geçen akşam minibüsteyiz eşimle. adam minibüs tıka basa dolana kadar bekliyor. havada bildiğiniz üzere inanılmaz soğuk. yaşlı bir amca koşarak şoförün camına yanaştı . temiz giyimli, hafif tombul, saçlar sakallar beyazlamış, gözlükleri kapkalın siyah çerçeveli, şirin mi şirin mi bir amca .. ve diyalog gelişti :
- evlat , 50 kuruş düşürmüşüm (bir eliyle cebini kurcalıyor , utanarak) yalnızca 2 liram var binebilir miyim ?
Evimizin çatısının bir kısmı yoktu. Kar yağarken çok güzel görünürdü ama soğuk dayanılmazdı. Hep hastaydık. Babam çok içer pek eve gelmezdi. On yaşından itibaren hep calistim, hamamda tellaklık, pazarda hamallık yaptım. Kardeşlerimi ve annemi kimseye muhtaç etmedim. Şimdi size bakıyorum da, hiçbir şeyden haberiniz yok.
Hiç unutmam, okulda bot dagıtırlardi, gelmislerdi bizim sinifa o gun. Ögretmen benim adimi da vermisti fakat kabul etmemistim. Çünkü anam almamami bizden daha kotu durumda olan insanların olduğunu soylemisti.
bir gün yolda giderken sokakta simit satan bir çocuğa rastladım. bir simit aldım, merak edip sordum.
+ sattığın simitlerden hiç yedin mi?
- ? ( boynunu büküp sustu, hiçbir şey söylemedi).
10 tane simit aldım.
+ bu simitleri eve kardeşlerine götür.
- ? ( yine boynunu büktü, hiçbir şey söylemedi).
fakirliği en iyi anlatan cümleyi soruyordunuz değil mi?
alın size fakirliği anlatan suskun cümleler. fakirlik bazen cümlelerle anlatılamıyor, cümleler susuyor...
fakirlik denen bir şey yoktur. kanaat etmemek vardır, şükretmemek vardır.
bizden daha kötü durumlarda olanları hiç düşündük mü? önümüzde bilgisayarımız, son model telefonlarımız, her zaman bulabildiğimiz yemeklerimiz.. ve daha sayamadığım niceleri..
dünyanın kimi ülkelerinde insanlar perişan.. zor durumda.. açlıktan 1 kuru ekmekleri yok!