kaygısız ve sanatsal dil. horasan lehçesi * bildiğiniz türkçe gibi... Dari yani "Farsi-e-Derbari" ise öğrenmesi en zor olanı.
--spoiler--
ayrıca, sokakta gereksiz yere yüksek sesle barzoca konuşanlara yem atmak için konuştuğum dil. tepkilerini izlemek neşeli oluyor. *
--spoiler--
son derece zengin kelimelere, eklere sahip bir dil. bu dili konuşanların belli bir kısmı o kadar coşkulu vurgularla konuşurlar ki insanın içini coşkuyla ve gülme isteğiyle doldururlar. iran insanının, bilhassa şirazlıların karakterleri genellikle coşkulu olduğu için bu dil insana daha da cezbedici gelmektedir. öte yandan farsça son derece şairanedir, romantiktir. ağlatır, aşık eder, şarkılar yazdırır. bu kadar sofistike bir dili sevmemek mümkün değildir. anadilim olduğu için gurur duyduğumdur, canımdır.
türkiye türkçesini çok etkilemiş bir dildir. aynı zamanda tacikistan'ın resmi dili olan tacikçe ve afganistan'da konuşulan darice dilleri de farsçanın lehçeleridirler. kürtçe ve zazaca ile yakın akraba, avrupa dilleriyle ise biraz daha uzak akrabadır.
türklerin islam anlayışı ve dini terimleri düşünüldüğünde, dinen kutsal olması gereken bir dil varsa bu dil arapça değil farsçadır. ama merak etmeyin dinen kutsal bir dil yoktur. o sadece arap propagandası ve bizim arapçılarımızın bok yemesidir.
bir kez dilbilgisi kitabını okuyarak bile pek çok yeni kelimesini öğrenebileceğiniz ve gramerine yetecek kadar hakim olabileceğiniz dil. 2 kere okusanız iran'a gidin yaşayın. iyi dil, hoş dil.
arapçada "p" harfi olmadığı için farsça şeklinde telaffuz ettiğimiz dil. aslı persçe'dir yani. tıpkı avrupalıların söylediği gibi. bir de partça vardır, eski iranlılar kullanmışlardır bu dili, günümüzde kullanımamaktadır.
fonetik olarak kulağa oldukça pürüssüz gelen bir dil. şahsen bir kur aldım. 2. kur yolda. benim dikkatimi çeken şey bu dilde şiir yazanların insanı hayrete bırakan olağanüstü bir üsluba sahip olmasıdır. ayrıca sözlükteki farsça meraklılarına gelsin
[null
"Ey asuman;Senin bulutundan akan yaşlar, Artık deniz olmuyor "
dilimizde, belki de en çok kullanılan 'çarşamba' ve 'perşembe' sözcükleri; farsça 'char+şenbe' yani 4.gün ve 'penc+şenbe' yani 5.gün sözcüklerinden gelmedir.
tavla, gülbahar ve hapis gibi oyunlarda kullanılan zarların okumaları da yine farsça rakamlarla yapılır;
- yek, dü, se, char, penc, şeş ya da penc-ü se, char-ı yek, se bahi* dü gibi.
öğrenmesi kolay bir dil. yabancı olmadığımız birçok kelimenin yanında fiillerin genelde yardımcı fiillerden oluşması işi daha da kolay kılıyor. örneğin kerden ve guyeni isimlerin yanına getirince birçok fiili bilmek kaçınılmaz.
(bkz: telefon kerden)
(bkz: aferin guyen)
bu dilde dinlenen şakılar -genelde anlaşılmazlar- çok içsel oluyorlar. sanki ifade etmekte zorlandıklarımızı anlaşılmaz sözlerle sadece düşüncelerde ve gaza getirici bir şevkle dinlemeye sebep oluyor. nereden kapılıyorum böyle fikirlere bilmiyorum.
sadece kelime olarak değil, mantık bakımından da türkçeye çok benzeyen bir dildir. bu yüzden anadili türkçe olan birisinin öğrenmesi oldukça kolay gibidir. yalnız alfabesinin bana biraz zor geldiğini söyleyebilirim, zira birbirinden ses bakımından farklı olmayan iki t harfi, (te, ta) üç s harfi, (se, sin, sad) üç z harfi (zal, zad, za) barındırmaktadır. birçok kez de sesli harfler çok olmadığı için kelimeyi okuyabilmek için kelimenin telaffuzunu sesli olarak bir yerlerden duymak ya da okunuşunu gösteren bir kılavuz okumak gerekebiliyor.
bunun dışında gördüğüm kadarıyla türkçeyle şu benzerlikleri öğrenmesini kolaylaştırmaktadır:
1) ingilizcenin aksine birçok fiilin türkçede birebir karşılığı vardır, bu fiillerinin kullanım alanları türkçeyle neredeyse tıpatıptır. iran'ın yüzyıllarca türkçeyi ve türkleri kültürel olarak çok etkilemesinden olsa gerek.
2) türkçede nasıl "maç yapmak", "sohbet etmek" örneklerinde görüldüğü şekilde tek başına bir anlamı olmayan "etmek" ve "yapmak" fiilleriyle bir isim vasıtasıyla yeni bir fiil oluşturabiliyorsak, farsçada da "kerden" (yapmak etmek) fiiliyle aynı mantıkla filler oluşturulabiliyor. örneğin: "sohbet kerdem." (sohbet ettim), "teşekur kerdem." (teşekkür ettim)
3) zamanların (siga) çoğunun türkçede aynen karşılıkları vardır. geniş zaman, şimdiki zaman, miş'li geçmiş zaman vs. farsçada da genellikle aynen türkçede kullanıldığı tarzda kullanılır. bu arada, farsçada üç tane zaman bulunmaz. temel olarak muzari (geniş zaman) ve mazi (geçmiş zaman) olmak üzere iki farklı fiil kökünü karşılayan zaman vardır. bu iki temel kökten yola çıkıp, birtakım başka fiiller ve ön eklerin yardımıyla da gelecek zaman, şimdiki zaman gibi zamanlar türetilir. mazi fiil kökü, mastar hâlindeki fiilin sonundaki nun harfini atma yoluyla elde edilir. örneğin "reften" (gitmek), "diden" (görmek)fiillerinin mazi kökleri "reft" ve "did" şeklindedir. muzari kökünü elde etmek de ingilizcedeki gibi bir "irregular verbs" listesi ezberlenerek, kulak dolgunluğuyla öğrenilir. yani ingilizcede nasıl fiillerin kuralsız geçmiş zamanları varsa, farsçada da muzarinin var. gerçi muzarinin de bazı ince kuralları olabiliyor zaman zaman ama bunlar çok karmaşık ve istisnası olan kurallar, o yüzden ezber ve kulak dolgunluğu en iyi yöntemdir.
4) en önemlisini neredeyse unutuyordum: cümlenin öğelerinin dizimi tıpatıp aynıdır.
yani neredeyse dil öğrenmede "chicken translate" mantığına sahip insanların bile kolay öğrenebileceği bir dildir. iş daha çok kelime ezberlemede...