Artık ne devrimcisi ne solcusu kalmış, her yerin ak koyun dolduğu bir memleket olmuştur. 3 sene yaşadım, bir türlü sevemedim, çok güzel insanlar tanıdım, ama daha çok lanet insanlar tanıdım. Sahil düzenlemesini de beğenmiyorum. Orda yaşamam sadece deniz görmeyi özlememe neden oldu. Hem bir şey diyeyim mi, Fatsalılar kızmasın, ama ünye nedense hep bir adım önde gidiyor sizden. (ünyeli değilim fatsalı da değilim)
bazı sokaklarında hala orak ve çekiç sembolleri bulunan, ordu'nun 80 döneminde komünizmi ilan etmiş ilçesi ve memleketim. Asker Fatsa'ya girmeden önce ufak ufak çatışmalar vardı, topraklarını paylaşmak istemeyen sağcılar ile komünist köylüler arasında. öldürülen aile bireylerim, dayak yiyen ve işkence gören akrabalarım oldu. o kadar boktan durumdaydık ki ailenin yarısı komünist, yarısı sağcıydı. akraba akrabayı katlediyordu yani. O zamanlardan gelen husumet hala devam ediyor. Keşke yaşanmasaydı bunlar.
Düğün salonu olarak kullanılan kültür merkezleri, işletilmeyen elekçi ırmağı bisikletli kayıkları, bolaman'da toprağın üzerine oturulmuş 2. el spor aletleri, işletilmeyen, işletilmeyen balık hali, komik rakamlara özelleştirilen hamam olarak kullanılan spor tesisi ile karadenizin incisi ordu'nun güzide ilçesidir.
En güzel semti bolaman'dır. Eski mhp'li bolaman belediyesi'nin katkıları(!) ve bolamanlı chp'li beşiktaş belediye başkanı murat haznerdaroğlu sayesinde bolaman yaşanılabilinecek tek semtidir. Ne yazık ki mandıra semtinde oturmaktayız.
Karadenizi gezen insanlara en yaşanası gelen en beğenilen şehirdir. Çok şirin yüz bin nüfuslu nezih her türlü imkanı bulunan güzide karadeniz ilçesidir.yolunuz düşerse deniz manzarazasıyla bir çay içelim.