berbat senaryolar yazan, orta okul esprileri yapıp insanların gülmesini bekleyen* gereksiz kişilik. geçen sene şahan gokbakarı anlamsız şekilde eleştirmeye çalışmış ve şahanın beyninin yüzde 99'unu aldıran insan: fatih sonkaz skeçi ile ayarlardan ayar beğenmişti. tayfun guneyerle birlikte uzak bir memlekete gönderilmeleri turk mizahı için en faydalı hareket olacaktır.
genelleme yapılacak olursa, büyük çoğunluğun sevmediği, sevemediği, hala nasıl olur da dergide bu kadar büyük yer kaplar diye düşündüğüm, karikatürleri-yazıları senelerdir birbirinin aynısı olan, penguen'in iticilik sebebi..
iyi Aile Robotu 2004
Hayat Bilgisi 2003
Tuzu Kurular 2001
Tirvana 2000
Kahpe Bizans 1999
Ruhsar 1997
Kaygısızlar 1994
yukarıdaki dizilerin senarysunu yazmış/katkıda bulunmuş karikatürist. kendisi de absürd tarzı benimsediği için, çoğu kez "kötü espri yaptığı", "esprilerinin baydığı", "basit olduğu" eleştirileri ile karşı karşıya kalması normaldir.
asıl işini beceremeyen, "sana saygı duymuyorum" demeye getirip, "çok feci diss attığını" zanneden lolipopçu rap tayfasıdır.
absürd mizah ile uzaktan yakından ilgisini sezemediğim şahıstır. üstelik ne diss ne onu bilirim ne de lolipopçu repçiyim. fatih solmaz sanatında uzatmaları bile oynamaktan ilerdedir. kanımca uzatma yılları penguen ilk açıldığındadır.
hayatta her konuda söylecek sözü olanları sevmem lakin, 1998'den beri yaklaşık on yıllık bir süredir fatih solmaz'ın bulunduğu dergileri takip etmiş olduğum için mizahı hakkında da konuşabilme hakkını kendimde görüyorum.
l-manyak yıllarında gayet de zeka küpü, komik adam olan fatih solmaz espiri yapamamaktadır. daha doğrusu l-manyaktayken sahip olduklarını geliştiremediği ve halen vibratör, şişme kadın, aldatan karı, mezardan çıkan çük gibi klişelerden sıyrılamadığı için komik değildir.
daha da önemlisi fatih solmaz, güldürmek için çok kastığı için komik değildir. yaptığı mizahı novalcin hap gibi sunduğu için. bir diğeri (bkz: cem özer)
oysa mizah için gereken nedir? ben mizahçı değilim, kendimi bildim bileli karikatür okurum lakin anca arkadaş çevresi komiği ve yine arkadaş çevresi karikatüristi olarak kaldım. oysa ben bile mizahtaki anahtarın izleyici/okuyucu ile oynamak olduğunu biliyorum. kanımca iyi mizahçı olan umut sarıkaya'nın bir karikatürünü anlatarak konuyu daha da derinleştireyim:
(tenten birisi ile konuşmaktadır)
t: tenten a:adam
a: naptın abi istanbulda?
t: ne bilim çocuklar bi ara fındık'ı aldılar elleriyle bişeyler yaptılar...fındık! toplu iğne başı kadar bile kuru yer kalmayacak
(fındık arka planda gusül adesti almaktadır)
şimdi burda umut bey şunu yapıyor, "türkiyede sokaklarda bazı çocukların köpeklere otuzbir çektiği" gerçeğini alıyor, bunu bilenleri eğlendiriyor. açıkça 'köpeğe otuzbir çektiler' demiyor. biz onu anlıyoruz. zaten gülmemizin sebebi de bunu anlamamızdır. umut bey bunu açık açık yazsa(tıpkı fatih solmaz gibi) o vakit gülemezdik.
umarım anlatabilmişimdir, mizahın göze sokulunca komik olmadığını.
lakin bir başka boyut da var, fatih solmaz bence kötü bir mizahçıdır, lakin tamamen teknik yönleriyle incelerim olayı. zaten verdiğim örneklerden de, tespitten de bunu anlayabilirsiniz. olayın magazini beni ilgilendirmiyor. fatih solmaz, ceza ile kapışmış mı, bilmemne mi olmuş bilgim yok. ancak böyle bir durum varsa ve teknik analizler yapmadan fatih solmaz kurban ediliyorsa orda da haksızlık vardır. belki de thedewil gibi (tanışmıyoruz ama uzaktan severim kendisini) okurları kızdıran da budur, fatih solmaz'ın çoktan tedavülden kalkmış mizahını savunanların psikolojisi magazinelliği eleştiridir belki. ancak ben fatih solmaz son 6 yıldır yaptığı gibi bodoslama espiri yaptıkça kendisine karşı olmaya devam edeceğim.
bu hafta penguende, kamuran süner'in çizdiği, kendisinin espiri bulduğu tip box köşesinde neler var bir bakalım. (zira tek karikatürden bahsetmem yetecek emin olun)
+ keşke monika beluçiyi sitsem (arkadan yıldız geçiyor m.edln-)
demek ki neymiş? kör tuttuğunu öpermiş
+ bu ne? aha monika beluçi la bu! (kör, monika beluçiye sarılmış halde)
....
ee? karikatür bitti efendim hepsi bu. eee? yani ne var bunda şimdi, espiri nerde fatih bey? ha peki ben yığinla dergide yığınla kötü çier-yazar varken neden sadece fatih solmaz'ı eleştiriyorum. çünkü, yıllardır bu piyasada bulunup da zerre gelişmeyen, okuyucuyu montofon yerine koyan başka birisi yok. diğer kötü isimler genelde ya amatörler ya da kadın çizerler(malesef gerçek bu da)
bana öyle geliyor ki, fatih solmaz her hafta köşesi için espiri bulduktan sonra kimsenin ne kadar salakça espiriler bulduğunu anlamaması için dua ediyor ve hani insan sıçtıktan sonra bokuna şöyle bir bakıp da sifonu çeker ya, aynen öyle, kimse görmesin diye unutuveriyor. başka türlü bunları bize mizah diye yutturmasının izahı yok.
diyebilirsiniz, kardeşim sen sevmiyosan okuma? okumuyorum zaten ancak yumurtalar köşesinde karikatürü çıksın diye sabahlara kadar uyuyamayan onca genç aklıma geliyor, fatih solmaz'ın bu halde derginin yaklaşık bir sayfasından fazla yeri işgal edişi aklıma geliyor kızıyorum.
"neden patatesler yerde yetişir ki? ağaçta yetişen patates yok mudur hiç?" gibi gereksiz, saçma sapan tespitler ile "patates baskı" diye bir köşe yapmaktadır. komik değildir. hatta tek takdir edilesi yanı bir çok dergide bir çok yazı yazması; yani çalışkanlığıdır.
bir zamanlar hakikaten çok güzel espriler yapan, ama şu aralar -taşıdığı onlarca karpuza espri yetiştirmekten midir bilinmez- polemik gülüne dönmüş zat...
acilen titreyip kendine gelmesi şarttır. zira gittikçe dalga geçtiği konu salaklarından birine dönmeye başlamıştır.