bi vakit kendisine de söyledim. burya yazmazsam içim rahat etmeyecek. ben bu arkadaşı/abiyi/kardeşi sevemedim bi türlü. hatta inceden inceye kılım bile. sebebini tam bilemiyorum ama sözlüğe ilk geldiğim günden beri böyle bi efendime söyliyim polemik yaratayım filan da istedim lakin yediremedim kendime. günden güne içimdeki fatal nefreti büyüdü. evet. sebebini bi anlasam her şey çözülecek ama...
hakkat bilader, ben böyle sebepsiz bi duygu görmedim. he söyledim cümle aleme, içim rahatladı bi nebze. beşiktaşlı olması bile hafifletmiyor bunu. nedir lan?
edit: ha yukarıdaki entrydeki üslup önemli bi ipucu galiba. bunun üzerine gitmeliyim.
pek tarzım değil nick altımdan bir şeylere cevap vermek ama hazımsız bünyeleri gördükçe tarzımı skiyim diyorum..
iki arkadaş edinip ortamlarda sayılır hale geldiğini düşünen birkaç ucube usbgl'yi bırakma tavrımızı hala kendilerine hazmettirememiş, yedirememiş, ağzından salyalar akarak laf yetiştirme telaşında olduklarını görmek bizi düşündürmüştür.. hala neyin davasını yaptıklarını bir türlü çözemedik.. sözlük içinde iyi ya da kötü birçok organizasyon yapmış birisi olarak hiçbir zaman "ben yaptım", "ben en büyüğüm", "ben organizasyon kralıyım" bıdı bıdı gibi söylemlerim olmadı fakat şu ucubeleri görünce söylemek istiyorum "arkadaşım siz benim yaptığım organizasyon içinde kendinize bir yer buldunuz.. orada adam yerine konuldunuz.. sizi orada tanıdılar.. ben yaptım bunu ve bu sebepten böyle boş hazımsızlıklar içinde yaşamayın akıllı olun! adam olun!."
dememiz o ki; efendi, uslu, akıllı insancıklar olma çabası sergileyin biraz.. hazımsızlık iyi değil sizden öncede sizin gibi hazımsızlar vardı ama artık yoklar.. bundan bir ders çıkartın! düşünün bir "neden yoklar?" diye.. "neden bu adam burada ama geçmişte çemkiren hazımsızlar piyasada yok?" diye sorular sorun kendinize..
bizi çoluk çocuk ile muhattap eden zall ve bu çoluk çocuk ile iki sohbet edip adam yerine konmalarını sağlayan arkadaşlarımızı utansın..!
uzun zamandir göremedigim yazarlardandir kendisi. geri gelmesi ve elestrili yazilarini okumak tekrar mutluluk verdi. senin bir beyaz gömlegin vardi ne oldu ona diye sormadan edemiyecegim.
kendisi sözlügümüzün gercek degerlerinden birisi olup, gercekten de okundugunun bilincinde olmali. Her ne kadar bazi görüsleri zit olsa da yazmasini bilen kisidir.
ankara'nın gözbebeği. geri dönmeye niyeti yok geldiği diyarlara. memeleri çok güzel ayrıca. yanımda soyunup giyinme amacı ne anlamadım ama memeleri güzel. aksini iddia edeRsem çarpılırım.
4 mayıs 2009 uludağ sözlük protestosu'da protestoya katılan insanlarla taşşak geçerek, onların düşüncelerini duygularını hiçe sayan yazılar yazarak resmen grev kırıcı, patron yalakası işçi gibi tavırlar sergileyen insan. bir ara "sikerler arkadaş grevini mırevini" deyip olaya müdahil olacaktım. yazdıklarını şöylece bir yerde toplarsak;
neyse diyeceğim o dur ki, arkadaş sen katıl veya katılma yapılan eyleme. sana kim bunu yargılama hakkı veriyor? hadi yargıladın, taşşağa bağlama durumu ne iş? şu sıralar gördüğüm kadarıyla online listesinde hep duruyor. ve yanında da iş arıyor yazıyor. evet gerçekten de iş arıyor, ve ona buna sarıyor. kabul etmiyorsan eylem yapıyı, yargılamayacaksın da arkadaş. bu kadar adam bir şeye sinirlenmiş, bir şeyler yapma gayretinde. sözlüğün içinde bulunduğu duruma kendi çaplarında yapabilecekleri bir şeyler olacağına inandıkları için eylem yapıyorlar. sen de geçmişsin göbeğini kaşıyarak adamların damarına basıyorsun. yazık.
ama bilmiyorlar ki, o sert yüzün ardında, duygusal, şair ruhlu bir adam var, tamam ara sıra dövüyor etrafındakileri, kulaklarını kesiyor, sigara söndürüyor ama aslında çok iyi biri, moderatör olduğu gün, buraları bir sessizlik, bir ıssızlık kaplayacak ve yazar sayısında parmakla dürtülür bir düşüş yaşanacağını düşünüyorum. *
"o cemo'nun var ya..." dediğim yazardır*. aklında, kalbinde ne varsa dilinde derler ya hani kimi insanlar için... heh öyle bir adamdır fatal, öyle bir insan... filmlerden, şarkılardan, siyasetten, hayattan, futboldan, aşktan... her türlü giderini yapar ve sigarasını ** yakıp akışını izler suyun.