sınıfsal olarak üst katmanda olan herkesin alt katmanlara karşı ister istemez duyduğu kapitalizm rahatsızlığıdır. kapitalizme içkindir.
birey kendi sınıfsal konumundan aşağı yuvarlanmaktan aşırı derecede tiksinti duyduğu, ve üst katmanları sürekli olarak model aldığı için çalışır. insanların çalışırken makinalaşmasında ve yabancılaşmasında kapitalizm açısından çok verimli bir mevzîdir bu nefret ve imrebme mekanizması.
yaşam savaşı vermekten yorulmaktır. fakir bir annenin derdi 'bugün ne yemek yapsam?' değil, 'bugün ekmeği hangi parayla alıcam?' sorusudur. işin içinde çocuklar da varsa insan bunalımlardan bunalım beğenir. çocuk oyuncağı yok diye başka şeylerle oyalanmaya çalışırken yüreği sızlar annenin. istemez mi ki o da evladına bir 'gülen bebek' alabilmek? ancak gözü kör olsun işte parasızlığın, fakirliğin!
iki türlüdür; birisi gerçekten fakir olup nefret etmek, diğeri sigara, bira, kafelere ve her türlü ota boka para harcayıp daha sonra fakirliğe çemkirmektir. ilki makbuldür.