psikiatrdır.
"Şaşkın Karayolu Balinaları", "Boşlukta" ve "Tuhaf Günler" isimli üç kitabı yayımlanmıştır. "Güle Güle" filminin senaryosunu yazmış ve bu senaryo ile Altın Portakal Ödülü'nü almıştır.
bir gece kurtuluş dolaylarında gezerkene yere bir sofra bezi dolusu kitap sermiş ve gel gel tanesi 50 kuruş beş tanesi 2 buçuk tl diye bağıran bir zaatın dikkarimi çekmesi sonucu yanına gidip bir kaç dakikalık araştırma sonucu aldım tuhaf günler'i. müsait bir günümde bir solukta bitirdim kitabı.. kendini okutan, orijinal bir kitap.. yazardan çok yazdığından bahsettim ama o kadar etkisinde kaldım ki kitabın sorma sözlük. * neyse kitabı bitirdiğimde bu fatihle n** tanışmalıyım dedim. hala da diyorum. * okumadığım diğer kitapları için gözüm kapalı "kesin okunası bir kitaptır" diyebilirim. eğer tuhaf günler'i okursanız bir gün ilk denemelerini sözlük formatına çok benzer bir tarzda yazdığını görürsünüz. **
sayfiyede bir eylül sonu isimle kale değen öyküsü:
Güneş ateşten elbisesiyle denize düştü az önce.
-Şimdi?
-Şimdi gece.
Gecenin geldiğini hisseden insanlar onu üzerine ışık tutarak uzaklaştırabileceklerini sandılar.Yanıldılar.Gece bütün ışıkların iki adım gerisinde.Kıpırdamıyor.Orada öylece duruyor ve kendisine direnenlerin gözlerine uyku olarak çökmeyi bekliyor.
Hafif bir rüzgar var.Bir yaprak yerde.Titriyor.Dalından muhtemelen Eylül kopardı onu. Ve rüzgara bıraktı.
Yıldızlar küçülerek uzaklaştılar bir süredir. Gökyüzünün derinliklerindeler.Sayıları da azalmış gibi.Tanrı gökyüzünde eskisi gibi kahkaha atmıyor artık.
Yazın uzaklardan belli belirsiz duyulan köpek sesleri daha yakındalar.
Havalar biraz serinledi. Yelekler çıkarıldı sandıklardan;hırkalar, yün çoraplar
Sayfiyede Eylül.iki kişi için davetsiz misafir. Birisi siz.Altmış beş yaşındasınız.Diğeri eşiniz.Onun altmış birinci yaş gününü dün gece kutladınız.En güzel elbiseler giyildi.Bahçedeydiniz.
Çardağın altında küçük bir masa,şarap ve dans.Sabaha kadar uyumadınız.
Karşınızdaki evlerin içinde gece daha fazla birikmeye başladı.
Gittiler.Komşularınız.
Çocuklarının okul hazırlıkları için şehirlerine döndüler.Her gün bir balkon kapısının kilitlenişini,bir mutfak penceresinin sürgülenişini,bagajı bavullarla yüklü bir arabanın hareket edişini izlediniz,ilk sigaranızın dumanları arasından.
Gittiler. Çocuklarınız.
Çoktan Kendilerine yeni bir hayat kurmuş durumdalar.Bayramlarda arıyorlar,iyiyiz.Bizi merak etmeyin.diyorlar.Aman siz iyi olun da diyorsunuz, gözleriniz buğulu.
Gittiler.Arkadaşlarınız.En yakın dostlarınız.Artık dönemeyecekleri bir yerdeler.
Şu anda bahçedeki sedirdesiniz.Her zamanki yerinizde.Yalnız.
Akşamları bu sedirde oturup bir sigara tüttürmeyi adet edindiniz.Sigara günde beş tane.Kahve sade.Kendiniz hazırladınız.
Eşiniz içeride kitap okuyor.Ona bakmaktasınız tül perdeden dışarı sızan solgun ışıkta.Hani dalgınken yüzünü bir bulut örtmüş gibi olur ya, bilirsiniz. işte şimdi tam öyle.Kitap sarsıcı anlaşılan.
-Kolay değil.Otuz yıl mı oldu?
-Galiba.
Evlendiğiniz günü hatırladınız. Heyecanınızı.Öpüşmelerinizi.
Dokunsam ağlayacaksınız.Duygularınızı eskiden olsa saklardınız.Eskiden böyle bir durumda yanınıza yaklaşıp,Neyiniz var? diye sorsam, Yok, yok. iyiyim.Yok canım bir şeyim. Öyle biraz dalmışım işte.derdiniz.
Eminim böyle demezsiniz artık.Bir eşim var. dersiniz.Kimileri birilerini methetmek için Bir eşi daha yok. derler.Ne acı!
Bahçede yalnızsınız.Eşiniz genellikle akşam yemeğinden sonraki zamanını içeride kitap okuyarak değerlendirir.Yerinizden güçlükle kalkıp ağır ağır pencereye doğru yürümeye başladınız.Sırtınızda üç aydır süren bir ağrı,ayaklarınızın altında kırılan yaprakları sesleri.
Sizi fark etmedi.Tüllerin arasından onu seyrettiniz sessizce.Geride kalan yıllara inatla direnen güzel yüzünü.
Hala sizi fark etmiş değil.Camı tıklattınız dikkatlice iki kez.Dönüp size baktı.O gülümseme.Hep ilk günkü gibi kaldı değil mi, hiç değişmedi bu gülümseme?Değişmedi.Hep dünyanın bütün kederini aşarak size yöneldi.
iyi misin? dediniz.iyiyim. Kitaba dalmışım.dedi.Dışarısı nasıl? dedi.Bu gece lodosa çevirecek gibi.dediniz.
Denize kadar yürüyelim mi? dedi,kitabını kapayıp. Tabii.dediniz.
Beklediniz.Geldi.Kazağını giymiş.Lacivert olanı. Hani sizin geçen yılbaşı hediye ettiğiniz.Size de hırka getirmiş.Havalar soğudu. Üşütürsün sonra.dedi.Sözünü dinlediniz.
Evin kapısı çekildi,ardından bahçeninki. Elini tuttunuz.Sımsıkı.Aranızda sadece sessizliğin geçebileceği kadar bir aralık.Yürümeye başladınız.
Deniz kenarındasınız.Seni seviyorum. dedi.Ben de.dediniz.
Suskunluk.
Tanrının şarkısını dinlemeye başladınız.
Gece.Deniz.Eylül
(1996)