kara bıyıklı işçi baba süleyman'dan veya karısı can yoldaşı neriman'dan o da olmadı gözleri çakmak çakmak olan oğulları cevahir'den öğrenilebilecek şeylerdir.
Bir yol düşünür Süleyman
Ulan bu bahtı kapalı kentte
Yürümek de parayla değildir elbette
anne kumara, baba kaçakçılığa gidemeyeceği için ee malum çocukların her biri de farklı ülkelerde eroin krizlerine giremeyeceği için, evde çay demleyip, hep beraber oturup sohbet edeceklerdir. belki dizilerden, belki hayattan...
karınları doyduğunda mutlu olmak. zenginler bunun farkına varmaz asla. zengin değil normal bir geliri olan bile farkına varmaz. aç kaldığında tabir-i caizse öküz gibi yemeğe abanmak dışında bir bok yapmazlar bu durumu iyi olanlar. şükretmek gibi...
bir lokantaya girdiklerinde, şöyle bir olay canlanır kafalarında:
şimdi bu lokantaya günde 100 kişi uğrasa ve her biri en az 10 tl para bıraksa, günde bin lira eder, ayda kaç eder? gibi hayaller kurup bir lokanta açsam ben de zengin olur muyum acaba?
yokluktan gelip bir şeylere sahip olan kişi, madalyonun diğer yüzünü bildiği için, doğuştan torpilli olan kişilere göre riskini sıfırlamaya çalışacak, elindekine daha iyi sahip çıkacaktır. hatta kazanmayı öğrendiği ve tanrı bir kere 'yürü ya kulum' dediği için kendisini fakir diye aşağılayan kişilerden çok daha iyi noktalara gelebilecektir. kendisinden sonra geleceklere bu işin sırrını anlatıp, onların da hayatlarını güvenceye almalarını sağlayacaktır.
bir kez daha yokluğa düşse bile, önceden bunun ne demek olduğunu bildiği için hayattan kopmayacaktır.
bir şeyleri emeği ve alnının teri ile kazandıysa, kendini eğitmiş olacak ve gerçek zenginliğin para pul değil, sağlam bir karaktere sahip olmakla, azim etmekle ve çok çalışmakla olacağını bilecektir.
etrafında onun durumunda olanlara ilham kaynağı olacak, örnek gösterilecektir.
kışın otobüs beklerken soğuktan bir ayağını indirip diğerini kaldırarak ve parmak uçlarında seri ama kısa,yukarı aşağı esnemelerle vücut ısısını zor da olsa artırmaya çalışmak