sadizm değildir.
zamanın ruhuna uygun olarak olması gereken yapılmıştır.
tıpkı günümüzde elektrikli sandalye asmak zehirli iğne gibi, kafası kesilse veya asılsa daha az ibretlik olur v ceza daha az şiddetli olur.
ama yakılsa daha caydırıcı olur.
fatih sultan mehmet'in cemaat ve tarikatlara sıfır tolerans politikasının gereğidir. osmanlıya ve fatih'e öykünen günümüz çakma muhafazakarlarının ibret alması ve ders çıkarması mümkün olsa keşke.
fatih sultan mehmet han babamız, akılcıydı. bilim adamıydı, mühendisti...
pozitif bilim ile çağ açıp çağ kapamış büyük bir türk hakanıydı.
istanbul'un fethinden sonraki günlerde, fatih'in hocası akşemseddin, katıldığı her toplantıda, istanbul'un fethinin dualarla, manevi destek ve iman ile gerçekleştiğini anlatır durur.
yine böyle bir toplantıda, akşemseddin üfürmeye başlar.
ermişler yardıma geldi, bin hafız kuran okudu, beyaz cübbeli dervişlerin manevi desteği, iman gücü bıdı bıdı boş yaparken fatih dayanamadı ve akşemseddin'in sözünü kesti...
"lala lala, istanbul'u senin dervişlerin ve duaların değil, benim kılıcım ve askerim aldı.."
o an akşemseddin utandı, sustu...bir daha konuşmadı, konuşamadı...
Doğru bilgi değildir. Şöyle ki o olay ilk defa tahta çıktığında yaşandı ve o sıra 12 yaşında çocuktu. Görünüşte padişah bile olsa 12 yaşında çocuğun emriyle insan yakılmaz. Tam tersi, kendisi hurufi öğretisiyle ilgilenmiş, bunlara yakınlık göstermişti.
Hurufileri yakan devrin yobazları ve çandarlı Halil Paşa'ydı.
