ego çatışmasında söz her zaman 1. patronundur, 2. konumda olmak büyük risk barındırır. bir de bu mevzu dahi akp iktidardayken gerçekleşmiştir. tüpçü derhal kesenin ağzını açıp terim'e karizmatik bi milli forma hediye edip mukavele imzalatacaktır.
Galatasaray camiasi icin olsun taraftari icin olsun cok uzucu bir kayip. imparator kendimi istemedi yoksa unalin yaklasimlarindan mi hoslanmadi (aysal: faydali bir eleman) yoksa kendimi istemedi bence hepsinin sonucunda o artık galatasaray'da degil. dusmanlarimizin istedigi oldu..
fatih terim in istifa kararı alması ve devamında yönetim kurulunun oybirliği ile feshetmeye karar vermesine gelen tepkilerdir..
galatasaray beni bırakmadıkça ben galatasaray'ı bırakmam dedin aslolan galatasaray dedin mili takımı da yönettin. Kimse sana birşey demedi demi. sonra başkan 2 yıllık sözleşme önerdi kabul etmedin. e hani aslolan galatasaray'dı hoca ? hani nerde ? Başkanın telefonlarına çıkmadın egonun kurbanı oldun !
bu dakikadan sonra yapılması gereken şudur: en küçük durumda böyle döneklik yapan en küçük durumda takımı bırakıp milli takıma bile gidebilen bi adam artık bu kulübün kapısından içeri giremez. ünal aysal 'ben burada oldukça hocamız da burada olacak' diyip sözleşme öneriyor kabul etmiyorsun ! bu nasıl iş ulan. aslolan galatasaray mış ! babamdan fazla güvendiğim kişiye bundan sonra imparator demem ben. bir daha bu kulüpten içeri girmemesi için de kalıbımı basarım.
not: sözleşmeyi kabul etmemek, istifanın diğer adıdır. keyfinden mi kabul etmemiştir terim ?