belki bir sobaya, sobada pişirilenlere, ısıtılanlara sahip olmaktır. belki sobanın önünde, yanında, etrafında ısınmaktır.
ben 6-7 yaşlarındayken zenginmişiz böyle, sonra orta halli aileye dönmüşüz hacı. benim içimde hala uktedir. neden çok kar yağmaz? neden ben odun kesmem? neden ben sobanın önünde ısınamam? "ah 1000 euroyla alınamaz ki bunlar..." diyemem, o kadar zengin de değildik zaten amına koyim. şimdi fark ettim yarrak gibi ekonomimiz varmış lan aile olarak.
arabanız olmayacağı için servis cilesi yok, gecekondu da oturmaktan aydat da yok.Hayaller aleminde yasarsınız ne güzel aidat yok arabayı servise götürmek yok.
köy insanıyla şehir insanı arasındaki farktır bu güzellik. tamam çok bilgili, eğitimli olmayabilir köy insanı ama samimidir, canayakındır. turizm başkentinde ayda yüzlerce euro kazanırken yeri gelir köyde bu iyi niyetleri yüzündeki ifadeden belli olan teyzelerin "datlı yaptım yin mi oğlum?"cümlesi kadar mutlu etmemiştir beni.
inandırıcı yalan söylemeyi öğrenirsiniz.
okullar yaz tatiline girdiğinde herkes tatile giderken, sanayiye gidersiniz iş aramak için ustalar ilk önce ''okula gidiyormusun?'' diye sorar.
hayır dersiniz ''ilk okulu bitirdim artık devam etmeyeceğim'' henüz dördüncü sınıfı yeni bitirmişsinizdir fakat yalan söylemek zorundasınızdır, yazlık eleman çalıştırmak istemez kimse, çünkü çırak tam işi kapamışken okula gider.
ve yalan söyleyerek işi kaparsınız.
işe giderken giymek için eski bir paltolonu iş paltolonu olarak kullanırsınız. herkesin böyle bir iş paltolonu vardır.
her sabah kalkıp işe gidersiniz 3 ay boyunca bu böyle devam eder ve yaz tatili biter.
sonraları her yaz başka bir ustaya yalan söylersiniz, havanın sıcaklamasından dolayı olsa gerek en çok yazın yalan söylemeye başlarsınız.
çalışırken öğreneceğiniz ilk şey dirsekleri masaya koymamaktır. çok azar işitirsiniz bu yüzden, sonraları öğrenirsiniz o duruşun tembelliğe neden olduğunu, çalışma hızınızı yavaşlatır.
bir de yazın hep karın ağrısı olur nedense. anneniz işe hazırlarken sizi, karnınızın ağrıdığını söylersiniz gitmemek için elinizden geleni yaparsanız. en çok söylediğiniz yalan karnınızın ağrıdığı yalanıdır.
yoksa sahiden çok sık ağrırmıydı?
sizi neden işe gönderiyorlar?
bazı sabahlar annenizin fark etmemeniz gereken göz yaşlarını fark edersiniz.
yarım ekmek arası peynirle göz yaşı dolar sefer tasınızın içine.
sonradan makalelerde okuduğunuz sosyal güvencesi olmayan ve ucuz iş gücü olarak zor şartlarda çalıştırılan çocukların arasında olduğunuzu fark edersiniz. çocuk tüccarlarına ve emek sömürücülerine küfretmeyi öğrenirsiniz.
bir gün çalışırken öğretmeniniz ile karşılaşırsınız. şaşkın ve üzüntülü bir ifade ile önce hatrınızı sorar sonra yorulup yorulmadğınızı sorar.
yaz yalanlarından bir tanede ona söylerseniz ''hayır hocam hiç yorulmuyorum. zaten öylesine çalışıyorum, vakit geçsin diye...''
aile dayanışması vardır, parasızlığı bilen çocuk anne ve babasına kendi çapında yardımcı olmaya çalışır. herhangi bişeyi çok istese bile dişini sıkmasını bilir, şımarık veletler gibi banane banane yapmaz. bu da ailenin birbirine daha sıkı bağlanmasını sağlar.
yokluktan varlığa doğru gidilen yolda, yokluk zamanlarımızda daha mı mutluyduk ne? denilen farktır. maddiyatın hırsın olmadığı, ama maneviyatın olduğu güzelliktir.
1.Çorabınız,ayakkabınız yırtık olduğu için ayak kokusundan muzdarip değilsinizdir.
2.Belediyenin nezih şartlarda ürettiği halk ekmeklerinin üretim koşullarını düşünmeden gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz.
3.Et,fastfood,nutella,lost gibi şeylerle olan alakanız, beethovenla & ajdar arasındaki alakanın benzer bir versiyonu olduğu için obezite belası kapınızı çalamaz.
4.Carrefour,Migros gibi şarküterisel hipodromlarda çocuğunuzu kaybetmez,arabanızı hatalı parkettiğiniz için alışveriş ortasında otoparka gitmek zorunda kalmazsınız.
5.Şekil yapıcam diye vitrin camı açık kahveci,yemekçi dükkanlarının önüne oturup beliniz,boynunuz,kıçınız tutulmaz.
6.Saçınızı hep babanız kestiği için,sosyal platformlarda, tipinizi siken berberinize küfür saydırmazsınız.
7.Solaryumda unutulup Hellboy'a dönüşme riskiniz yoktur.
8.Nlp,yaşam koçluğu,içimizdeki enerji,kuantum falan gibi teranelerle sağda solda mal mal konuşup 'freak' e dönüşmezsiniz.
9.Kutsal ay ve günlerde sevap aracı olarak kullanıldığınız için hayatınız sürprizlerle doludur.
10.Bodrum katında oturduğunuz için eve attığınız kız,oğlan,erkek herneyse diğer apartman sakinleri tarafından görünme riskiniz yoktur.
11.Cebinizde para ve cep telefonu olmadığı için, akşam eve dönüşte anneniz arayıp gelirken çiköfte al diyip fellik fellik çiköfteci aramazsınız.
12.Çevreniz aynı potansiyelde insanlarla dolu olduğu için,hiç bir arkadaşınız sizi yakalayıp 'yeni toka,kot,ayakkabı vs. aldım nasıl olmuş diyip beyninizi ütülemez.
13.Parasız olduğunuz için 40 yaşında bile olsanız.Anneniz 'artık seni evlendiricez' diyip dırdır etmez.
14.Bimin daracık reyonlarında değdirme yoluyla alışverişinizi daha eğlenceli hale getirebilirsiniz.
15.Ailecek bitlis tütünü sardığınız için her daim kafanız güzeldir.Coşkulu gözlerle dialog kurarsınız.