avrupa sampiyonasini iple cekmemize sebep olacak kadar etkileyici enstantaneler barindiran ingilizce lehcesidir. her mactan sonra insallah ingilizce basin toplantisi bekliyoruz artik imparatordan.
gurcistan macindan sonra duzenledigi basin toplantisinda da bizleri inglizce aydinlatmaya devam ediyor fatih hoca. metin, anlasildigi kadari ile soyle:
i'm talking about not the, in the game. during the game, i didn't say anything. but stop the game, something happened. because i've been there, not (burada "thin" gibi bir sey daha soyluyor ama arkadasla onlarca kez dinlememize ragmen anlayamadik.) you've been there. i see everythings. not impossible, you can not, didn't. you can not see the, something. i see everythings. i told. this is this is this is this is... we must do interview not do monolog. we must do it is possible dialog.
Yalniz hocamizin bol edebi sanat barindiran bu guzel dilini tam olarak anlayabilmek icin, jest ve mimiklerinden de faydalanmak gerekiyor. Ozellikle de "but stop the game, something happened" kismindaki el isareti ve yuz ifadesi, gorulmeye deger nitelikte.
o basın toplantısında meşhur türk futbolu sözü olan " önümüze bakacağız" ı ingilizceye çevirseydi heralde " we will look our front " diyecekti de ne dediğini anlayamayan zavallı yabancı basın mensuplarını da " i will give you lesson, i don't take lesson " diye azarlardı, hatta hızını alamaz " under my thing november pasha " bile derdi.
eleştiren çoğu insandan daha iyi olduğuna emin olduğum, herşeye sıfırdan başlamış, hayatında milyarlık özel okullarda okumamış biri için gayet güzel olduğunu düşündüğüm ingilizcedir.
izmir ekonomi üniversitesi öğretim görevlisi olan julia saraçlı kişisinden 1 ay boyunca efes otelde ders almış kendisi efendim.kadın kendisi söyledi bana ve bir ayda hiçbir şey öğrenemediğinide ekledi. ***