"benim nice kan dökerek, nice kelle kopararak aldığım topraklarda, şimdi düşmanlar değil sokaklara, meclise kadar gelmişler." derdi. "Ulan." deyip bir söverdi bu memleketi bu duruma getirenlere. Yine açılırdı sancaklar, yine kurulurdu kurultaylar. ikinci defa fethederdi. işte o gün istanbul, Turana başkentlik yapacak günü beklerdi yüzyılların hasreti ve özlemiyle...
insanların giyim, kuşamını; esnafların hilelerini görünce gayri müslum bir şehre geldiğine inanırdı. Sonra ismail ağa cemaatinden; sakallı, sarıklı kişilerin peşine düşerdi. cemaat reislerini tanır ve dışarının neden bu kadar bozuk olduğunu anlardı.
Önce Hafif Bir tebessüm ederdi Çünkü Gayri Müslimlerin Tekrar feth ettiğini düşünürdü istanbul'u Bu ona Biraz Manasız trajik ve tuhaf gelirdi lakin Sonra gerçeği duyunca ve görünce Utanırdı çünkü istanbul hala Biz Müslümanlarındı istanbul hala Biz Türklerindi Sonra Gezerdi Kendi şehrini bakardı ki Sokakların da Ne şeref kalmış Ne Haysiyet Viyana'dan Paris'ten Farkı Yok insanların Birbirine saygısı Yok insanların ahlakı yok ! Sonunda Ruhuna Daha fazla Acı ve elem doğmaması için Dönerdi geri Evlatları için Dua edip Dönerdi huzura...