ülkemizde bu türe ait her kitap "çocuk kitabı" olarak algılanır. okuyanlarına "boş insan" gözüyle bakılır. ama bilmezler ki bu edebiyat türünün hayranlarının elalem ne der takıntısı yoktur. kitabı eğlenmek için okurlar.
modern temellerini tolkienin attığı edebiyat türü. tolkienden sonra yazılmış neredeyse bütün (bilimkurguyu dahil etmez isek) fantastik eserlerde ortadünyadan izler bulabiliriz. bu eserlerde fantastik bir evren oluşturulur ve evrenin sınırları çizilir. sonrasında ise karakterlerin bu evrende güçlerinin yettiği kadarıyla giriştikleri maceralar konu edilir. genelde kılıç-kalkan, büyü ve doğaüstü yaratıklardan biri veya birden fazlası olaylara dahil edilebilir. iyi-kötü kavramları çarpıştırılır bazılarında ahlaki dersler verilir ve genelde iyiler her zaman insan ırkı kazanır. canavarları sadece insanlar öldürebilir çünkü.
günümüzde ülkemizde bu tür gereksiz ve çocuksu kabul edilir. bu türden bir roman tavsiye edildiğinde zaten kitap okumayan insanımızdan ben daha faydalı kitaplar okuyorum bunun gibi şeyler bana vakit kaybetmekmiş gibi geliyor beyanını duymak ise bünyeye artık normal gelmektedir.
Modern Türk edebiyatında nedense başarılı ürünlerini göremediğimiz roman türü. Halbuki bizim destanlarimiz, halk hikayelerimız, masallarımız bu tür için müthiş bir kaynak olabilir.
Fakat şu da bir gerçek ki bizim edebiyatımızın en iyi ürünleri toplumsal gerçekçi ve psikolojik tarzda yazılanlar.
'Fantastik edebiyat' teriminin jenerik(türsel) tanımı için
'Darko Suvin'in 'Metamorphoses of Science Fiction'
kitabındaki tanım çabalarını esas alıyorum.
Suvin'e göre edebi türler tarih boyunca iki büyük akım oluştururlar:
Bunlardan birincisi;
Suvin'in 'doğalcı/naturalist' diye adlandırdığı,
her çağın 'bugün ve burada'sının olabildiğince
sadık temsillerinin temel alındığı akımdır.
Bu akım her çağın ana akımıdır ve o çağ içindeki
adlandırılması ne olursa olsun
(romantizm, realizm, neo-klasisizm, modernizm)
aynı büyük, doğalcı akımın parçasıdır.
Diğer akım ise;
her çağın ikinci planda kalan, muhalif akımıdır.
Suvin buna 'estanged=yadırgatılmış' akım der,
ki ben 'estranging=yadırgatıcı' terimini
daha uygun görüyorum. Yadırgatıcı akım
tarih boyunca farklı biçimler alabilir,
peri masalı, halk öyküsü, ortaçağ romansı,
bilimkurgu ya da fantazi şeklinde ortaya çıkabilir.
Bu türler birbirlerinden tarihsel/dönemsel açıdan ya da
kullandıkları biçimsel aygıtlar bakımından ayrılabilir,
ancak ortak yönleri, içinde varoldukları çağın
'bugün ve burada'sına alternatif bir varsayım üzerine
kurulmuş olmalarıdır. Bu büyük akım içinde,
örneğin bilimkurgu fantaziden, temel anlatısal (alternatif)
varsayımını kendi çağının bilimsel bilgi kümesi
tarafından yanlışlanamaz biçimde kurmasıyla ayrılır.
Fantazinin böyle bir kaygısı yoktur. O yalnızca
okurundan 'inanmama duygusunu askıya almasını' bekler.
Bu yüzden 'fantazi edebiyatı' yer yer bu özel tanıma,
yer yer de 'yadırgatıcı akım'ın tümüne göndermedir.****