aynı canan gibi dandik bir fox dizisine konu olacak peyami safa romanı. tanıtımını her gördüğümde üzülüyorum. ayıp değil mi be ? ölümsüz eserinden diye diye üstünde tepindiniz canım insanların.
peyami safa'nın toplum yaşantısında yer etmiş farklılıkları çok ince ve acıtmadan, usul usul okuyucuya kaşıklattığı eseridir.
okuduğumda lise yıllarımdaydım ve aslında ödev alışkanlığı kazanamamış bir öğrenci olmama karşın evet, bir ödevdi bu kitabı okumak. hala daha ilgili edebiyat öğretmenimi hayır ile anarım. ve fakat ilköğretim seviyesindeki öğrencilere de ödev olarak günümüzde okutulan bir kitap olarak görmek doğru değildir bana göre. böylesi bir kitaba yapılacak en büyük kötülük belki de henüz "ayrım" sözcüğünü dahi tanımlayamamış çocuklara okutmaktır.
yani, alınacak olan faydayı en iyi ihtimalle yarı yarıya azaltacağı gibi konusu itibari ile de henüz 10 yaşındaki bir çocuk için sıkıcı olabilecektir.
bu yazıyı okuyan öğretmen varsa, bir düşünsün gözünü seveyim.
kitabı okurken o kadar içlenmiştim ki diziyi duyunca daha da hüzünlendim. kitapla bir ilgisi olmadığını umuyorum yoksa suyunu çıkarıcaklar bir güzelim kitabın daha.
1 gecede bitirdiğim peyami safanın aşırı batılılaşmayla topluma gelen ahlak bozukluğunu,fatih ve harbiye arasındaki yaşayış farkını anlattığı güzel kitap.
Nedendir bilmem peyami safa'nın kitapları hep aklımda kalmıştır. bazı günümüz yazarlarında eksik olan bişeyler var sanki. okuduktan sonra en ince ayrıntısına kadar hikaye aklımda kaldı. sıkılmadan okudum batılılaşma sürecinde toplumda yaşanan çalkantıları. tavsiyem odur ki popüler yazar ve kitaplara saldırmak yerine öncelikle eskimeyen edebi eserlerimizi okuyup mukayese edebilmeliyiz günümüzle.
doğu medeniyetini temsilen fatih'in, batı medeniyetini temsilen de harbiye'nin seçildiği, seçilen bu iki semt üzerinden doğu ve batı medeniyetlerinin farklılığının ve çatışmasının ele alındığı, sosyolojik açıdan osmanlı-türk modernleşmesinin de çarpıcı bir şekilde anlatıldığı peyami safa romanı.
"biz şarklılar kedi gibiyiz. yeriz içeriz yatarız. miskindiriz. ama garplılar ise köpek gibidir. yer içer ama çalışkan ve uyanıktır.gece uyurken bile gözlerini açık tutar ve saldırgandır."
sürekli garb garb diye bir taraflarımızı yırtmamızın gerekmediğini aslında şarkın yani doğunun çok güzel ve kendine özgü güzellikleri olduğunu bizimde asıl bu güzelliklerden faydalanmamız gerektiğini güzel bir dille anlatan peyami safa romanı.
ayrıca okuduğum ilk romanlardan...
neriman'ın -benim aklımda nermin diye kalmış ama- geri dönüş yolu en vurucu yeridir.
dejenere olmuş bir ruh yine kendi değerleriyle tamir edilecektir besbelli ki.
okuduğum ilk roman olmakla kalmayıp, 'batının herbir özelliğini almak yerine doğunun güzelliklerinin de farkında olmak ve bir karma oluşturmaktır esas olan' temasını işleyen bir peyami safa romanı.
batının kültürünü değil ilim ve tekniğini almamızı anlatan romandır.
kitap yazılalı yıllar olmuş ama değişen birşey yok ve görülüyor ki batı kültürünü almaya başlamışız.
fatih'le harbiye arasında çalışan bir tramvayın olduğu, yetişemediğimiz zamanlardan bahseder.
doğu ve batının ortak bir noktada buluşamayacak iki kutup olarak sunulduğu romandır. bu tezin tam tersini işleyen bir diğer roman için... (bkz: sinekli bakkal)
neriman batı hayranı bir kızdır, kendince haklı sebepleri de vardır. roman boyunca neriman iki farklı kültür arasında gidip gelmeleri, yaşadığı çatışmalar çeşitli karakter ve olaylarla anlatılmaktadır.
bir akşam teyzesinin kızlarının anlattıkları bir olay üzerine tüm fikirlerini bir anda değiştirir ve eski haline döner, tipik fatihli haline.
roman iyidir güzeldir ama eski dildeki kelimelerin çokluğu okunmasını zorlaştırmaktadır, her ne kadar altta günümüz türkçesiyle anlamları verilse de.
ayrıca bir akşam babasıyla yaptıkları tembel kedi, çalışkan köpek atışması da çok güzeldir.
genç bir kadının iç dünyasındaki kararsızlıklara, arzulara incelikli ve usta bir kalemin önderliğinde hayat veren, hüzün ve mutluluğun beraber yürüdüğü güzel bir roman.
doğu- batı çatışmasını anlamak için gerekli altyapıyı kuracak kısa bir eserdir. sade bir dili vardır. doğu-batı çatışması giyimde, müzik aletlerinde, yaşanılan yerlerde kendini göstermektedir..
romanın sonunda neriman'ın tramvayla harbiye'den fatih'e dönerken daha önce küçümsediği fatih'te yaşayan insanlar için "mutlaka bunların içinde de çok iyileri vardır" demesi ve tekrar özüne dönmesi ile okuyucuya ohhh be çektiren peyami safa romanıdır.
neriman'ın modernleşmek sandığı şeyle muhafazakar yapısı arasındaki çelişkisinin çok güzel verildiği romandır. peyami safa'yı peyami safa yapan romanlardandır.