hakan hatipoğlu 'nun düğün fotoğraflarında tanıyamadığım oyuncu. harbi o mavi ceketli fatih dimi lan? * televizyon daha da şişman gösteriyormuş zaar, doğruymuş.
four four two dergisinde bu ay yayınlanan röportajını okurken gözlerimden yaş geldi. bildiğin holigan ya la bu adam.
topun kaleye gittiği yolda her şey mubah!
'behzat ç.' dizisinin başrol oyuncusu erdal beşikçioğlu, komiser harun'u canlandıran fatih artman, yapımcı tarkan karlıdağ ve yönetmen serdar akar, fourfourtwo dergisinin haziran sayısında futbol 'maceralarını' anlattı.
behzat ç.' erdal beşikçioğlu ve 'komiser harun' fatih artman, birer futbol delisi çıktı! meğer beşikçioğlu, i̇lhan cavcav'ın yeğeni; artman, eski holiganmış! fourfourtwo dergisi haziran sayısı için dizinin iki oyuncusu, yapımcısı ve yönetmeniyle konuştu. biz de behzat ç. ve komiser harun'la yapılan söyleşinin bir bölümünü buraya aktardık.
- futbolu hangi takımı ve kimleri izleyerek sevdiniz?
erdal beşikçioğlu: babam fenerbahçeli olduğu için ilkokul ve ortaokulda cemil turan izleyerek futbolu öğrendim. rummenigge vardı benim çocukluğumda. onun ismini bağıra bağıra koşardık. yaşım ilerledikçe ve ankara'da yaşadıkça şehrin takımlarıyla ilgilenmeye başladım. kırmızı-siyahın uyumunu ve ismini sevdiğim için gençlerbirliği'ni destekledim. sarı-laciverdin imgelem dünyasında bir karşılığı yok, bir şeyi andırmıyor. ölümüne gençler yani! bir kere gençlerbirliği'nin geçmişi yeter... adamlar takım arkadaşlarına bozulup yeni bir takım kuruyorlar. 16 yaşında çocuklar yapıyor bunu. şimdi aynı şey yapılmak istense zor tabii...
fatih artman: ben uche'ydim!
e.b: nasıl kırılmıştı adamın bacağı ya!
- sizin gençlerbirliği altyapısında oynamışlığınız var...
f.a: evet, çok uzun süreli olmasa da gençlerbirliği altyapısında oynadım. esasında koyu bir fenerbahçeliyim.
e.b: tamam, oğlum sana o sorulmadı ki! nerede oynardın, ne yapardın?
f.a: kaleciydim. 9-10 yaşlarımdaydım. bir transfer durumum bile vardı. futbola devam edemedim ama yine oyuncuyum işte.
ben alex ç. olurdum!
- behzat ç. ekibinden bir takım çıkartmanız gerekse kim nerede olurdu?
e.b: ben orta sahada, alex ç.'nin yerinde olurdum. fatih defansta olurdu, top geçer adam geçmez. 'akbaba' sağda solda uçar giderdi zayıf olduğu için.
- halı sahada da olsa futbol oynuyor musunuz?
e.b: oynamayı çok istiyoruz ama kendimizi çok kaptırdığımız için biraz tehlikeli oluyor. top oynamaya başladığımızda bizi bir hırs bürüyor. bir maç için bizim sete bir hafta tatil lazım. bizim takımı gazlamaya da gerek kalmaz. şartlar ne olursa olsun o topun o kaleye girmesi gerek ve topun kaleye gittiği yolda her şey mubah! bu biraz tehlikeli.
- dünyanın her yerinde başkent takımlarının başarıları malum... ankara takımlarının bugüne kadar şampiyonluk yaşayamamış olmasının sebebi sizce ne?
e.b: neden öyle diyorsun yahu! ligin büyük kısmında uefa şampiyonu galatasaray'ın üzerindeydik. bazen bazı takımın kilit oyuncuları sezon içinde sorun yaşayabilir. bu sezon gençlerbirliği'nin yaşadığı da böyle bir şeydi. orhan şam'ın doping olayını hatırladıkça sinirleniyorum. o olaydan sonra takımın moralini düzeltemezsiniz. o hata yapıldı, olay koca bir camiaya mal edildi ve sonrasında kimse çıkıp özür dilemedi. önümüzdeki sezon her şeyin daha iyi olacağına canı gönülden inanıyorum.
- dizide argo konuştuğunuz için sık sık uyarı alıyorsunuz. sahada nasıl olurdunuz?
e.b: maç bitmezdi herhalde. ceza alırdık, cezamız bitince yine ceza alırdık.
seti̇ birakip maça gi̇tti̇k
- ankara'da fırsat buldukça maçlara kaçar mısınız?
e.b: gençlerbirliği-fenerbahçe maçında 'ne yaparsanız yapın, biz gidiyoruz' dedik ve seti bırakıp maça gittik. i̇ki saatlik zorunlu bir yemek arası verdiler. o maç için değerdi. hiç pişman olmadık.
f.a: ben de çok yalvarmıştım 'abi gidelim' diye. bence de değdi. fener dört tane attı gençler'e.
e.b: ha haa! ha haa! i̇lk yarıda gördük sizi beyefendi.
f.a: 10 sene sonra o skor öyle yazmayacak mı?
e.b: i̇lk yarıda senin yüzünün halini gördüm ya bana yeter.
f.a: i̇kinci yarı ben de senin. neyse ben yine holiganlık yapmaya başlamayayım. i̇tiraf ediyorum bir keresinde gençlerbirliği fenerbahçe'yi 3-0 yenmişti. o maçı statta izlemiştim. benim için acı bir deneyimdi. o zaman mağlubiyetleri bu kadar kolay atlatamıyordum.
- emrah serbes kitabında behzat ç. karakterinin amatör kümede futbol oynadığını ve teknik direktörlük yaptığını yazmıştı. i̇lerleyen bölümlerde bunları izleyebilecek miyiz?
e.b: ben bunun olmasını çok çok isterim. yeşil sahalara dönmeyi çok istiyorum, bildiğin gibi değil.
- futbolla ilgili en unutulmaz hikayeniz hangisi?
f.a: ben eskiden holigandım. fenerbahçe kafilesi ne zaman ankara'ya gelse ben yanlarındaydım. bir defasında alex'le birlikte sürmanşet olmuştum.
e.b: nasıl la?
f.a: ben kolumu onun omzuna atıp kendime doğru çekmişim. bağırıyorum, ağzım açık. 'bu ne sevgi ah!' yazıyordu gazetede.
e.b: el ense çektin yani alex'e!
f.a: çektim. sonra üç gol attı.
- amcanız i̇lhan cavcav'la futbol konuşma fırsatınız oluyor mu?
e.b: arada bir maçları birlikte izliyoruz, sohbet ediyoruz. i̇kimizin de vakti her zaman çok dar. sezon açılmadan önce yine yakalarız birbirimizi. sürekli gençlerle takıldığı için kendisi de genç kalıyor. onunla futbol konuşmaya bayılıyorum. türkiye'de futbolu en iyi bilen adamlardan biridir.
- dizide gençlerbirliği'nin geçtiği kısımlarda ayrıca eğleniyorsunuzdur herhalde...
e.b: kesinlikle. alkaralarla biz çok eğleniyoruz. çekime genellikle taraftar geliyor. zaten onlarla birbirimizi tanıyoruz ve ortam çok sıcak oluyor. hikaye kendiliğinden akıyor. bir gün alkaralarla yine çekim yapıyoruz. bu sefer ankara 19 mayıs stadyumu'nda. stada girerken 'taraftar sizi bekliyor' demişlerdi ben de kafamda canlandırmaya çalışmıştım ama o kadarını değil! stada bir girdik, herkes tezahürat yapmaya başladı. 'behzat ç.', 'ankara polisiyesi' diye stat inliyordu. bizim ekip sahadaydı. sahadan tribünleri öyle izlemek rüya gibi bir şeydi. ses ne güzel geliyormuş sahaya! o sesi duyup da oynamamak nasıl bir şey aklım almıyor. 10 saniyede koştuğunuz mesafe o gazla üç saniyeye düşer.
f.a: oynamayan da var işte abi. 'kartal gol gol gol!' diye i̇nönü inlerken anelka gol atardı mesela çat diye!
e.b: fenerbahçe'ye bağlamasan olmaz değil mi!
- dizide yaptığınız gibi gazeteleri hep tersten mi okursunuz?
e.b: gazetenin ilk sayfasına bakıp direkt arkasını çeviririz. kendi aramızda akşama kadar konuşup, akşam da özetleri izleriz. vaktimiz olsa da bütün maçları ve yorumları izleyebilsek. bank asya 1. lig'i izlemeyi de çok seviyorum. çok beğeniyorum. göztepe'nin süper lig'e çıkmasını heyecanla bekliyorum.
f.a: ben chelsea hastasıyım. bir de bank asya'yı galatasaray düşerse ne olur diye takip ediyorum.
ilk defa kamera karşısına geçmesine rağmen, üstelik bu kadar ciddi bir projede, inanılmaz doğal olabilen enfes bir adam. sadece güzel ve yakışıklı olduğu için üzerlerine dizi yazılan beren saat gibi tiplere inat, bir başka seviyorum. iyi ki tanımışım seni mevzusu. zaten ankara'nın oyunculuk mevzusu üzerinde, istanbul gibi yoz olmayan prensipleri var gibi hep. seviyoruz merkez !
hep teyzelerle sorunu var, daha bir teyzeyle oturup konuştuğunu görmedim genelde muhabbetlere;
-teyzeee sen napıyon burda?
diye bodoslama girmesinde kaynaklı teyzelerde onu sevmezler.
o cüsenin benimle yaşıt olduğunu öğrendiğimde son zamanlarda yaşadığım nadir dumurlardan birini yaşamama sebep olan oyuncu. bizim yaşıtlar arasından bu çıktığı içinde gururluyum dostlar. helal olsun severek takip ediyoruz
fenerbahçeli olduğunu öğrenerek sempatimizi ikiye katlayan, behzat ç adlı dizinin iki numarası. harika bir oyunculuk sergilemekte kendisi, ilgiyle izliyoruz.
--spoiler--
cinayetten Zanlı olan adam aynı zamanda 23 adet hırsızlık ile suçlanmaktadır.
harun : oğlum beceriksiz misin la sen? 23 kere yakalanır mı la bi insan he ?
zanlı : abi aslında iyiyimdir yani.
harun : sittir la, hırsızlığa giderken polisi de mi arıyon lan mal.
--spoiler--