farklı olmak, evet bütün meseleyi özetler hayata dair...(kesinlikle üç noktayı haketti)
gahi iyidir, gahi kötüdür.(çok bile)
farklı olmak, farklı olmaktır.(22 nin 11 den farkı nedir? biri düz, biri kavisli birer sembollerdir. fark yarattığımı sanmıyorum o ayrı)
farklıyız diye bilmem ne yaparlardı, şimdi millet fark peşinde biz hala aynıyız.(işte burada bahsedilen fark, farklıdır. sözlük anlamınca)
farklı dünyaların insanıyız.(ama insanız. burada da tamamen bahane yüklü bir sıfat halinde, yazık!!)
farklı bir şeyler istiyorum.(sonuçta istiyosun, sen de farklı değilsin)
farkı yok hiçbirimizin bir diğerinden, hepimiz farklıyız çünkü.(paradoksa gel amnıyiyim. ben buldum!!twiterede yazıcam şimdi)
farklı kelimesini de çok kullanınca farklılaşıyor diğerleri gibi, pek farkı yok yani.(bu da paradoksumsu gibi oldu. bu arada paradoksumsu diye bir şey yok, ama gibi edatını kullanıp,destekledim)
bu arada farklı olmak, farkında olmaktır.(çok uzattığımın farkındayım)
Farkli olmak bir yaftadir. evet bana boyle geliyor.
yasadigim bir cok ornekten biri. arkadasim olan bir kiz vardi kiz okul bittikten sonra nisanlandi bir hafta sonra facebook denen zimbirtiya ikimizin oldugu resmi profil yapmis. ben bunu etiketlenince fark ettim ve dedim kaldir sunu nisanlinla olani koy yok dedi ozledim filan seni normal arkadasim haa. neyse ben bunun yanlis oldugunu soyledim ama anlatmakla anlamayinca once bunu sildim hizimi alamayip zimbirtiyida kapattim. sonra basladi millet yok sen farklisin yok bilmem nesin.
ben sadece yapilmasi gerekeni yaptigimi dusunuyorum. boyle dersem de ukala diyorlar neyse siktir edin elin agzi torba degil buzemiyoruz.
bazı insanlar paraları sayesinde farklı olabileceklerini sanıyorlar. Oysa, para kendini göstermenin önünde engel bile olabilir. insanlar farklı olmayı satın alabileceklerini zannediyorlar. fakat, bunu yapamazlar. Farklı olmak için karakter ve bazı özellikler gerekir. Farklı olmak, gerçek farklılıklar ve üstünlükler gerektirir. Para, ancak bunlar varsa yardımcı olabilir. Ama yardımcı olmaktan öteye geçmez.
Farklı olmaya çalışırken aslında herkes olmak, bir oluşumun parçası olmaktır. Elbette sadece sen farklı değilsin, birçok kişi farklı, birçok kişi ile aynısın.
farklı olduğunu düşünen insanların aslında aynı olması durumudur, mesela ben başka kadınlara benzemem dediğimizde hop o kadınlardan oluyorsunuz aslında ya da karşınızdaki adam sen başkasın dediğinde de özünde bahsettiği kadınlarla sizi bir tutmuş oluyor çünkü bahsi geçen kadınlara da zamanında aynı şeyleri söylemişti. Yani farklı olmak diye bir şey yok marjinallik var özgünlük var esas olan özde kalabilmek öze sahip çıkabilmektir zira aynı ortamda yaşayıp aynı oksijeni yakıyoruz.
Farklı olmak, orjinal olmak, marjinal olmak adına, sıradan olmamak adına sıradanlaşıyoruz. Her şeyin belirli kalıplara sokulduğu, etiketlendiği bu zamanda farklı olmak için bile girilen kalıplar çıkıyor karşımıza. Öyle aynılaştık ki başkaldırışlarımız bile aynı. Halbuki farklı olmak samimi olmaktır, içten olmaktır. Çünkü her insan farklıdır ve içten olduğumuz sürece farklı olmak çaba gerektirmez. Farklılıklarımız bile aynıyken, o kadar trajikomiğiz ki...
yan yana dizilmiş onlarca koşu bandı. hepsinin üzerinde birbiriyle yarışan ama aynı yerde duran kadınlar. aynı numara saç boyası, aynı marka ayakkabı, aynı kesim eşofman altı. hepsinin önünde aynı mp3 çalar, hepsi aynı şarkıyı çalar: "bu mp3 çalar değil, ipod!", "bu farklı".
dolaplarda, pardon locker'larda aynı eşyalar. aynı çantaların içinde aynı cep telefonları. asla kullanılmayan yüzlerce fonksiyonu olan, aynı melodiyle çalan oyuncaklar. sahip olmak için aynı insanlarla aynı kuyruğa girilen, "farklı" telefon.
menüleri birbirinden farklı, masaya konan yemek birbirinin aynı yüzlerce "farklı" cafe. aynı salatayı yiyen, aynı saç modeline sahip yüzlerce insan. adı farklı, huyu suyu, saçı sakalı aynı erkekler hakkında aynı dertleri yanan; isimleri farklı birbirinin aynı kadınlar. aynı diziyi izleyip, aynı şarkıyı dinleyip farklı olduğunu hisseden; buna rağmen kendini iyi hissetmeyen farklı kadınlar.
herkesinkinden farklı gördüğü çocuğunu, herkesin göndermek için can attığı aynı okulda okutabilmek için çırpınan; kendisi yemeyen, çocuğunu herkesle aynı fast food zincirinde yediren; kendisi giymeyen, çocuğuna herkesle aynı kıyafeti alan aileler.
aynı gün, aynı saatte, aynı kıyafetlerle aynı işin başına koşan, ve o işi yaptığı için "farklı" olduğunu düşünen aynı servisin yolcuları. aynı marka monitör ve klavyelerin başında, aynı mouse'ı oradan oraya döndürüp tüketilen aynı gençlik.
aynı farklı insanlarda; aynı stres, aynı bunalım aynı depresyon. ve tüm bunları ortadan kaldırması için gidilen aynı doktor, yutulan aynı kimyasal leblebi.
aynı malzemeyle yapılmış, birbirinin aynı bloklardan oluşan siteler. aynı mimari, aynı mutfak, aynı salon. aynı ebeveyn banyosunun aynı kabına sıçıp, kendini "farklı" hisseden binlerce insan.
Neden bu çaba? Farkı görebilene Herkes farklı degil mi zaten? Bütün mesele o farkı görmek. Farkı görmeyip insanları kalıplara sığdırıyoruz. Kafamızda kategorize ediyoruz herkesi. Sonra da kendimizi o kalıpların dışına çıkarıp farklı olmaya çabalıyoruz. Farkı göremeden farklı olmak mümkün mü? Sonuçta siz de birilerinin kategorize edip etiketlediği bir sınıfa dahil olmayacak mısınız?
Bazen mutsuz olduğunda insanlardan uzaklaşmak istediğinde bir şeylere sinirlendiğinde kendini iyi hissedebilmek adına kendini süzersin ben şöyleyim böyleyim gibi farklarını sıralarsın.açıkçası hep yaparım.