farklı olmak sıradan olmamaktır. her insan farklıdır fakat farkını yansıtabilen insan farklı görünür. farkı bazen fiyatıdır bazen kalitesi. farklıdır herkes, görünüşte aynı olan ikizler bile. farklı olmak her insanın harcı değildir lakin. farklı olduğunu ortaya koyabilmek cesaret ister.
bazı insanlar için hayvandan farksız derler, bu da onun diğer insanlardan farkıdır heralde...
zaten herkes birbirinden farklıdır, farklı olmak saçını turuncuya boyamak, scuba diving yapmak, evde fare beslemek, saç uzatmak(erkekler için), latin dansları kursuna gitmek, dövme yaptırmak mıdır aceba. Asıl farklı olmak kendisine, ailesine, çevresine, daha da ilerlere gidersek insanlığın tarihin akışına olumlu yada olumsuz etki etmek, tabuları yıkmak, hayata değer katmak yada yıkmaktır. Atatürk, Konfüçyus, Leonardo da Vinci, Marie Curie, Barış Manço, Abrahamı Lincoln, Türkan Saylan, Halide Edip, Kemal Sunal, Quentin Tarantino, Daum farklılar. Belki alanı dünyayı kapsamasa da kimsenin kız çocuğunu okutmadığı köyde kızını okula gönderen baba da farklı nesline kızının kaderine ailesine bir fark katmıyor mu. Gerçi Hitler de farklı. Kendine, çevrene, ülkene, insanlığa değer, konfor ve mutluluk katabiliyorsan iyi bir farkın var demektir.
bazen "neden olaylara verdiğin tepkiler herkes gibi değil? ne zaman neye ne tepki vereceğini şaşırıyorum." serzenişini duymak demektir. hatta bu kişi sevgili bile olabilir. **
edit: noktalama.
bulunulan zaman ve mekan içerisinde olağan olan ve normal olarak atfedilen değerlerin dışına onları aşarak ya da farklı düzlemlerde onlara paralel olarak ilerliyerek ceryen etmesi sağlanılabilen durum.*****
dışlanmakla sonuçlanacak durum. farklıysan sıçtın. bazı arkadaşlar türemiş, emoyuz biz, farklıyız diyorlar misal. farklı olmak birbirini taklit etmek değil tek olmaktır. özgün olmaktır diyoruz.
farklı olduğunu sanıp havalara girmekten çok farklı olan bir şeydir.
gerçek anlamda acı vericidir. çünkü insanı yalnız bıraktırır. kişi iyi ya da kötü kendine benzer birini bulamamaktan yalnız kalır, eğlenemez, çünkü onu anlayan ve onun yaşam ve eğlence türüne uyan birini bulamıyordur. depresyon sebebi bile olabilir bu durum bir süre sonra. ve kişi artık hayattan tat almaktan bile vazgeçebilir.
farklı olduğunu sanmak ise ego tatmin edicidir. ama ah bir bilinse gerçekten farklı olmak, ego tatmin eden orgazmik bir tat değil, gerçek bir hayattan ve kendinden soğumak nedenidir.
Herkes bir yöne doğru giderken kitleleri izlememek.
Diğer tüm koyunlar beyazken siyah olmak ve sürüden ayrılmak, sürüden ayrılanı kapacak olan kurtla karşılaşmak fakat 'kurtun sürüden ayrılanı kapacağı' koyunlardan farklı olduğun için kapılmamak.
Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını kapamak.
Herkesin 'doğru' olarak kabul ettiği kavramı bi kenara itip, neden karşıt kavramın yanlış olduğunu araştırmak.
kendin olarak başarabildiğin zaman anlamlı olan durumdur. yoksa farklı olmak için çabalayarak farklı olmanın hiç bir anlamı olmadığı gibi, bir süre kendini inandırsa dahi farkına varıldığında insanın öz saygısını yitirmesine neden olur.
sadece kendi sınırlarından taşmak değildir. kendin olmamak farklı olmak değil asla. bütün insanların sınırlarına taşabilmek, o sınırlarda genişleyebilmek, o sınırlarda oynamaktır. çoğu insanın başarmak istediği fakat çok azının başarabildiği farklıyı görebilmektir. yerel* değil, evrensel* farkını farkedip sunmaktır. yerel fark, yerel başarı demektir. geçicidir ve çabuk tükenir; zira hedef* yani hayal* büyük* olmalıdır ki fark yaratsın. büyüklüğünü de sen değil; evrensel değerler, genel geçerler, gelir geçmezler falan yani nesnel pencereler belirlesin. ayrıca bir şekilde farkedilme girişiminde bulun ki farkın farkedilsin birileri tarafından. özetle, farkında olabilip farklı olmak ve fark edilmek güzel.. *
kimisi de vardır ki bu kadar farklılaşma çabasına girilen şu maratonda; fark sandığı gayriyeteneğini bir hüner gibi sergilemeye çalışır. lakin eline gözüne bulaştırır. tek farkı lafı farklı yerinden anlamasıdır.
farkliyken aynilasma sendromuna kapilmamak lazim; hatta "farkli olmaya calismak" sizi birkac milyon kisiyle tip-a-tip ayni kiliyor. kim ubermensch olmak istemez ki? farkli oldugunu dusunen kisiler, bazen cocukluklarinda ya da ergenlik doneminde yasitlari tarafindan ezildiklerinde ya da bir ozellikleri yuzunden ya yuceltilmenin, ya da sovulmenin bir sonucu olarak kendilerini farkli hissederler.
insanin kendini bir dunyadan soyutlanma hissini yasadigi zamanlar olabiliyor, ama bu cogunlukla illa ki sizin farkli olmanizin bir sonucu olmuyor. cevrenizle iletisim sorunlari yasiyorsunuzdur ya da kendinize benzer sekilde dusunen bir dost bulamiyorsunuzdur. dusuncelerinizi paylasabilecek tek bir dost bile, akut otekilesme sendromunun dugumlerini cozebilecek guctedir.
farkli olmaya calisanlarin okumasini tavsiye ettigim bir konusma gecti dun; 3 tane arkadasimla yemekteydik ve derin bir felsefik altmetin tasidigini dusundugum bu tablo belirdi:
konusma kimin kulaklarinda kac deligi oldugu konusuna sapti, piercing miercing sohbetlerinden sonra en dogal yere vardi elbet. ben kulaklarimi 2-3 formasyonunda (bir kulakta 2 delik, digerinde ise 3) deldirdigimi soyledim ve ekledim; "o zamanlar herkesten farkli olmaya calisiyordum, hani herkes modaya uyuyup 1-2 seklinde deldirir ya?!" masada iki atrkadasim daha, seneler evvel ayni dusunceye kapilip 2 delige 3 delik deldirmisler, tipki benim gibi.
Masadaki orijinal, azinlik mensubu arkadasimizin ise kulaklari "1-2" stilindeydi.
"ahaha baksaniza; farkli olmaya calisirken ayni olmusuz ulan, bundan son derece ulvi bir sonuc cikarabiliriz!" dedim. gulduk. kendimi pis hissettim.