farklı olmak

entry92 galeri16 ses1
    92.
  1. Herkesin kendi adına sandığı durum, ancak yok öyle bir şey.

    Farklı olmadığınızı, sizden daha çok olduğunu, hatta daha iyileri olduğunu kabul ettiğiniz anda dünyaya çok farklı bir yerden bakıyorsunuz.

    Büyüyün artık.
    2 ...
  2. 91.
  3. istemediğimdir. ben herkes nasılsa öyle olmak istiyorum.

    diğer insanlardan başka özelliklere sahip olmaktır.
    1 ...
  4. 90.
  5. insanların arasında dikkat çekmeye sebep olur.
    0 ...
  6. 89.
  7. Her şeyin fazlası, farklılığın saçması kötüdür.
    2 ...
  8. 88.
  9. 87.
  10. 86.
  11. aynı zamanda da yalnız olmaktır.
    1 ...
  12. 85.
  13. herkes "aaaağ ne kadar farklı düşünüyoğsuuun" diyorlar.
    nabayım aq elimde değil.
    0 ...
  14. 84.
  15. farklı olmak neden suç gibi algılanıyor veya espiri malzemesi yapılıyor dünyada. joker filmi izledikten sonra bir kez daha aklıma geldi bu konu.neden herkes birbirine benzemek zorunda.buna kim karar veriyor.neden tekdüze bize dayatılan hayatları yaşıyoruz.neden?
    0 ...
  16. 83.
  17. Farklı olmaya çalışarak aynılığın dibine vuruyoruz. Aslında her şey, herkes o kadar hızlı yaşıyor ki aynı şeylerin paylaşıldığının farkında bile değiliz. Kendiniz olun demeyeceğim çünkü herkes zaten öyle olduğunu düşünüyor. Asıl sorun fikrin kaynağında.
    9 ...
  18. 78.
  19. Toplumdan farklı düşünmeyi gerektirdiği için zordur.

    Sindirilmeye ve olağan olana kadar uğraşılmaya katlanmayı gerektirir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1506466/+
    1 ...
  20. 77.
  21. yaşadığım tüm hezeyanların varış noktası bu imiş meğer. şu anda sadece acıtıyor. kimse şüphe etmez iken ya da bunu dile getirmez iken, doğru olanın farkındalığından yıllar şüphe ettikten sonra bu noktaya gelmemeyi dilemiştim. ama neticede buradayım..

    burası ile ilgili hiç tecrübem yok. ya körüm, ya burada gerçekten hiçbir şey yok. iyi-kötü yok. yalan-gerçek yok. doğru-yanlış yok. nitekim şu anda hissettiklerim, acı ve merak.

    doğru olan her şeyi savundum. ya çok sevildim, ya hiç sevilmedim. dedim ya, burada hiçbir şey yok; burada doğru yok. ya da ben kör oldum. belkide marifet buraya gelip doğruyu bulabilmektir, yemin ederim ki burada bir doğru olsa, ona tutunurdum. bu yüzden buradayım derdim, acıtmazdı. ya da belkide doğrular kullanılmaktan o kadar usanmışlardı ki; bir daha dile gelmeleri çok zordu. umarım kör değilimdir.. kör değilsem mutlaka çıkış yolumu bulacağım..

    (kalp birini gördü, acısını unutabilirdi. aklı kör etti. eğer akıl da o'nu kalbin gördüğü gibi görseydi, olurdu.. akıl görmedi.. akıl yola gelmedi. kalp zamanla akletmeyi öğrendi, akla görmediğini gösterdi. akıl kalbi anladı, sevdi, kabullendi, sahiplendi ama merhametinden eksiltmedi; merhametini gizlemesi şerh oldu. ama akıl o'nu sevmedi, kabullenmedi, sahiplenmedi. geride beklemedi. ikisi de hep katı idi. ne uğruna? bu karanlık için miydi erdem sahibi olmayı istemek.. belli ki tek gizlenen merhamet değildi..)

    hatalarımı, yalanlarımı kabullenmemiş; telafi etmiş olmasaydım, acıtmazdı. anlaşılmak için her şeyi ortaya koymasaydım, insanların önce bunu anlamış gibi yaptıklarını ve buna inandırdıklarını anlamış olmasaydım, belkide acıtmazdı. yetmez deselerdi, o da kabulümdü, korkunç bir yalan söyledikten sonra anladım ki ben yalanı sevemem, mümkün değil bu! ben hep doğru olanı sevdim. güzel yalanlar istemedim. umarım yanılıyorumdur, başka sebeplerden farklı olmuş olayım, yeter ki canım bildiklerim beni burada sessizce izliyor olmasınlar. umarım gerçekten gitmişlerdir, umarım vuslat vardır, her şey üzerine düşen doğruluğu bulduğunda..

    fedakarlık ederken karşımdakilerin fedakarlığının da farkın olmasaydım, -tevazuya lüzum yok, onların fedakarlıkları benimkilerden daha az olduğu halde bunu görmezden gelmeseydim, ''karşılık nedir?'' sorusu ve cevabı (onların anladığı dilden) bana küçük yaşlarda iken öğretilmiş olsaydı, daha az fedakarlık yapardım; belkide acıtmazdı. lakin fedakarlık insanlıkta gizliydi. gizleseler de, Kur'an'ın da dediği gibi 'gerçeğin üstünü örtseler de' bu böyle idi. mutlu insanların hikayeleri yoktu. onlar etliye sütlüye karışmadan, önlerine canı yanan birileri çıkana dek zulme kulak tıkayan, gözlerini kapayan insanlar olmuşlardı ve ben orada kalamazdım. belkide bu karanlık tertemiz bir karanlıktır. beni anlayabileceğini iddia eden yüzlerce insan tanıdıktan sonra, yalnız öleceğimi/öleceğimizi bilmenin ötesinde idrak etmek için bir hazırlıktır.. kör olmayı hem çok isteyecek hem de hiç istemeyecek kadar yaşadıktan sonra, çekip gitmenin yahut kalıp direnmenin imtihanıdır. ilmim buna yetmiyor şu anda. şu hisse kapıldığımda Allah'a inanmayanlara çok dua ediyorum. çünkü Allah olmasaydı bendeki bu iyi-faydacılık, bunları gördükten sonra direnmeye değil, muhtemelen beterin beterine evrilirdi..

    kelimelere bu kadar takılı kalmasaydım, söylediğim an ben de unutsaydım, sadakat nedir bilmeseydim; acıtmazdı. ben de onlar gibi yol aldığımı düşünürdüm, aslında geriye gidiyor olurdum. batarken kendime yandaş bulurdum. sadık ve sessiz olanlar beni affetsin, gelip sahibi oldukları yerlerine geçsinler.. belki hiç tanıyamadım, belkide kestirip attım; dedim ya beni affetsinler.. doğruluk adına yapılmış bir hata olarak görsünler..

    Belki aydınlanır her yer, akıl ile kalp bir olur. umarım (o kadar kederden sonra) orada kimse yoktur. büyük mutluluklar gitse de yerine huzur gelir. akıl huzura kanmaz biliyorum, ama kalp avunur.

    tanım: gün itibariyle tecrübe ettirilen duygu.
    1 ...
  22. 76.
  23. Birileri komunist ateist isyankar falan takılarak olunamayacağını söylesin.
    0 ...
  24. 75.
  25. 74.
  26. 73.
  27. Çoğu zaman tercih sebebidir. Farklılık her zaman ilgi uyandırır.
    1 ...
  28. 72.
  29. 71.
  30. Bazen mutsuz olduğunda insanlardan uzaklaşmak istediğinde bir şeylere sinirlendiğinde kendini iyi hissedebilmek adına kendini süzersin ben şöyleyim böyleyim gibi farklarını sıralarsın.açıkçası hep yaparım.
    0 ...
  31. 74.
  32. Ralph Waldo Emerson' un dediği üzere " ormanda iki patikaya rastlayıp en az ayak izi olana sapmaktır ".
    4 ...
  33. 73.
  34. Neden bu çaba? Farkı görebilene Herkes farklı degil mi zaten? Bütün mesele o farkı görmek. Farkı görmeyip insanları kalıplara sığdırıyoruz. Kafamızda kategorize ediyoruz herkesi. Sonra da kendimizi o kalıpların dışına çıkarıp farklı olmaya çabalıyoruz. Farkı göremeden farklı olmak mümkün mü? Sonuçta siz de birilerinin kategorize edip etiketlediği bir sınıfa dahil olmayacak mısınız?
    3 ...
  35. 72.
  36. sonradan kazanılan bir özellik değildir. Ya farklısındır, ya değilsindir. zamanla gelistiremezsin.
    1 ...
  37. 71.
  38. yan yana dizilmiş onlarca koşu bandı. hepsinin üzerinde birbiriyle yarışan ama aynı yerde duran kadınlar. aynı numara saç boyası, aynı marka ayakkabı, aynı kesim eşofman altı. hepsinin önünde aynı mp3 çalar, hepsi aynı şarkıyı çalar: "bu mp3 çalar değil, ipod!", "bu farklı".

    dolaplarda, pardon locker'larda aynı eşyalar. aynı çantaların içinde aynı cep telefonları. asla kullanılmayan yüzlerce fonksiyonu olan, aynı melodiyle çalan oyuncaklar. sahip olmak için aynı insanlarla aynı kuyruğa girilen, "farklı" telefon.

    menüleri birbirinden farklı, masaya konan yemek birbirinin aynı yüzlerce "farklı" cafe. aynı salatayı yiyen, aynı saç modeline sahip yüzlerce insan. adı farklı, huyu suyu, saçı sakalı aynı erkekler hakkında aynı dertleri yanan; isimleri farklı birbirinin aynı kadınlar. aynı diziyi izleyip, aynı şarkıyı dinleyip farklı olduğunu hisseden; buna rağmen kendini iyi hissetmeyen farklı kadınlar.

    herkesinkinden farklı gördüğü çocuğunu, herkesin göndermek için can attığı aynı okulda okutabilmek için çırpınan; kendisi yemeyen, çocuğunu herkesle aynı fast food zincirinde yediren; kendisi giymeyen, çocuğuna herkesle aynı kıyafeti alan aileler.

    aynı gün, aynı saatte, aynı kıyafetlerle aynı işin başına koşan, ve o işi yaptığı için "farklı" olduğunu düşünen aynı servisin yolcuları. aynı marka monitör ve klavyelerin başında, aynı mouse'ı oradan oraya döndürüp tüketilen aynı gençlik.

    aynı farklı insanlarda; aynı stres, aynı bunalım aynı depresyon. ve tüm bunları ortadan kaldırması için gidilen aynı doktor, yutulan aynı kimyasal leblebi.

    aynı malzemeyle yapılmış, birbirinin aynı bloklardan oluşan siteler. aynı mimari, aynı mutfak, aynı salon. aynı ebeveyn banyosunun aynı kabına sıçıp, kendini "farklı" hisseden binlerce insan.

    içiniz rahat olsun,
    hepiniz farklısınız.
    0 ...
  39. 70.
  40. Farklı olmak, orjinal olmak, marjinal olmak adına, sıradan olmamak adına sıradanlaşıyoruz. Her şeyin belirli kalıplara sokulduğu, etiketlendiği bu zamanda farklı olmak için bile girilen kalıplar çıkıyor karşımıza. Öyle aynılaştık ki başkaldırışlarımız bile aynı. Halbuki farklı olmak samimi olmaktır, içten olmaktır. Çünkü her insan farklıdır ve içten olduğumuz sürece farklı olmak çaba gerektirmez. Farklılıklarımız bile aynıyken, o kadar trajikomiğiz ki...
    0 ...
  41. 69.
  42. farklı olduğunu düşünen insanların aslında aynı olması durumudur, mesela ben başka kadınlara benzemem dediğimizde hop o kadınlardan oluyorsunuz aslında ya da karşınızdaki adam sen başkasın dediğinde de özünde bahsettiği kadınlarla sizi bir tutmuş oluyor çünkü bahsi geçen kadınlara da zamanında aynı şeyleri söylemişti. Yani farklı olmak diye bir şey yok marjinallik var özgünlük var esas olan özde kalabilmek öze sahip çıkabilmektir zira aynı ortamda yaşayıp aynı oksijeni yakıyoruz.
    0 ...
  43. 68.
  44. farklı olmaya çalışmak da farklılıktır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük