fatih camii bir kiliseye dönüşmüş resmen.
tabureler yerine sıralar var artık.
Ümmet namazı hıristiyanlar gibi kılmaya başlamış.
istanbul'u fetheden fatih sultan mehmed'in yaptırdığı ilk büyük cami burası.
istanbul'un fethinin sembolü.
yani fatih bilseydi ki kendi yaptırdığı cami kiliseye dönüşecek, yaptırır mıydı acaba?
Osmanlı torunları üzgün.
Osmanlı torunları şaşkın.
Ecdat perişan...
edit: fotoğrafta ayakkabılıklar açıkça görülmesine rağmen, birkaç ak köpek gelmiş "onlar ayakkabılık yalan yazıyorsun" diye yazmış.
ulan ayakkabılıkların üzerine oturup namaz kılıyorlar işte, ortaya da kilise ibadetine benzer bir görüntü çıkıyor. islamda böyle bir namaz kılma şekli yok burada anlayamadığınız mevzu bu salaklar sizi.
yoksa caminin kilise yapıldığı yok. bu kadar mı beyinsiz, idraksızsınız?
islam düşmanı itleri bile rahatsız etmiş. Biz nasıl rahatsız olmayalım değil mi?
Birde bunun yanında cuma günü okunan hutbeler(!!) Var. Hemde ne hutbe onlar, ne güzel hutbeler varya ohoo...
Açıklama: yazar burada; islam karşıtı insanların bile rahatsız olduğu çirkin bir eylemden bahsederek kendi rahatsızlığının çok daha fazla olduğunu belirtmektedir.
Bence gayet makul görüntüler, insanlar keyfinden taburede oturmuyor, genelde bacaklarında falan sıkıntılı adamlar tabure kullanır, islam kolaylık dini diyorsanız bunda abartılacak bir şey yok. Keşke islamda bir reform yapılsa ve kuralları biraz daha basitleşebilse, sıkış tepiş, milletin ayak kokusunu, ter kokusunu soluyarak ibadet yapmak yerine daha adam akıllı bir çözüm bulunabilir. Bu namaz kılan cemaatin aratmasına bile sebep olabilir, tanıdığım bir çok insan ayak kokusundan nefret ettiği ve buna maruz kaldığı için camiye gitmiyor.
50-60 yaşından sonra namaza başlarsalar olacağı odur. Gençler nerede? Maçta. Barda. Sazda. Cazda. Oyunda. Ya ihtiyarlar? Bir ayağı çukura girince doğru camiye. Ee bu kadar kılabildiğine şükredin.
Fatih'in camii'ye çevirdiği kilise kadar enteresan olmayan çevrim. islam hukukunda ibadethaneler beyt'ul mal'dır, (kamu malı) yıkılamaz, değiştirilmez. Bu konuda hakkını veren komutan selahaddin eyyubi'dir. Kudüs'te hiçbir havrayı ve manastırı camii'ye çevirmemiştir.
Öte yandan bu amcalara gelecek olursak, kitabi değil örfi davranış sergiliyorlar.
