afrika'da 1898 yılında yaşanmış olan ve ingiliz-fransız emperyalist çıkarlarının karşı karşıya geldiği bir krizdir. kriz adını, kontrolü için patlak verdiği yukarı nil kıyılarında yer alan sudan'daki (artık güney sudan'daki) fashoda (şimdiki adıyla kodok) kentinden almaktadır.
söz konusu bölge, dönem itibariyle hızla afrika topraklarında yayılmaya çalışan iki sömürgeci güç olan ingiltere ile fransa'nın çıkarlarının çatıştığı bir bölge idi. çünkü mısır'a resmen olmasa da fiilen hakim olup sudan içlerine yayılmakta olan ingiltere, mısır'dan güney afrika'daki sömürgelerine kadar uzanan kesintisiz bir sömürge hattı oluşturmaya çalışırken, fransa da senegal'den başlayarak orta afrika'ya doğru genişlettiği sömürge bölgelerini doğu afrika'daki sömürgesi cibuti'ye kadar uzatmayı planlıyordu. burada hedef , iki devlet için de kervan yollarını kontrol altına almak ve sömürgeleri arasında çeşitli amaçlarla kesintisiz ulaşım sağlayabilmekti.
dönem itibariyle fashoda bu çıkarların kesiştiği bir noktada kalıyordu. fransa, binbaşı marchand kumandasında bir kuvveti brazzaville 'den bölgeye doğru yola çıkardı. bu kuvvet, etiyopya yoluyla gelecek doğu afrika fransız sömürge güçleriyle birleşip fashoda ve etrafındaki bölgeye hakim olmayı ve böylece bölgede bir fransız sömürgesi oluşturmayı hedefliyordu. durumu haber alan ingilizler buharlı gemilerle bölgeye lord kitchener kumandasında bir güç yolladılar.
fransız kuvveti, 14 aylık zorlu bir nehir ve kara yolculuğu sonunda bölgeye geldiğinde (etiyopya üzerinden gelen kuvvet ise yöreye ulaşmayı başaramamıştı), ingiliz güçleriyle karşı karşıya kaldılar. her iki taraf da nezaketi elden bırakmadan "fashoda üzerindeki hakları" üzerinde ısrarcı oldu. böylece çatışma olmamakla birlikte olay büyük bir kriz halini aldı ve savaşın eşiğine gelindi. fashoda'da karşı karşıya gelen güçlerden, fransız kuvvetleri sayıca daha fazlaydı, ancak ingiliz güçlerinde de daha fazla silah ve bir deniz gücü (nehir gücü) mevcuttu.
öte yandan fransız dışişleri bakanı theophile delcasse, ingiltere ile çatışmak değil, yakınlaşmak politikası taraftarıydı, çünkü daha büyük tehdit olarak gördüğü almanya'ya karşı ileride ingiltere ile işbirliği yapabilmek istiyordu. dolayısıyla olayın barışçıl şekilde çözümü için bastırdı. bu sırada dreyfus olayının patlak vermesi ve kamuoyunun dikkatini dağıtması ve de fransız kamuoyunun böyle alakasız bir bölgede savaşa girmeye pek de taraftar olmamasından yararlanarak, fransız güçleri bölgeden sessiz sedasız çekildiler. 1899 martında da bölgedeki nüfuz bölgeleri konusunda iki ülke uzlaşmaya vardılar.
bu olay, iki ülke arasındaki son sömürge anlaşmazlığı olmuştur ve olayın diplomatik çözümü pek çok yorumcu tarafından "üçlü itilaf"a giden yolda önemli bir başlangıç olarak kabul edilmektedir.
bir vakitler emperyalist avrupa güçlerinin afrika'yı talan etme faaliyetlerinin ne raddelere geldiğini gösteren örneklerden biridir. bir başkası için (bkz: agadir krizi).