem kendime, s.ktir git."

    Sonra elindeki bastonuyla saldırır ayhan bozkurt'a. Bir güzel döver. Etraftakiler koşup ayırır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük