farecik fare oldu

entry2 galeri0
    1.
  1. franz kafka'ya ait kısa bir öykünün adıdır.

    “Of” dedi fare, “Dünya her geçen gün biraz daha küçülüyor. Önceleri o kadar büyüktü ki korkup hiç durmadan koşar, uzakta sağımda ve solumda duvarlar görünce mutlu olurdum; fakat bu uzun duvarlar öyle bir hızla birbirine yaklaşıyor ki, kendimi en dipteki odada buluveriyorum ve işte orada köşedeyse ona doğru koştuğum o tuzak duruyor.” — “Sadece koştuğun istikameti değiştirmelisin” diyor kedi ve onu yiyiveriyor.

    Çeviri: Meltem D. Slonate

    »Ach«, sagte die Maus, »die Welt wird enger mit jedem Tag. Zuerst war sie so breit, dass ich Angst hatte, ich lief weiter und war glücklich, dass ich endlich rechts und links in der Ferne Mauern sah, aber diese langen Mauern eilen so schnell aufeinander zu, dass ich schon im letzten Zimmer bin, und dort im Winkel steht die Falle, in die ich laufe.« – »Du musst nur die Laufrichtung ändern«, sagte die Katze und fraß sie.

    [Orijinal metin]

    Artık büyümek istiyorum... ne zaman büyüyeceğim ki ben?... ah bir büyüsem, işte o zaman... diyerek babasının başının etini yiyordu Bettina. ve ardından Bettina on dokuz yaşına giriverdi ve büyüdü ve işten işe koşturmaya başladı. 'artık dayanamıyorum.' diye yakındı babasına. 'sen büyüdün artık.' dedi babası ve çekip gitti.

    (bkz: Franz Kafka)
    1 ...
  2. 2.
  3. artık küçülmek istiyorum... ne zaman küçüleceğim ki ben? ah bir küçülsem işte o zaman... diyerek kendi başının etini yiyordu ufak tefek yürekli kız. 25 yaşını bitiriverdi ve büyüdü. hayallerinin aksine büyüdü ve işten işe koşturmaya başladı. ne zaman mutlu olacağını sansa hep yorgunluk çalmıştrı kapısını. hiçbir şeyin içini sıkmadığı sabahları özleyivermişti. tek sorununun erken kalkmak olduğu sabahları... hayat sadece çikolata yerken hiç dinlemediği yabancı bir kadının tiz sesinde anlamlı oluyordu. yabancı sözcüklerdi ruhunu anlatabilen. kendi dilinde derdini anlatabilecek kelimelere sahip değildi. ya da öyle sanıyordu. tek sorunun, sevgilisinin 2-3 saat aramaması olduğu akşamüstlerini özledi, keman sesleri çalarken radyodaki kanalda. bulunduğu yer düşlere dalmasına imkan verecek bir yer değildi işte o yüzden gerçekliğin tam ortasında parlak bir boncuk tanesi gibi sallanıp duruyordu.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük