anadolu'ya özgü bazı şeylerin kendini göstereceği olasılıklardır.
biraz zorlarsak misal atın kılını hasat etmek yerine sütünü alabilirdik. kımız hesabı. ayrıca hükümet bazı ürünlere kota koyar dilediğimiz kadar ekemezdik.
yerli üretim gittikçe düşer bir şekilde en temel ürünlerde bile dışa bağımlı olurduk heralde.
nadas ve yarıcı seçenekleri olur, tarlayı bir iki sezonluk komşuya ürün yarı parasına icara verirdik. nadastan sonraki ürünler iki katı exp puan verirdi. konu komşunun gübresine hallenmezdik.
ürün taban fiyatları her sezon değişir millet ne ekeceğini şaşırır sürekli zarar ederdi...
çileklerin arasına, marijuana ekilirdi, bu kadar eziyet çekilmezdi çilek toplayıp kim zengin olacakki. ne öyle tık tık tık yazık değilmi çiftçiye , iki hasat kaldırsak paranın amuna korduk ozaman.
devlet çiftçi'nin amiyane tabirle amına koyardı. çiftçinin ektiği mahsulü belirlediği oranda almaz ve çiftçi mağdur olurdu. böylece gelecek seneye çiftçi hiçbir şey ekemezdi. yani türk yapımı farmville'de çiftçi diye bir şey kalmazdı.
Öğle sıcağında güneş tam tepede iken pıtıl ekmek ve yoğurt yenirdi.ikindi güneşinde ise ya bi güzel yatılır ya da çay içilirdi.Geri kalan zamanlarda da tarım yapılırdı tabi ki.