düzeltilmesi gereken bir başlıktır.
düzeltilmesi gerekliliği ilk olarak fakirlik ve yoksulluk kavramlarının farklılığında yatar.
yoksulluk daha uygundur.
tanımlar konusunda meraklananlar Amartya Sen'in çalışmalarına bakabilir.
tepki kelimesi ile açıklanabilecek olan durum. bu ülkedeki insanların çoğu, benim bugüne kadar görebildiğim, artı tarih kitaplarından okuyabildiğim kadarı ile en az bir 300 senedir refah yüzü görmedi. dahası dünya savaşlarından tut teröre, iç savaşa kadar savaşın her türlüsünü de yaşadı. tek umutları atatürk'ün gösterdiği yolda ilerleyecek bir lider gelmesi ve onları refaha, huzura ulaştırması idi. 90'lı yıllardan sonra kitle iletişim araçlarının artması ile, daha fazla insan, doğru ya da yanlış, türkiye'de neler döndüğü hakkında, kendilerine göre, daha fazla fikir edindiler ve özellikle 2001'deki ekonomik krizin yıkıcı etkisi ile ülkeleri ve gelecekleri ile ilgli her türü umutları karamsarlığa dönüştü. geriye tepkiler ve yeni bir umut arayışları kaldı. 80 darbesinden sonra türk siyasetinde başta sol cenah olmak üzere siyasal islam dışında her türlü hareketin başının ezilmesi ve özellikle son dönemlerde avrupalıların ve amerikalıların da verdilkleri destek ile bu tepkiler ve yeni umut arayışları cemaatlere ve siyasal islama kaydı. akp bu tepkileri oya dönüştürmeyi ve hatta sömürmeyi iyi başardı ve önce hükümet sonra iktidar oldu. ama artık akp'nin de bir ayağı çukurda.
anlayamadığım durum. seçimden sonraki gün durakta 2 adamın konuşmalarına şahit oldum, spor salonuna 45 lira veriyorlarmış ve belediye çalışanları oldukları için 10 lira indirimden söz ediyorlardı. acı gerçeği bir kaç saniye sonra öğrendim, adamlar akp denen hırsız örgütüne oy vermişler.