uyuşukluğunu ya da yolsuzluğunu örtbas etmek için, kendine böyle zırvalıklarla teselli buluyodur. gerçekte olmayan birşeye sığınmak ne kadar mantıklıdır o da tartışılır.
Medine, daha sasani devleti topraklara katılmamışken, öyle zenginlerin fink attığı bir yer değildi. insanlar mescid avlusunda toplanır. Birbirinin derdini paylaşır ve sorunlarını çözmeye çalışırdı. islam toplumu, zenginleştikçe uçurumlar artmaya başladı. Evlerin geniş hurma bahçeleri oldu.. Rahatlık insana ters etki edebiliyor.Buna rağmen, yüzlerce deveyi yükleri olan buğday vesaire malzemelerle dağıttılar. Daha sonra ise, bu eylemler de azaldı. Sahabe nesli azaldıkça, insanlar zengin olmanın farkını her yerde göstermeye başladılar..
Bu sıkıntı, ebu zer'in medine'den sürülmesi ile sonuçlanan tartışmalarla iyice alevlenmişti. Daha sonrakiler, zaten fakir müslümanları her açıdan ezmeye devam etti. islam dünyasını, bitiren ve etkisiz hale getiren en önemli sebeplerden birisi bu. Kimisi, şalvar diye nerdeyse çuval giyinecek durumda.. Kimileri ise, evine ekmek götüremiyor.. Milyon dolarlık, süslü ve zenginliği gösteren camilerle değil, zekat veren tek bir insan kalmayacak bir toplum ile övünülmediği sürece, bu tartışma devam eder.