Efsane 10. asırda geçmektedir. Rhine, bizim bildiğimiz adıyla alp kıyılarındaki Ren nehrinde bir kule vardır.. ziyaretçilere bu kule, fare kulesi olarak tanıtılır.
Hikayeye göre 970 yılında büyük bir kıtlık çıkar. o sırada varlığıyla ün salmış tanınmış bir psikopos vardır. Değişik coğrafyalardan gelen insanlar, ambarı tıka basa tahılla dolu olan psikoposun evine gelirler. piskopos kötü niyetlidir ve isteyen herkesin malikanesine gelerek kendisinden tahıl alabileceğini bildirir. Aslında tahıl vermek derdinde olmayan psikopos, gelenleri tek tek ambara alır ve herkese tahıl vereceğine inandırır. Herkes içeri girdikten sonra kapıyı kapatır ve tüm insanları aleve vererek yakar. olaydan sonra evine neşe içinde giden psikopos, yatağında deliksiz bir uyku çeker. ertesi sabah uyandığında farelerin tüm tahıllarını yediğini, kararlı ve azgın haldeki farelerin evine doğru geldiğini görür. Onlardan kaçmak için bir kayığa atlar ve denize açılır. ama kurtuluşu yoktur. fareler her yeri yiye yiye ilerlemektedirler. fareler denize de girdiler ve psikoposun vardığı kuleye tırmanarak, onu orada yediler.
bizdeki Kule hikayelerinin benzeri olarak dile getirilen bu kısa öykü, ren nehrine gelen turistlerin dinlemekten hoşlandığı bir öyküdür.