takınılabilecek en ciddi pozu takınmak, golü kendi kalesine atmış gibi başını öne eğmek, ''ben sizin gibi değilim, sizin gibi kazmalarla aynı takımda oynamayı hak etmiyorum, nitekim golümü yazarak bunu ispatladım!'' dercesine takım arkadaşlarından bakışlarını kaçırmalar, gol attığına bin pişman olmuş gibi garip, isteksiz bir takım hal ve hareketler...
genelde topu alıp orta yuvarlağın kendi yarı alanına bakan dilimine geçip etrafında bir tur atıp, topu santra diye tabir ettiğimiz (ah ilker yasin!) yere diker, arkadaşlarına 'hadi hadi hadi' diye bağırır. comeback king sanki.
yıkılmışlık edası..
sanki gol değilde dışarı atmış gibi hareketler..
arkadaşları ile sadece tokalaşmaları..
çünkü o gölü atan futbolcu biliyordur ki * :
ulan ben bu golü attım..
ben malmıyım şimdi sevineyim..
şimdi sevinsem yarına gazetelerde boy boy fotolarım çıkar..
farklı skorlu mağlubiyette sevinen tek kişi diye...
ahhh ya keşke atmasaydım..
şimdi sevinemem de bu gole....
euro 2000'deki 6-1'lik hollanda-yugoslavya maçında skoru 6-1'e getirip perdeyi kapatan savo milosevic ya da 2001'deki 10-1'lik belçika-san marino maçında takımının tek golünü frikikten atan fedai andy selva halleri...
hepsinin de halleri film gibiydi anasını satayım, hele milosevic'in o direkten dönen topu tamamladıktan sonraki hali hala gözümün önündedir, ibo'dan yalnızım dostlarım çalıyordu resmen arka planda, bir günlük ömrü kaldığını öğrense o an o kadar yıkılmazdı deyyus, o ne dramdı öyle...