turkiye'de sanatci sifatini hak eden nacizane insanlardan... yesilcam'in butun yildizlari unutulup, yildizlari kayiyor... yerineyse aptal saptal insanlar unlu oluyor, uzuluyorum.
yaptığı program sebebiyle itici bulduğum ancak her rolün altından kalkması sebebiyle türk sinemasının en başarılı kadın oyuncularındandır.özellikle siyah beyaz filmlerde orhan günşiray ve izzet günayla iyi ikili olmuştur.renkli filmler de cüneyt arkınla çevirdiği filmler güzeldir.erkeklik öldü mü atıf bey,herkes fatma gibi öpemez,mahalleye gelen gelin,hop dedik,bulunmaz uşak en beğendiğim siyah beyaz filmleridir.
yeşilçamın emektarlarındandır. özellikle ezogelin filminde göstermiş olduğu performans takdire şayandır. pek çok kişi fatma girik dendiğinde aklında hemen ak saçlı bir oyuncuyu canlandırır fakat gençliğinde çekmiş olduğu filmleri de mevcuttur.
4 abartılmış kadın oyuncudan birisi. söz fatoda adlı programında ona buna çemkiriyordu. reha muhtar' ın daha bir cahil versiyonuydu . cüneyt' ten 8 yaş küçük olmasına rağmen annesini oynamış .
bir filmde cüneyt arkın'ın annesini diğer filmde ise sevgilisini oynayan sinemanın 4 büyük kadın oyuncusundan biri. ayrıca doksanlı yıllarda kanal d'de söz fato da diye bir programı vardı hatta bir programın çekimi esnasında düşüp belinden çok fena sakatlanmıştı diye hatırlıyorum, yanlışsa özür dilerim ama hatırladığım kadarıyla böyle bir şey olmuştu.
akil insanlar konusunda "beni çağırmazlar, çağırsalar da gitmezdim" sözlerini güzel bir hikayeyle süsleyen oyuncu.
"inanmıyorum da ondan. bak sana bir hikaye anlatayım, akil adamlar da duysun. ağrı dağı efsanesini çekiyoruz. benim oynadığım gülbahar, çoban ahmete sırılsıklam aşık. çoban ahmeti zindandan kurtarmak için zindancıya yalvarıyor, ne istersen veririm, malımı mülkümü ne istersen, yeter ki ahmetimi bırak diyor. zindancı hiçbir şey istemem, saçından bir tutam ver yeter diyor. gülbahar da kesip veriyor. ahmetle birlikte dağlara kaçıyorlar. tam mağarada sarılıp yatacaklar, araya kılıcını koyuyor çoban ahmet. ne oldu diyor gülbahar. beni serbest bırakması için zindancıya ne verdin diyor ahmet. hiçbir şey diyor gülbahar, sadece saçımdan bir tutam kesip verdim... benim için yeter deyip kalkıyor ahmet... buradaki kritik soru budur: ne verdin? bu meselede ben de aynı soruyu soruyorum