Bu adam ''hürriyet''de neden bu kadar aktif akıl alır gibi değil.. özellikle internet sayfasında!,belki de en zayıf en gereksiz yazarlardan biri, oysa görüntülü yorumlar yapıyor,ön plana çıkartılmaya çalışılıyor sanki hürriyetin bilirkişisi..ama ne yazıları yazıya benziyor,ne tespitleri tespite,görüntülü yorumları zaten komik... karizma sıfır.
hani sıfır(0) vardır ya... aslında yoktur. sadece tanım olarak vardır. işte fatih çekirge'de bana göre öyledir. ne yazdığı yazıdır, ne yaptığı yorumdur. sıfırdır işte. varlığıyla yokluğu aynı.
Yıl: 1990lı yılların ortaları.
Cumhurbaşkanı Demirel'in ABD seyahatlerinden birinde seyahate katılan gazetelerin Ankara Temsilcileri ile Washington'da öğle yemeğine çıkıyoruz.
Tesadüf ya gittiğimiz restoranda bizim gibi Demirel'in heyetinde olan ünlü işadamı Nurettin Çarmıklı yemek yiyor ve bizi görünce masasına davet ediyor!
Kalabalık olduğumuz için masasına sığamıyoruz ve yanındaki masaya oturuyoruz.
Bir süre geçiyor Nurettin bey " Çocuklar afiyet olsun " deyip kalkıyor.
Bilahare biz de karnımızı doyurup hesap istiyoruz.
Garsondan cevap: Mr. Çarmıklı hesabınızı ödedi.
Bizim guruptan başta Fatih Çekirge ve Bilo lakaplı Bilal Çetin olmak üzere pek çoğunda bir feveran bir feveran!
Niçin mi?
Kapitalist ya da para babası Nurettin Çarmıklı nasıl olur da bizim hesabımızı ödermiş! Bağımsız ve onurlu bir gazeteci burjuva önderinin yemeğini yemezmiş!
Şaşırdım çünkü arkadaşların her biri adeta Bolivya dağlarından ruhu gelen Che Guevara pozlarını takınmıştı.
Önce izah ettim:
- Beyler hatırlayın Nurettin Bey'in önce masasına gittik, sığamayancı yanındaki masaya oturduk. Malum biz de adettir masanıza gelenin hesabı ödenir. Nurettin Bey hepimizden en az 25 yıl büyük yani ağabey ve hatta amcamız hüviyetinde. Kendisi benim memleketlim, iyi tanırım, art niyeti olamaz. Yaptığı şey bizi satın almak değil, gurbette yemek ısmarlamak. Uzatmayın bırakın artistliği!
Dinletemedim.
Gurubun tamamı sol kültürden geliyor ya, lafla esip gürlüyorlar ve mangalda kül bırakmıyorlar ve ısrarla, " O burjuva nasıl bizim yemek paramızı öder " diyorlar.
Tepem attı ve saydırdım: " Ulan hepiniz patronlarınızın gazetecilik dışı şirketlerinin işlerini takip edip çok uluslu kartellerin keyifli davetlerine koşar, MNG'nin bedava Ankara Kulübü üyeliği kartını cebine indirirken ilkeli olmak, burjuva - kapitalist ya da para babasına eğilmek demezsiniz ama iş lafa yani istismara geldi mi masum bir yemek ısmarlamayı bahane edip uçarsınız. Hadi oradan ideoloji bezirgânları! "
Tepkileri mi?
Tıssssss!
Bomboş bir kose yazari. Yazilarinda "bakin cok muhim seyler yaziyom ben" havasi estirmek icin kasim kasim kasilir. Yazilar da ne yazilar ama.. Arastirmaci gazeteci falan oldugunu saniyor herhalde. Biri suna kocaman bir cilgin oldugunu soylemeli.
bir zıplasada basın dünyamızı bırakıp gitse.soyadı çekirge ama kendisi sevgi kelebeği. samimiyetsiz, duygusal olduğunu Sandığı hükümet yalakası yazıların mimarı.
son derece acınası halde bir adamdır, 1990'lı yıllarda gelecek vadeden başarılı bir ankara temsilcisi iken bugün uzan'dan erdoğan'a savrulan bir yakınlık çizgisi ile sevilmeyen, sayılmayan ama maddi olarak güçlü bir köşedir.
Hürriyet'e AKP'ye karşı diyoruz, yahudi diye suçluyoruz. Lan bu gazeteci gibi hükümet yalakası bir adamı besleyen bir gazete nasıl hükümete karşı olabilir?
Son bir aya ait yazılarını okudum. Aman allahım; ak-it gazetesinde veya yeni şafak'ta bile bu kadar etkili yalayan bir gazeteci yok.
bir kenarda dursun.
gün olur devran döner.
demokrasi dersi vermeye çalışır, hatırlatırız...
gerçi zamane liboşlarının "aldatılmışız" kıvraklığını o da gösterir ya neyse...
omurgasızlıkta çığır açıyor.
erdoğan ve başbakan binali saysesinde "dostlar artıyor düşmanlar azalıyormuş"
(ulan sormazlar mı adama hangi fantezi için düşman olduk zaten diye?)
israil ile anlaşma onur'muş.
Daha ne desinler... Diye bir cümle kurmuş. işte bu cümle ile bütün itibarını yıktın. Sana mı kaldı onları savunmak? Daha denecek çok şey var. Senin gibi gazetecilerin diyemediği...