"ormanda karşınıza çıkan her ne olursa olsun, tırsmayın, tırsanız da belli etmeyin, geri dönmeyin " dedi olric kahramanlara " ve birbirinizden ayrılmayın, orman canlı,. bitkisel ya da hayvansal bi durum diil bu, tinsel bi dümen dönüyo burda, akıllı olun. cenk hep olacaktır, ancak sizi burdan çıkaracak olan birbirinize ve birlikteliğinize olan inancınızdır. yeşili*** sev, doğayı koru " demeyi de ihmal etmedi.
*
karga cinonun nal rengi saçlarının gizlediği harikulade vücudunu eyyyicene seyretti nede olsa iki yıldır kimse yanaşmıyodu uğursuz filan diye. elleri nasır tutmuştu garibanın * sonnacıma ileriden 3 dene eski esir yeni özgür kızın hoppidi hoppidi pınara su testisi doldurmaya geldiğini gördü. ulan cinodan hayıre yok zaten o bana bakmaz baksana şu güzellie diyerekten kızlara doğru seyirtti. kızlar kahrman kargayı görünce boynuna atladılar. o sırada kızlardan biri su testisini düşürerek kırdı. karga su testisi su yolunda kırılır tespitinde bulundu. ulan unutmiim ilerde tutatr bu diyerekten kızlardan birinin göbeüğine yerden aldığı kökle not aldı. tabi kurusun diyede üfledi. anaaammmm kız hamile kaldı. nefesin ne güçlü hocam dedi diğer kızlar bizide okuyup üfler misin? tabi dedi karga ne de olsa halka mal olmuş bir kahramandı. hadi gdek sizin eve diye konuştu ardından yemekte ne var dedi?kızlar mecimek dediler nepbir ağızdan... aaa dedi karga fırını güüzel olur bunun mercimeği fırına verelim. bunuda not almak istedi ama, daa bişi yapmadan hamile kalmasından korktu kızların. neşe içerisinde kısların kaldıkları yere gittiler burada on iki kızdaha vardı. karga ulan o yılanı bulursam alnından öpecem dedi. çok sevinmişti bu duruma kızlar ellerinde içkiler meyveler çıkageldiler kargayı yavaş yavaş soydular. nerden buldunuz bunları diye sordu karga. şaşırmıştı yerin bu kadden altında bu güzelliklerin bulunmasına. kızlar ilerki bakkaldan aldık veresiye ilen diye cevap verdiler. haa dedi karga ve ekledi ona veresiye kadar bana versenize...
kızların hepsi gülüş gülüş gülüştüler ve üzerine atladılar karganın... burdan sonrasını ben biliyorum ama, aile var dediler o sebepten anlatmıyorum. fekat inanırmısınız sevgili okuyucular yani ben böle bi performans rocco da görmedim. zaten rocco kim onu da bilmem.öle böle diildi...
karga sabah uyandığında kızlardan üçünün yanında uyuduğunu diğerlerinin kendisine sucuklu yumurta,melemen efenim kaymak bal vs den müteşekkil kahvaltı hazırladıklarını gördü... kahramanım çay koyimmi diye sordu biri . karga bilmediği şeyleri içmezdi.sen portakal suyu koy bacım dedi. bacım mı?canın sağolsun diye karşılık verdi kız. eee ne de olsa yolu uzundu burada kalamazdı...
kalktı giyindi çorabının tekini bulamadı. aradı dıurdu. ulan bu karı milleti diye söylendi. çorapsız giydi çizmesini.mantar olacak ayacıklarım diye söylendi. kahvaltı öncesi biraz daha sevişip,kahvaltıyı ettikten sonra, madeni keşfe çıktı.
bir sür dehlizler, mağaralar gizli odalar vardı. normalde bunların hepsini gezmesi bir sürüde ganimet bulması lazımdı. fakat hikaye uzayacaktı, yolculuktaki arkadaşları sabırsızdı bu sebepten gezmeden yakındaki markete gidip, hepsininin manasını teker teker ödedi. aslında veresiye takayım dedi ama, sonra tırstı...
arkadaşlarının yanına döndü
geri geldiğinde enterezanı gördü, uyanmıştı. ona sihirli minik bir kılıç almıştı. iğne büyüklüğündeydi ama değdiği yerde çok ağrılı br yara açıyordu. tabi aldım demedi. aradım bütün gece dedi. ulan yalanını yiyim kızlarlan töbe töbe. herif orda zevkü sefa yapsın sen gel anlat. reva mı lan bu bana.
herkeşler için bişiler buldum dedi. cinoya bi tek taş efendim taşta yumruum kadar bi yüzük bulmuştu. bu dedi sihirli bir yüzüktür. sihrini söylemedi ama...
yeşile maymuncuk seti getirdi. bilader tamamı paslanmaz çelik üztü altın kaplamadır çok aradım dedi...ayrıca bir de müğfer getirmişti. yeşilin kafasına tam olan miğferi giydiğinde yeşil gözden kaybolmuştu. ahahah bak gördünmü seni bunu takarken benden hariç kimse göremez...
forinte mithrill bir yelek getirdi zira elleri ile dövüşen keşişin zırhı yoktu kalabalık ortamlara girerken yüstünde olması iyi olurdu.
olrice bişi getirecektim ama bilemedim sana ne gider dei.
hidrojene hafif bir deri kakamalı zırh ve uzun bir yay ve ok dolu sadak verdi...savaşlara girmesede uzaktan attığı oklarla ve söylediği büyülü şarkılarla çok faydası dokunuyordu.
montaja son model bir asa almıştı kendinden şarjlı çakı,kaşık, pusula bilimum araç gerecin bulunduğu bir asa...
sulbarta şöle bi naktı sonra sırıtıp arkasını döndü. ayrıca heybesine iyileştirme ve büyü yenileme iksirleri koymuştu. cinoya verdiği kamanın yerine yuvarlak ortadan tutulabilen değişik bir bışak almıştı o da attımı geri geliyordu ayrıca sol kokuna ufak üçgen parçalar atan bir düzenek yerleştirmişti...
karga bitmez tükenmez uykusundan uyanıp kendine geldi. şöyle bi gerindi. elini yüzünü yıkadı ulan çok yakışıklıyım gene diye kendinden makas aldı, götünü kaşıyaraktan içerki odaya gitti, elbiselerini giydi. ne rüyaydı be dedi kendi kendine...
not:bıraktık kendiniz bişiler yazın diyerekten hiç bişi olmadı. baktım gitmiyo bitirdim. dersenizki yok biz sensiz de devam ederiz. o zaman silerim bu beyanı. ayrıca karakterleri önceden belli bir kurgu daha iyi olur kanaatindeyim. önceden neler yapabileceğiniz ne olacağınız belli olacak. karakter bir yazar tarafından alınana kadar benim tarafımdan canlandıralacak. bana mantıklı geldi ama, maalesef şu sıralar zamanım yok... evde bilgisayarım olsa...
cino bildiği tüm dövüş tekniklerini * mümkün olduğu kadar anlaşılır bir biçimde * hızlıca anlatılıyordu.. anlamayanları ise yanlışlıkla sakatlamış gibi yapıp oracıkta bırakıyordu.. ne yani yanına sakarları alsın da birlik tehlikeye mi düşsündü..
orta dünya canlıları orta çaplı bir savaşa daha hazırlanıyordu ufak ufak..
karga önden gitmişti * cino herkese hazırlıklı olun her an bir saldırı ile karşı karşıya kalabiliriz dedi..
karga cinonun gözlerinden ziyade göğüslerini kesmişti ama olsundu. onlarda öle dik ve yuvarlank olmasalardı... ileriden rap rap gelen simurgların
raptiye rap rap
zap tiye zap zap
rep rep
naber netekim
gene geldi şapka
rep rep
hücum marşları kulağa geliyordu. karga ulan böle bi ayı filan olabiliyomuyum acıba dedi. yahutunda gergedan olsundu ama onnarında gçzleri bozuk oluyodu... aman dedi boşver görmemişin hayvanı olmuş tutmuş çükünü koparmış diye düşündü. hımmm dedi ve not aldı...
ilk gelenler ağaçların arasından görüldü karga hendeklere gelene kadar kimsenin şeettirmemesi gerektiğini sölemişti. ayıptır sölemzi simurgların kendilerine saldıracaklarını bildiklerini bilmediklerini biliyordu. böylece ilk dalgayı gafil avlayacaklardı. hahah ne strateji ulan ben yollan bu akşam en az beş hatun daha düşüürürm dedi. baybarsa da iki tane ayralarım gönlü olsun çocuun. ossbirden kolları kas oldu be diye için geçirdi... ne de olsa içli bi insandı. ilk salak simurglar ki bunlarda en iri ve güçlüler değildi. eee sümürk te kafası çalışan bi seri eksi oy veren ibneydi nihayetinde...
ilk posta hendeklere geldi ellerinde daa dorusu yanlarında tekerlenkli takta köprü getirmişlerdi. tam indireceklerkene. karga işareti verdi. elmaaaaaaaaaaaa...
daha önceden şahmaranlan elma dersem ok armut dersem yağ diye anlaştıydı.uyanık beniiiii...
gökyüzü oklardan kararmadı tabi o kadar abartmaya gerenk yok... fekatında ilk parti simurg nalları dikmişti bile. şaşıran ikinci parti ağaçların ardına geri kaçtı.ahahahah korkak lan bunnar dedi karga cinoya.. sonracımada tahta merdivenleri atmak için şeyin neydi o haa hendeğin karşısına uçuverdi... simurglar dev gibi kanatları olan iri yarı hani nasıl diyim dalyan gibin delikanlıyı görünce iyice bi pıstılar... karga hafif kol kaslarını göstererekten köprülerin icabına baktı
tüm bunlar olurken yeşil karganın biraz nefes alması için yeniden kımız dolu matarayı uzattı. tabii ki forint ve cinoyu unutmadı. cinoya şükran dolu bir bakış fırlattı bu onurlu hareketinden dolayı. belki de kıllığı bile geçmişti. cino da bunu anlamalıydı diye düşündü içinden.
yeşilin bu zorlu yolda görevi savaşmak değil daha çok açılması gereken kapılar, çözülmesi gereken gizler üzerine idi. yine de her ihtimale karşı topuzunu almıştı yanına.
hırsızlıktı asıl mesleği ve bu sebeple kapılar üzerinde hakimdi.
bunca zaman sesini çıkarmadan olanları takip eden, kardeşliğin bu yorucu ve sabır ölçen macerasını izleyen forint aslında ufak tartışmalar olsa da bunların kardeşliğin önüne geçemeyeceğini biliyordu çünkü gittikleri yol dönecekleri yoldan daha uzundu ve birbirlerine ihtiyaçları vardı..
forint hala o kapalı mağarada trollü tek başına öldürebilecek kadar büyük bir kuvveti ve iskeletleri donduran tarifsiz beyaz ve dondurucu enerjiyi düşünüyordu buna bi isim bulmalı ve patentini almalıydı evet bulmuştu buna iceball diyecekti.. şunu da farketmiştiki zor durumlarda yeni yeteneklerini keşfediyordu ve kovulduğu manastıra geri dönmek için kendini yetiştirmeli ve bütün yeteneklerini ortaya çıkarabilmeliydi, işte bu macera da forint için paha biçilmez bir fırsattı..
mağaradaki yorucu harbden ve kapının açılmasından sonra ki yeşil bu konuda hünerini göstermişti ne de olsa ortadünyanın kafasına 1000 nikron *ödül konulan tek hırsızıydı.
balkondan gördükleri manzara dehşet vericiydi, ellerinde kırbaça benzeyen uçları çivili olan silahlar, heryanı şaklama sesleriyle inletiyordu başlarında orc ve iskelet nöbetçiler olan insanlar sepetlerde siyah ama değersiz gibi görünen taşlar taşıyorlardı, troller de iri cüsseleriyle bu taşların öğütüldüğü değirmenleri döndürüyorlardı tam anlamıyla sanki biryere geç kalmış biran önce işlerini tamamlamaları gerekiyormuş gibi bir halleri vardı.. forint birden irkildi macereya çıktıklarından beri ilk defa korku ve endişe peydah olmuştu yüreğinde... yoksa bu ipneler barutu mu bulmuşlardı ve ortadünyayı hiçbitmeyecek bir kaosa bir savaşa sürükleyecek hazırlıkları mı yapıyorlardı?? kafası karışmıştı forintin, çocukları bu madende çalıştırmak için mi kaçırmışlardı öyleyse sorunumuz sadece çocuklar değil diye düşündü forint zaboska kardeşliği tüm ortadünyanın mutlak kaderi olabilirdi.. yüce kötülük sardumanın yine hain emeller peşinde olduğunu biliyordu artık.. bakalım yol onlara daha neler getirecekti..
sabahın güneş doğmadan evvelki serinliği bastırınca bir ağacın tepesine tünemiş buldu kendisini.düne dair hiç bir şey hatırlamıyordu ama, kakmalı deri zırhının göğsü boyunca yırtılmış olduğunu farketti elini götürdü altındaki elbisesinin de yırtık olduğunuanladı ama göğsünde eb ufak bir iz yoktu. içini korku kapladı daha önce gördüğü korkunç rüyalar geldi gözlerinin önüne.rüya olmamalarından korkuyordu.iki yıldır mutluydu ama tarifi olmayan bir keder sızlatıyordu kalbini.bazen içini bir şeylerin kemirdiğini hisseder ama anlam veremezdi. aşağıya inmek için hareketlendiğinde ağaçtan kayar gibi oldu.daha doğrusu dallar onu aşağıya indiriyorlar gibiydi. kendini tanımak için çıktığı yolculuktan ilk defa korkmaya başladı. yaratıklardan yahut tuzaklardan değil kendini tanıdığında keşfedeceklerinden korkuyordu ama, arkadaşlarına hissettiremezdi bu duyguyu.ona güvendiklerini biliyordu ve en güçsüzü dahil hepsine sonsuz bir güven besliyordu. bir tek cadı çok tatlı bir kızdı köyde de kendisiyle en çok o ilgilenirdi ama yolculuk başladığından beri bir tuhaftı.olricin sözüne güvenmiş gruba katmıştı.
ayaklarını yere bastı ama sanki çimenleri ezmiyor gibiydi. arkadaşlarının yüzlerine baktı bir kısmı uyanmış hazır bekliyor bir kısmı ise hazırlıklarını tamamlıyordu. hepsinin gözlerinde aynı kuşkulu bakış vardı. dün gece bir şey yapmıştı ama ne?
günaydın arkadaşlar dedi. yolumuza devam edelim. içlerinden biri batı batıda bir şey var diye mırıldandı. batı mı? ne olabilir ki, dün hatırlamadığı ayrıntılardan biri olmalıydı ve önemsiz olmadığı diğerlerinin kafaları ile onaylamalarından belliydi. batıya doğru gitmek için grubun önüne geçti. yanından geçtiği herkes panikle yol veriyordu.
önündeki sarmaşıkları aralayarak geçti ama ne bir dal ne bir yaprak zarar gördü...
had dedi sarmaşıkların ardından gidiyoruz...
bu hikayenin cengaverlerinin (cino, hidrojen, karga, forint*); bu kadar usta olmalarının sebebi savaşçı yetiştiren elfeday konseyinden olmalarıydı. lafla peynir gemisi yürüten olric ise suya sabuna dokunmadığından, ne leyzır topuna, ne gürze ihtiyacı yoktu.
forintin başını ellerinin arasına almış olan karga olricin kalbe ferahlık veren şarkısından sonra gözlerini açtığını gördü. önce şefkatle bakan gözlerinde şimdi kızgınlık belirmişti. kapıları açma işi yeşilin dedi. sen bilmediğin işlere nasıl girişirsin.
herkesin yapması gerekeni yapması gerekir.kaderinden sapma...
neyse diye düşündü en azından bu bir uyarı oldu. artık herkes haddini bilecek. ulan ilerde tutar bu laf diye geçirdi aklından.sonra da ulan mı? canın sağolsun dedi kendi kendine.
o sırada beklenmedik bir şey oldu önünde durdukları kapının tam karşısındaki kapı ağır ağır açıldı. ormana casusluğa giden yaratık grubuydu bu en önde 5 iskelet asker bulunuyordu. arkalarında duvaratırmanan 8 adet orc ve en arkada bir troll...
kahramanklarımız merdivenin arkasında olduklarından gelenler onları ilk anda farkedemedi. kapı açıldığı gibi kapandı. yaratıklar kapı kapanana kadar hareket etmemişlerdi. bu da zabasko kardeşliğine zaman kazandırmıştı. karga yayını ilk defa çıkardı ve iskeletlere zarar veremeyeceği için orcları hedef aldı. iki orc feryat figan içerisinde yere yuvarlanırken troll önündeki orclardan birini ezerek gruba doğru çekicini savurarak gelmeye başladı