faruk nafız çamlıbel

    1.
  1. 1898'de doğmuş, 1973'te ölmüştür. cumhuriyet dönemi şair ve yazarlarındandır. uzun yıllar edebiyat öğretmenliği yapmıştır. istanbul'dan milletvekili seçilmiştir. ilk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazıp daha sonra bes hececiler içinde yer almıştır. eserlerinde, duygu ve düşünceyi bir arada yürütür. "sanat" şiiri, memleketçi şiirimizin ilk örneği sayılır. eserlerinde çoğunlukla aşk ve memleket temalarını işlemiştir.
    3 ...
  2. 2.
  3. Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin,
    Sana kafir dediler, diş biledim Hak'ka bile.
    Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin,
    Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile...

    Sana çirkin demedim ben, sana kafir demedim,
    Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin,
    Yaşadın beş sene kalbimde misafir demedim.
    Bu firar aklına nerden, ne zaman esti senin?

    Zülfünün yay gibi çelik tellerine
    Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek.
    Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine
    Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek...
    4 ...
  4. 5.
  5. en son niran unsalın söyledigi

    ''sakın bir soz söyleme yuzume bakma sakın,
    sesini duyan olur sana goz koyan olur..''die devam eden intizar şiirininde yazarıdır.
    2 ...
  6. 8.
  7. 14.
  8. kızıma

    vücut, akan bir sudur,
    adem,bir umman, kızım.
    hayatın aslı budur,
    gayrısı yalan kızım.

    mademki bir ırmaksın,
    çağlayıp akacaksın,
    niçin derdiyle aksın,
    seni bu devran, kızım?

    gönlünü sal sevince,
    düşünme fazla ince.
    oku, vakti gelince,
    bahtına meydan, kızım.

    ömründe dört fasıl var,
    üçü kış, biri bahar.
    çalış ki görmesin kar
    sendeki nisan, kızım.

    gül mateme uzaktan,
    ne çıkar ağlamaktan?
    sen ayrılma şafaktan,
    geceler zindan, kızım.

    neş'eli ol neş'eli,
    varsın desinler deli!
    eğlenmeli, gülmeli
    her gün, her zaman, kızım.

    gençlik tutulmaz elle,
    geçirme boş emelle.
    sen bunu böyle belle,
    güzel kızım, can kızım.
    1927
    1 ...
  9. 9.
  10. 7.
  11. Faruk Nafiz,1898 yılında istanbul'da doğdu. Babası Hazine-i Hassa Nezareti ser müfettişi Süleyman Nazif Bey; annesi,Fatma Ruhiye Hanım'dır.
    Faruk Nafiz ilk tahsilini Bakırköy Rüştiyesi'nde yapmış,orta tahsilini Hadika-i Meşveret idadisi'nde tamamlamıştır. Yüksek tahlil içinde bir müddet tıp fakültesine devam etmiştir.
    Daha tıp fakültesinde talebe iken neşrettiği şiirleriyle dikkati çeken şair,kısa zamanda şiir ve sanat çevrelerinde tanınmıştır. Onun ilk şiirleri Peyam-ı Edebi'de,Edebiyat-ı Umumiye mecmuasında,Yeni Mecmua'da Ümid mecmuasında,Şair,Büyük Mecmua,Nedim mecmualarında;Birinci Kitap,ikinci Kitap gibi isimlerle,sekiz kitap halinde çıkan,şiir-nesir ve hikaye kitaplarında ve Yarın mecmuasında neşrolunmuştur.1917-1918'de ileri gazetesi yazı heyetine katılan Faruk Nafiz,1922'de bu gazetenin temsilcisi olarak Ankara'ya gitmiş,aynı yıl Kayseri Lisesi edebiyat öğretmenliğine gönderilmiştir.1924'te Ankara Erkek Muallim Mektebi, 1925'de Ankara Kız Lisesi edebiyat öğretmeni olmuş,ayrıca Ankara Lisesi'nde edebiyat okutmuştur. 1932'de istanbul'da Kabataş Lisesi edebiyat öğretmenliğine atanan şair,bu lisedeki öğretmenliği sırasında ayrıca Amerikan Kız Koleji'nde yıllarca edebiyat dersi vermiştir.
    Faruk Nafiz 1946'da Demokrat Parti'den istanbul Milletvekili seçilmiş ve onun mebusluk hayatı 27 mayıs 1960 ihtilaline kadar devam etmiştir.Bu ihtilalde bütün milletvekili arkadaşlarıyla birlikte tevkif edilerek Yassıada'ya gönderilen şair, Haziran 1960'tan eylül 1961'e kadar burada kalmış ve daha sonra beraat etmiştir. Bu hadiseden sonra siyasi hayatına devam etmek istemeyen şair, sadece Yassıada'da arkadaşlarıyla birlikte maruz kaldığı acı baskıyı çok kuvvetli ve çok manalı dörtlükler halinde namzederek, vaktiyle yazdığı Han Duvarları şiirine mukabil, Zindan Duvarları adıyla yassı bir kitap halinde neşretmiştir.
    Ankara ve istanbul'da edebiyat öğretmenliği yaptığı yıllarda, Güneş, Tavus, Hayat, Yedigün ve bizzat çıkardığı anayurt mecmualarından başka, Ankara ve istanbul'un çeşitli gazetelerinde şiirler, fıkralar ve makaleler neşreden Faruk Nafiz yine istanbul'da Akbaba ve Karikatür gibi mizah mecmualarına Deli Ozan ve Çamdeviren takma adlarıyla mizahi ve satirik manzumeler yazmıştır. En son şiirleri isimsiz kıt'alar başlığı altında Kubbealtı Akademi Mecmuası'nda yayınlamıştır.Faruk Nafiz 1973 yılında öldü.

    ESERLERi:

    Faruk Nafiz'in belli başlı eserleri,şiir kitapları ile,manzum ve mensur tiyatrolardır. Şairin ayrıca roman ve mizah vadisinde yazılmış ve kitap halinde neşrolunmuş eserleri de vardır.

    Şiir Kitapları: Şarkın Sultanları(1918), Gönülden Gönüle(1919), Dinle Neyden(1919), Çoban Çeşmesi(1926), Suda Halkalar (1928), Bir Ömür böyle geçti (Seçme Şiirler,1933,4 defa basılmıştır.), Elimle Seçtiklerim (1934), Akarsu(1936), Tatlı Sert(Mizahi şiirler,1938), Akıncı Türküleri(1938), Heyecan ve Sükun(1959), Zindan Duvarları(1967), Han Duvarları(1969)

    Tiyatro Eserleri: Canavar(1965),Akın(1932),Özyurt(1932),Kahraman(1933),Yayla Kartalı(1945). Şairin bundan başka ilk Göz Ağrısı isimli,bir piyes adaptasyonu vardır.

    Mektep Temsilleri: Bir Demette Beş Çiçek(1933),Yangın(1933)

    Roman: Yıldız Yağmuru(1936),Ayşe'nin Doktoru(1949).
    1 ...
  12. 17.
  13. pendik ilçesinde adını verdiği her sene öss'de 0 çeken serseri yuvası okul.
    1 ...
  14. 28.
  15. 3.
  16. harika aşk şiirlerine imza atmıştır, belli bir dönem, her aşık onun dizelerini ezbere bilir ve sevgiliye söylerdi.

    Sen Nerdesin?

    Caddeden sokaklara doğru sesler elendi,
    Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi.
    Bir kömür dumanıyle tütsülendi akşamlar,
    Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar.
    Son yolcunun gömüldü yolda son adımları,
    Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları.
    Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda:
    Yanan alnım duvarda, sönen gözlerim camda,
    Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye,
    Yollarını bekledim görüneceksin diye.
    Senin için kandiller tutuştu kendisinden,
    Resmine sürme çektim kandillerin isinden.
    Saksıda incilendi yapraklar senin için,
    Söylendi gelmez diye uzaklar senin için.
    Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle,
    Saatler son gecemin geçti cenazesiyle,
    Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü,
    Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü.

    Faruk Nafiz Çamlıbel
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük