kesinlikle zirvenin gerçek organizatörüydü diyebilirim. özellikle bugün, bana olan destegi yadsınamaz boyutlardaydı. ona nasil teşekkür etsem azdır. zirvenin ikinci ayağında iş bitiriciliğini konuşturarak gecenin güzel geçmesini sağlamış canım kardeşimdir.
zirvede hiç konuşamadığım uuser bey. *
ilk geldiğimde bir "merhaba" dediğim, birde çıkarken, -geleceğin alzheimer hastası olarak- şemsiyemi unuttuğum için bir heyecanla cafeye girdiğimde şemsiyemi uzatan kibar insan. **
edit: lan sanki adamın içine doğmuş gibi içeri girdiğimde şemsiye elindeydi. tırstım o an. "teşekkürler" diyip hüdaverdi gibi sırıtarak koşarak kaçtım cafeden. *
kriz kurbanı issiz yazar. ama bu duruma ragmen seciciliginden ödün vermez, sehir begenmez, is begenmez, onu der bunu der. ankara'ya yerlesirse bir daha kendisini bekletmeme sözü veriyorum. yok mu arttıran?*
"nada bana iş bul"
"nada bana iş bulursan zirvelere de gelicem"
"nada: bana iş bulacak olan yazar"
diye diye başımın etini yiyen, iş bulunca da tamam gelirip deyip yarı yolda bırakan yazardır fatal efendi. *
bir radyo muhabbetinde pazartesi bizim şirkette işe başla, yemeklerin de benden nasılsa az yiyosun diye ne zamandır istediği şeyi gerçekleştirdim. iş ne miydi?
benimkinin aynısı, tır içindeki beyazeşyaları indirecektik.
popüler ya arkadaş beğenmedi herhal!
ne mi oldu?
tek başıma indirdim o kadar buzdolabını.
eh be fatal alacağın olsun.
neyse, severiz yine de kendisini. *
edebiyatı iyi kullanan yazarmış kendisi efendim. bana da kazandırsın bu meziyeti en kısa zamanda. ama önce beyoğlu nun arka sokaklarındaki leş barlarda takılmaktan vazgeçsin. ahahaha