1996 yapımı film. Coen kardeşler gerçek bir hikayeden alıntı olduğunu söyleyerek bizi kandırmıştır, sanırım daha sonra bir röportajında bunun üzerine, olması olası değil mi ama? gibisinden bir cevap veriyorlar. izlenilesi bir filmdir, sıkıcı değil, yorucu değil, ara ara güldüren bir yapıttır. Filmin en olmadık yerinde gülebilirsiniz, bu normaldir.
izlerken sürekli karakterlere gıcık olduğum film ki bunu coenlerin kasıtlı olarak yaptığını düşünmekteyim. tabii eser olarak baktığımızda iyidir, güzeldir. en azından ana hikayeden bağımsız sahneleri hayata dairdir.**
coen kardeşlerin filmini beğenmemi sağlamış film(the big lebowski'yi izlemedim). coen kardeşlerin filmlerini sıkıcı bulurum özellikle geçenlerde tnt the man who wasn't there filmini yayınlamıştı 30. dakikadadan sonra evi terkedicektim neredeyse. ama fargo tipik coen filmi gibi ağır bir tempoda gitse de sıkılma hissi duymadım hatta iyice merakla izlememe neden oldu. güzel film izlenebilirliği nadir olan coen filmlerinden.
"kült film nedir? nasıl yapılır?" sorusunu merak edenlere ilk önerilmesi gereken filmlerden biri. bembeyaz bir fonda kara mizah. coen brothers'ın zannımca en kendi yapılarını ortaya koyan filmi: absürd diyaloglar, tek tek harika yaratılmış karakterler, *, o karakterler için yaratılmış gibi duran mütevazı ve sade oyuncular-ki bence coenlerin en büyük başarısı da budur-. filmin konusu çok farklı değil. yani bu konu başka bir yönetmenin elinde sıradan bir gerilim de olabilecekken coenlerin elinde canavar oluyor. ne diyelim ki the big lebowski, fargo, hudsucker proxy, barton fink, the man who wasn't there hepsi sinema tarihinin gördüğü en özgün kardeşlerin şahane filmleri. sağolsunlar..
coenler'e övgüleri sıraladık da steve buscemi ve peter stormare'yi es mi geçelim. genel anlamda komik adam steve buscemi ve karakter oyunculuğunda aşmış peter stormare oynasınlar ömürlerinin son dakikasına dek. *
an itibariyle gördüğüm f harfi sökülerek "argo" anlamı kazandırılıp bırakılmış,ülkem insanının espri anlayışına maruz kalan oldukça dayanıklı kamyon modeli.
müzikleri güzel, gerisi bos film. cok izlemeyecegimiz turk filmi havası var.. 1 adam, karısını kaçırtmak için 2 adam tutuyor, para için fidye istetiyor ve paralar paylaşılıyor. yani konu bu.. basit bir konu, hareketsiz oldugunu dusunduugm bir film.
coen kardeşlerin "baş yapıtımız" dedikleri film. filmin başında söylenen "based on true story" ise filmi biraz daha meraka sürmek istediklerinden yapmışlar. yani true alan değil olay.
güzel bir film, ama mükemmel değil. dönemine göre düşünüldüğünde gerçekten de kült film olduğu kabullenilebilir, fakat bugüne dek bu tarz filmlerden çokça çekilmesinden dolayı artık kült başlığında incelenemeyecek, düpedüz kendi tarzına dahil bir filmdir. fransız-italyan-yunan (ve zaman zaman da türk) ekolünden filmlere ilgi duyuluyorsa, hele ki amerikan aksanına ve amerikan tarzı filmlere antipati besleniyorsa hayli rahatsız edici bir film olabiliyor. müzikler güzel olmasına rağmen, bir kült filmi karşılamaya kifayetsiz kalmış. quentin tarantino vb. yapımcılara, amerikan sinemasına ilgi duyuluyorsa fevkalade güzel ve etkileyici bir film haline dönüşebilir.
bir numaralı coen biraderler filmimdi. ta ki onlar no country for old man'i yapana dek.
fargoya gelince; fargo bir masaldır, kanlı bir masal. rezervuar köpeklerinden beri hiçbir filmde bu kadar harika diyaloglar yok.
dodge, de soto, gibi chrysler tarafından çıkarılmış kamyon - kamyonet.
kendisinde kamyon şasesi bulunduğundan, ford transit kimi arkadaşlarına, yol tutuşlarda adeta ders verir. ford transir gibi uçarak gidemez, sağdan ağır ağır gider. ama, ne yağmur nede kar. bu kamyoneti ancak boş mazot deposu durdurur.
birde kişisel not: araba sürmeyi üzerinde öğrendiğim, yıllarımı verdiğim, ekmek teknem, ucuz yedek parçalı, bildiğiniz canavar. iyi ki varsın dodge, iyi varsın fargo.