içinde 15 gram tavuk parçası olan kocaman ekmeği yemek diye satmak.
Bazen yaparım öyle fakirleri daha iyi anlamak için onların yaptığı şeyleri yapmaya çalışırım. Tavuk döner aşağı tavuk döner yukarı neymiş bi bakiyim dedim aq. Yüzümü kapattım hemen kapıdan bi tombik tavuk döner paket diye hızlıca alıp arabaya bindim. Tenhaya çekip yemeğe başladım. ilk önce bir parça çiğ tavuk geldi. Küfredip onu attım. Sonra birkaç ısırık ekmek yedim. Bi açıp bakayım ne var lan bunun içinde dedim. Açtım marulların arasında 3-4 parça daha tavuk vardı. Nimettir atmaya kıyamadım yedim.
+hadi bana zengin birini oyna.
-bıkmadın mı bana rol yaptırmaktan? Geçen gün de annesi tarafından terk edilmiş pengueni oynattın bana. Şu an hiç keyfim yok, başka zaman yapalım.
+yahu zaten keyfin yerine gelsin diye yapmanı istedim.
-tamam tamam, başlıyorum öyleyse.
+Ahahahah dur, yapamıyorsun, zengin rolünü oynamayı bile beceremiyorsun sen.
-iyi ama daha başlamadım ki.
+kalkıp yürüdün ya. Tam bir sefil yürüyüşüydü bu. Sen zenginsin lanet olsun, bizim gibi yürümemelisin.
-?!!?.?!...???!.....!
mesai arkadaşları ile öğle yemeğinde esnaf lokantasına gidip çorba içip sepetteki ekmeği mi kurutsak yoksa çay simit mi yapsak tartışmasının yaşanmasıdır. en olmadı "kürt böreği gömelim 5 er tane en azından karnımız doyar hığmına" söylemi gelir.
Sevgiliyle buluşamamak.
Entrylerin hepsini okudum gayet mantıklı ama ben en çok bu durumda paramın yoklugunun farkına varıyorum.
Gel artık 5 Eylül gel..
liseye giderken okul çıkışı kızlı erkekli parkta oturuyorduk. sonra evlere gitmek için ayrıldık. ben iki kız arkadaşla yürümeye başladım. yolumuz üstünde pastane vardı oturalım mı bişeyler yer içeriz dediler. cebimde her zaman ki gibi beş kuruş para yoktu. dedim siz oturun benim ev de işim var. ısrar ettiler ama durmadım tabi yürüyerek eve gittim. 16-17 yıldır aklımda kalmış bir anıdır.