kısa bir hikayenin sonuna fon moziği bu; başlangıcı bir türlü hatırlanmayan düşler gibi... birkaç güzel saatin ardından dönüş zamanı. aslında öylesine basit ve sıradan lakin büyüleyici olan. bir tren garı. tam binip dönmeye hazırlanırken başlayan yağmur, ıslanmayan mont, bir türlü yeşermeyen yapraklar, ne yaparsanız yapın yüzü gülmeyen küskün çüçekler ve rengini kaybetmeye başlayan umut... maviden griye doğru, silikleşen bir zaman dilimi gibi. müzik çalmaya başlıyor ve cohen anlatıyor hikayeyi. tam bitime yaklaşırken hüznün bine katlanması için bir sonraki parçanın da aynısı olmasını diliyorsun ve hayat bazan şaşırtıyor insanı.
keşke gerçek olabilse istenen tüm dilekler...
bir mektuptur, şiirdir ve hatta ötesidir bu. leonard abimiz süründürmek için yazmıştır sanki; onu, bizi, kendini. bir aşkın bitişini kabulleniştir. kendi acılarına rağmen gözlerini kapatıp onu özgürlüğe salıverebilmektir. çok daha fazlasıdır belki, kayıtsız kalabilmek güçtür ve kelimeler kifayetsizdir.
sabahın dördü, aralık sonu...
sana şimdi sadece daha iyi olup olmadığını bilmek için yazıyorum.
new york soğuk ama seviyorum yaşadığım yeri
müzik çalıyor clinton caddesinde akşam boyunca
küçük evini inşa ettiğini duydum çölün ortasında
hiçbir şey için yaşıyorsun şimdi...
umarım bir şekilde kayıt tutuyorsundur
ve jane saçından bir tutamla geldi
onu senin verdiğini söyledi,
her şeyi temize çekip adam olmayı planladığınız o gece.
sen adam olabildin mi hiç?
seni son gördüğümüzde çok daha yaşlı göründün
ünlü mavi yağmurluğun omuzdan yırtılmıştı
istasyona gitmiştin, gelen her treni karşılamak icin
eve lili marlene'siz geldin
benim kadınımı tedavi ettin hayatının küçük döküntüleriyle.
ve o eve döndüğü zaman kimsenin kadını değildi...
orada dişlerinin arasında bir gülle görüyorum seni
bir ince çingene hırsız daha!
jane uyandı selam söylüyor sana.
ve sana ne söyleyebilirim kardeşim benim, katilim benim!
ne söylemek mümkün?
sanırım seni özlüyorum
sanırım seni affediyorum.
yoluma çıktığın için memnunum ve eğer buralara gelirsen
jane için ya da benim için,
bilmeni isterim ki düşmanın uyuyor ve kadını özgür...
evet... teşekkür ederim çekip aldığın hüzün için onun gözlerinden!
onun orada olmasının bir hayrı olduğunu düşünürdüm
bu sebeple almayı hiç denemedim ben.
ve jane saçından bir tutamla geldi
onu senin verdiğini söyledi
her şeyi temize çekip adam olmayı planladığınız o gece...
aldatan arkadaşa sitem eden ama hala özlediğini söyleyebilecek kadar çok seven bir adamın sözleri...gecenin bir yarısı dinlendiğinde gözlerin dolup taşmasına yol açan, eskileri bir anda yanında bulmana neden olan bi şarkı. *
her sabah beni yatağımdan koparmak için telefonumun inatla çaldığı şaheser. uyanmanın yarattığı gerginliği alıp götürür ama yerine yüksek doz melankoli koyar sabahtan. işinize gelirse artık.
cohen in ne kadar geniş mezhepli ve kurnaz-zeki olduğunu idrak ettiğimiz parçası. sevgilisi ve arkadaşı aynı yatakta! sahne bu, normalde ikisi de defedilir giderler, ama cohen sevgilisiyle devam ediyor, arkadaşı cehennemin dibine gidiyor. sonra ne oluyor?
cohen acı çekiyor, kafayı yiyor, sevgilisi mala bağlıyor ( gözlerinde yaşam belirtisi kalmıyor) arkadaşı nihilist oluyor.
esasen ilk başta cohen gitse, sevgilisi ve arkadaşı (yattıklarına göre aralarında güzel bi şey var) mutlu olacaklar, cohen acı çekecek. cohen zaten her türlü acı çekecekti. ama diğer ikisini kurtarabilirdi.
ama ikisini de affederek onların utanmalarını ve kendilerini aşağılık yaratıklar gibi hissetmelerini sağlıyor, sevgilisini geri alıyor, arkadaşını da çöle gönderiyor. bi de küfür eder gibi, dinleyeceğini bilerek şarkı yapıyor adama verdiği mesaj da şu;
dostum, saat 4, new york harika, janele seviştik uyudu, orda nası rahat mısın, biz jane le çok mutluyuz, ona verdiğin saçları gösterdi bana "boş adamdı" dedim jane'e hiç için yaşıyordu. jane'in gözlerinde artık endişe yok, mala bağladı iyi de oldu, akşama kadar uyuyor evde. gelip alabiliyosan jane'i gel de al, gurur haysiyet kaldıysa. bu şarkıyı da öyle bi söylicem ki öyle bi çalacam ki cohen deyince ilk bu şarkı akla gelcek ve sen de ordaki şerefsizin sen olduğunu bileceksin. o gece sizi yatakta yakaladığımda öldürmekten daha beter bir ceza değil mi bu sevgili dostum??
sen nesin biliyor musun bir hırsız! benden kadınımı çalmaya çalıştın, şimdi de dişlerinin arasında bir gül var, işte yine çingenelik yapıp bir şeyler çalmışsın. bi rahat dur lan! neyse gideyim de jane e sarılim arkadan. belki uyanır da sevişiriz.
it's four in the morning
the end of december
i'm writing you now just to see if you're better
new york is cold
but i like where i'm living
there's music on clinton street all through the evening
i hear that you're building your house deep in the desert
are you living for nothing now
hope you're keeping some kind of record
jane came by with a lock of your hair
she said that you gave it to her
the night that you planned to go clear
did you ever go clear
the last time we saw you
you looked so much older
your famous blue raincoat was torn at the shoulder
you'd been to the station
to meet every train
but she never turned up, i mean lili marlene
so you treated some woman to a flake of your life
and when she got home she was nobody's wife
i see you there with a rose in your teeth
one more thin gypsy thief
well, i see jane's awake
she send her regards
what can i tell you
what can i tell you
what can i possibly say
i guess that i miss you
i guess i forgive you
i'm glad that you stood in my way
and if you ever come by here
be it for jane or for me
i want you to know your enemy is sleeping
i want you to know your woman is free
thanks for the trouble you took from her eyes
i thought it was there for good
so i never really tired
and jance came by with a lock of your hair
she said that you gave it to her
the night that you planned to go clear