asgari ücret ve bir ailenin geçimi düşünülür ise, günah(bence) bile sayılmaz.
neden mi?
insanların emeğinin karşılığı verilmez ise, rızkı için müslüman mücadele eder.
köle düzeni olan çalışma hayatı-kanunları hele ki taşeron sistem düşünülür ise; eşek gibi çalışan ama hakkını alamayan insan ne yapsın?
mevlanın karşısına çıkıp "allah ım, senin verdiğin rızka aracı olan bu insandan rızkımı aldım." demek lazım.
fakirlerin hırsızlık yapması başkalarının hakkı olanı gasp etmek değil bizzat kendilerinin olan hakkı geri almalarıdır. devlet eliyle fakirleştirilen kent yoksulu halkın doğumundan gelen yaşam hakkı asgari ücret denen palavrayla kısıtlanıp elinden alınıyor. sistem içinde var olabilmesinin tek şartı çalmaktır kent yoksulunun. ama burada yine bir sorun var fakir insan zenginden çalamaz. çünkü onların mülkü çelik kasalarla, güvenlik görevlileriyle, bankalar eliyle korunmaktadır. fakir insanın çalacağı insan yine fakirdir ya da orta direk diye tabir edilen kesimdedir. böylece sistem yine kendini korumaktadır burada. fakirler kendi aralarında çalıp dursun zenginin parası yine cebinde.
hakkıdır. durumum çok iyidir ama o açıdan bakmak isterim. kim ne derse desin arkadaş ben alnımın teriyle ayda 800 lira alacağım it gibi yaşayacağım ama sistemin oluşturduğu modern aristokratik sınıf doğar doğmaz bir eli yağda bir eli balda olacak, doğayı kendi malı gibi parselleyecek, kıtanın öbür ucundaki zenginler yatırım adı altında kapitalizme hizmet edecek, ben çalısacağım onlar kazanacak, köle olacağım. kesinlikle hırsız olurdum ve gider doğayı benden alanlardan hakkımı alırdım. böyle saçmalık olur mu?
aç kaldığı için sadece ekmek çalana hırsız denmez. fazlası tartşılır. ayrıca kimden alacağı ne kadar alacağı kimlerin gerçekte fakir olduğu hiç bir zaman netleştirilemez. herkes vergi verse adam gibi zengin müslümanlarda zekat verse bu başlık belkide açılmayacaktı.